BİR KARTAL GİBİ UMUT ETMEK Bölüm 35

33 41 0
                                    

6

Nuh onu seviyordu. Onu aşktan öte biçimde seviyordu. Aşk neydi? El ele tutuşup öpüşmek mi? Onunla her şartta ve halde çok mutlu olmak mı? Her neyse. Dostluk yetiyordu. Belki bir gün içinden geçenleri ona anlatırdı. Aşk zaten sahtekarca bir şeydi. Büyük aşklar zamanla bitiyor ve insanlar birbirine düşman oluyor; ama gerçek dostluklar bitmiyordu ki. Okul ve aşk işi beraber yürütülmüyordu. Aşka sapan saçmalamaya sapıyordu. Yoldan çıkıyordu. Kayıplar; diğer deyişle kaybedenler ülkesine bayrak dikiliyordu.

Bu yüzden okulu yarıda bırakan kız arkadaşları vardı. Ayrıca okulda birbirini delice sevenler okul bitince ister istemez ayrılıyorlar, başka yüreklere akıyordu yürekleri. "Doğru adam değilmiş! Ne kadar körmüşüm. Çok salakmışım! Onu nasıl sevdim!?" Evlenip boşanıyorlar, çocuklarıyla ve dertleriyle ve geçim sorunlarıyla baş başa kalıyordu kızlar.(küçük kadınlar). Akılları başlarına geliyor; "keşke okusaydım da doğru düzgün bir iş sahibi olsaydım, ne kadar mankakaymışım!" deyip ne iş olsa yapıyorlardı. Tabi şanslı olanlar boşanabiliyordu. Şanssızlar ise boşanmak istemeyen koca tarafından sokaklarda bıçaklanarak ya da silahla vurularak öldürülüyordu. Kız/ kadın olmanın sorunları bitmezdi ki. Zaten bu ülkede kadın –genç kız- olmak miras alınan bir enkazdan başka bir şey değildi.

İKİ YALNIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin