BİR KARTAL GİBİ UMUT ETMEK Bölüm 55

38 41 0
                                    


26

Genç adam evine çok yaklaşmıştı, evin bütün ışıkları sönüktü, demek yatmışlardı. Aniden arkasında bir ses duydu ve başını çevirdi. Karanlıkta babasını ve elindeki sopayı fark etti, bastı. Birkaç adım sonra ayağı takıldı ve yüzüstü kapaklandı yere. Başını taşa çarpmış, bayılmıştı.

Salim salya sümük ağlıyordu, oğlunun öldüğünü sanıyordu: "Oğlum uyan!"

Onu kucaklamış eve götürüyordu. Evde yarı uykulu vaziyette Nuh geri döner diye nöbet tutan ve pencereden yolu gözleyen Hacer de koşup gelmişti. O da ağlamaya başladı. Nuh gözlerini açtı. Hacer aniden güldü sevinç ve şaşkınlıktan. Ay gibi parlak ve dolu dolu bir gülüştü bu. Ne kadar iyi hissetti onu görür görmez...bakışını... Nuh da böyle hissetmişti. Aşk neydi? Aşk bu muydu? En ihtiyacı olduğu anda onu yanı başında buluvermek!

"Oğlum neden kaçıyordun benden...ben senin babanım...düşmanın değilim ki... saatlerdir seni bekliyordum... mahallede bakmadığım yer kalmadı... başına bir şey geldi diye endişelenmekten geberdim..."

"Ya bırak iyi baba ayaklarını! elinde odun vardı.. beni benzetecektin!"

Salim hafiften güldü: "Köpeklerden biri saldırınca sopayı elime aldım...ah oğul... perişan ettin beni. Bizi bizden başka kim anlar?"

"Anlarlar baba... anlarlar... Ama biz bir daha kötü olmayalım."

"Olmayalım."

"Birbirimize dair umutlarımızı yitirmeyelim. Bir kartal gibi umut edelim."

askıya alınmış gülüş/

an gelir el bombası gibi patlar/

toz etmese olmaz aşk


İsa Kantarcı

0,\"24

İKİ YALNIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin