LTLA - 19. Bölüm

1.2K 79 5
                                    

Bölüm parçası; Gabrielle Aplin - The Power Of Love. (Aşırı derecede mükemmel, kusursuz bir şarkı.) Fotoğrafta ise Millie ve Lİam var!  Ve size iyi okumalar!

_____

"Mill ve Liam.. İşte sevgilim.. Jack!"

Ne-e? Aman tanrım! Bu-bu şaka olsun. Lütfen şaka olsun.. Yalvarırım. Yeni sevgilisi Jack mi? JACK!!

Lanet.Olsun.Lanet.Olsun.Lanet.Olsun.

Jack, sinsice bize bakarken, içimde kusma isteği oluşmuştu.

Tekrar... Lanet.Olsun.

Onun Miranda ile ne işi vardı? Tanrım bana yardım et. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Eski sevgilimin yüzüne bir tokat mı patlatmalıyım yoksa tanımıyormuş gibi mi yapmalıyım?

Liamla, Jack tokalaştıktan sonra bana doğru döndü. Elini bana doğru uzattı. Kafam o kadar karışıktı ki ne yapacağımı bilmiyordum. Elimi tereddütle öne doğru uzatıp, onunla tokalaştım. Elimi çektiğimde, gizlice elimi eteğime silmiştim. Ondan gerçekten tiksiniyorum.

Bugün yaşadıklarım bana yetmemiş miydi? Karanlık şokunu atlatamamıştım ki daha ben.. Jack, nereden çıktı şimdi?

"Tanıştığıma memnun oldum." yüzüne her zaman ki pis gülüşünü yerleştirmişti.

"Bizde.." 

Liam, çok sıcak kanlı davranıyordu ona.. Benden ise ses çıkmıyordu.

Tanımıyormuş gibi davranıyordu. 'Hey, Millie, eski sevgilim nasılsın?' gibi bir şeyler saçmalamıyordu. B-bu çok saçma! 

"Özel değilse, nasıl tanıştığınızı merak ediyorum.."

Şuan Liam'a tekme atmak, yada tokat atmak yada bayıltmak istiyordum. Neden bu konuda bu kadar meraklı olduğunu anlayamamıştım.

"Ah, tabii ki.. Milano'ya, Millie'nin yanına gittiğimde Jackle karşılaşmıştım. Millie'nin evinin yakınlarında oturuyormuş. Yaşadığımız bir tesadüf vardı. Onun sayesinde tanıştık ve bu tanışma, her gece konuşmaya döndü." Miranda mutlulukla Jack'e dönüp gülümsedi. Bu sefer Jack, devam etti benim gözlerimin içine bakarak..

"Miranda, mükemmeldi.. Onu, tanıdığım için mutluyum. Uzun süre konuştuk ve şuan sevgiliyiz. Miranda'yı kendime aşık etmem hiçte kolay olmadı.."

"Ah, bilmez miyim? İnatçıdır.." dedi Liam.

Tek konuşmayan bendim. Bu Miranda'yı rahatsız etmişe benziyordu. Ama kafam karmakarışıktı. Jack, hiçte iyi biri değildi? Yani, o çıkarcıydı. Ayrılmamız, çok olaylı olmuştu. Onu terk edeceğimi söylediğimde delirmişti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Miranda'ya bunu nasıl söyleyecektim, onu da bilmiyordum. 

"Millie, iyi misin?"

Miranda kolumu okşayarak sormuştu. Kafamı salladım. 

"E-evet, şey, ben birazdan gelirim.." 

Hemen onları arkamda bırakacak şekilde neredeyse koşar adımlarla ilerledim. Nereye gittiğimden inanın haberim yoktu.. Ama orada daha fazla kalamazdım. Eski sevgilim'i-- Ah birde o konu var. Ona eski sevgilim bile demek istemiyorum çünkü sadece Liam'ı unutmak için çıkmıştım ve hiç etkilenmiyordum. Her neyse.

Jack, çok sinsi bir insandı. Sadece kendi zevkine göre yaşayan kimseyi takmayan bir tipti. O ne bana, ne de Miranda'ya göreydi. Ve şuan da Miranda'nın gözünü çok güzel boyamıştı.

"Millie!"

Arkamdan Miranda'nın bağırması ile bir anda durmuştum. Yanıma gelip, elimi tuttu.

Love To Love AgainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin