LTLA - 25. Bölüm

1.1K 76 2
                                    

Multimedya da "Milliam" için yaptığım video var! Fotoğraf olarak  "Batman Payne!"  var :)

İyi okumalaar!

_________

"Ne-ne zamandır oradasın?"

"Liam, anneme ne olmuş?" dedim gözümde ki yaşla ve boğazımda ki yumruyla.

"Şey, Millie. S-sen, şimdi--"

"Liam çabuk ne olduğunu söyle." dedim sert bir şekilde.

İki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramıyordu. Çünkü benden bir şeyler saklamaya çalışıyordu. Sıkıntıyla ensesini tuttu ve yere bakmaya başladı.

"Liam, biz biraz önce ne konuştuk? Sadece birbirimizin dediklerine inanacaktık. Birbirimize inanacaksak, doğruları söylemeliyiz. Sen sözümüzü şimdiden hiçe mi sayıyorsun?" zorla yutkundum.

Hızla kafasını kaldırdı. "Hayır, hayır. Asla. Peki, söyleyeceğim. Ama, lütfen sakin ol." dedi ve ellerimi tuttu.

"Söylesene. Ben sakinim." diye fısıldadım.

"Millie, annen kalp krizi geçirmiş. Şuan hastanedeler. Ama, o- o, iyi."

"Ne kalp krizinden bahsediyorsun?"

Bir anda gözümde toplanıp, görmemi azaltan yaşlar tek tek yanaklarıma doğru akmaya başladı. Liam, ellerini yüzüme yerleştirdi. Akan her yaşı baş parmağıyla siliyordu.

"O iyi. Lütfen Millie."

Annem, nasıl kalp krizi geçirir anlamıyorum. O, çok iyiydi. Bu zamana kadar kalp hastalığı da yoktu. O yarışmaya gelecekti. Beni destekleyecekti. Nasıl olur?

"Be-benim, hastaneye gitmem gerek. Annemin yanında olmalıyım."

Liam'ın kollarından kurtulup, çıkışa doğru, o uzun koridorda ilerlemeye başladım. Peşimden koşup bana yetişti.

"Şimdi mi? Millie, yarışma- yani, yani bu senin geleceğin içi--" sözünü sertçe kestim.

"Gelecek falan umurumda değil. Annemin yanına gitmem gerek. Anlamıyor musun?"

"Tamam, sakin ol."

"Ben gidiyorum. Yarışma gerçekten umurumda değil."

"Peki, bende seninle geliyorum. Ama sen çok telaş yapıyorsun. Ben, seni götüreceğim tamam mı?"

"Tamam" diye fısıldadım.

"Bekle, arabanın anahtarını alıp geliyorum." dedi. Başımı sallamakla yetindim.

Kulise tekrar girdi ve iki dakika sonra elinde anahtarla ve benim telefonumla çıktı.

Elimi tuttu. Otoparka giden yolu iki dakika da geçmiştik. Buraya gelirken kullandığımız, arabaya bindik. Liam hızla otoparktan çıkarken, bende Dylan'ı aradım.

Love To Love AgainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin