BİR KARTAL GİBİ UMUT ETMEK Bölüm 51

33 38 0
                                    

22

Güverteye koştular. İdris güvertenin ortasında Tayfun'u arkadan boynunu yakalamış, kıracak gibi tutuyordu. Selim uysallaştıran sözler söyledi, epey dil döktü. Selim onun kötü bir şey yapmayacağını, sadece gücünü duyurup diğerlerini ve Mehmet'i korkutup sindirmek, üstüne gelmelerini engellemek istediğini anlamıştı. Bir dal sigara vermeyen Tayfun'a patlamıştı işte. İdris gerçekten kötü biri olamazdı. Sadece bira içince ya da çok dolu olunca sapıtır, esip gürlerdi. Oysa normalde çok yufka yürekli biriydi. Bunu sadece Selim hissetmişti. Sokaklarda yatıp kalkmıştı, 39 yaşındaydı. Küçükken havale geçirmiş, ondan beri kafada bir arızası kalmıştı. Kaptan onu kaçak çalıştırıyordu. Selim bir gece gemiye dönerken onu kaldırımda üşümüş halde yatarken bulup gemiye getirmiş, burada kalıp çalışması için kaptana yalvarmıştı. Birkaç gün önce Selim çarşıya gitmişti. Geç saatle gemiye gelmiş, İdris'in kamarasının yanından geçerken kapıyı açık görüp içeri girmiş, ranzada gazeteden kesilmiş bir kadın resmi vardı. Neydi? Sonra İdris'in o kadını annesi yerine koyup deli gibi sevdiğini aralık kapıdan görmüştü. Resimdeki dangalak kadına anne diyordu. Anne yarası en derin yaraydı ve herkesten saklıyordu bunu. Deli, sert ve acımasız görünüyordu. Tatmin olmayan bir sertlik ve delilikti bu. Selim ise onun dipte yatan yumuşaklığını birkaç ufak şeyle anlamıştı. Güverteye konan kuşlara şefkatle bakmasından. Yatmaya gitmeden önceki yüzündeki masum ifadeden. Bulutları ve uzakları içli içi ve sanki içi acırsasına ve çok sevdiği ve hasretini çektiği birini beklercesine seyretmesinden. Karnı çok açken dolu tabağına baktığı ilk an. İnsan mutlaka içindekini ele verir, bir şekilde...

İdris Tayfun'u bıraktı.

İKİ YALNIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin