LTLA - 21. Bölüm

1.3K 78 8
                                    

(Başlamadan önce, lütfen şarkıları dinleyin ve şarkı sözlerini MUTLAKA okuyun. Onlar bir anlam taşıyor da... Ve Millie'nin giydiği elbise multimedyada var!!)

________

"Milly.. Bu konuşma senin için kötü oldu."

"Ya öyle mi?"

"Evet, bu konuşmadan sonra her şey tam tersine dönecek.. Rolleri değiştik Millie Brandon. Bekle ve gör." 

Telefonu yüzüme kapatmıştı. Birkaç dakika telefonumun ekranına saf saf baktım. Rolleri değiştik de ne demekti? Ne yapabilir ki? Yine aklından ne geçiyor bunun? Tanrım aklımı kaçıracağım.. 

"Millie, iyi misin?"

Liam'ın, sesiyle ona doğru döndüm. Elleri ceplerinde, iki metre uzağımdan bana bakıyordu. 

"Kimdi arayan?"

"O- o mu? Yanlış aramışlar.. Yanlış numara.."

"Peki.. Sen gerçekten iyi misin? Suratın kireç gibi bembeyaz da.. Bir şey mi oldu?"

Liam, hala aynı saflıkla benimle ilgileniyor.. Hala beni düşünüyor. Ben nasıl bir şeyin içindeyim böyle?

"Ben-ben iyiyi-- Ah, ben iyi değilim."

"Buraya gel.."

Yanıma gelip elimden tuttu ve beni göğsüne bastırdı. "Uyumak ister misin?"

Kafamı salladım. Ne yapacağımdan haberim yoktu. Sadece Liam ne derse onaylamak geliyordu içimden.. 

Elimden tuttu ve beni içeriye doğru yürütmeye başladı. Gerçekten hiç yürüyecek dermanı bulamıyordum kendimde.. Liam da bunu anlamış olacak ki sol elini dizlerimin arkasına, sağ elini de başımın arkasına koyarak beni kucağına aldı. 

"Liam, gerek yok. İndir hadi beni.. Ben yürürüm."

"Hey, sevgilim çok halsizken onu yormak istemem."

Gözlerini gözlerime dikerek, yüzüne çarpık gülümsemesini yerleştirdi. İçimde günden güne çığ gibi büyüyen huzursuzluk, pişmanlık ve suçluluk duygusu artık son aşamasındaymış gibi hissettim.

Liam, eve girdi ve merdivenlerden yavaşça çıktı. Odamın kapısının önüne geldiğimizde kapımı ben açtım ve Liam da beni, yatağıma yavaşça bıraktı.. Uzanıp yanağıma bir öpücük bıraktı ve odamın kapısını kapattı. Gece lambasını da takıp yanıma yattı. Yüzümü duvara doğru dönmüştüm.

Liam, arkamdan belime sarılıp iyice kendine çekti beni.. Burnunu saçlarıma dayadı. Sanırım, saçlarımı kokluyordu. Bunu nefesini derin derin içine çekmesinden anlamıştım. Suçluluk duygum ve ben uykuya dalmaya çalıştık..

*Yarışma Günü*  

Bu hafta boyunca kendimi pek iyi hissedemediğim ve Liamla da fazla çalışamadığımız bir aşikar.. Yine de sahnede çok iyi olmaya çalışacağım.. Jack, bir anda tüm düzenimi bozmuş olabilirdi. Ama, buna daha fazla izin veremezdim.

Elbisemin eteklerine basmamaya çalışarak, koltuğa oturdum. Saçım, makyajım her hafta olduğu gibi yapılmıştı. Bu haftaki elbisem, geçen iki hafta boyunca ki elbiselerime nazaran uzundu. Aslında, arkası uzun, önü ise kısaydı. Etek bölümü pudra rengiydi, üst kısmı ise siyahtı ve göğüs dekoltesi barındırıyordu. Eteği katlıydı ve uyum sağlamak için siyah ayakkabı tercih etmiştik.

Koltuğa kendimi attığım gibi aklıma bu hafta Miranda'nın tekrar gelip gelmeyeceği düşüncesi geldi. Aslında, Miranda'nın gelmesi sorun değildi, tabii ki Jack'i yanında getirmediği sürece.. 

Love To Love AgainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin