Bir salise

72 10 0
                                    

Hayat ne bir yarıştı nede bir kayıp.. Başlama çizgisiydi -yani tamda ortası-
Hani şu anlam kargaşası yaşadığın durumlar olur. Mesela cenaze vardır ve gözünden tek bir damla akmaz. Aksine gülesin gelir tövbe tövbe dersin. İşte tamda böyle bir tezatlıkta .. Sinanın yaptığı  harekete gücenmemiş gibi kızlarla kafeye gitmiş ve şen kahkahalar atmıştım. Annemle konuşmuş hatta babam bile bana mesaj atıp nasıl olduğumu sormuştu. Özgür benimle ilgiliydi kafeye onuda davet etmiş - kendi kendini davet ettirmişti- busenin ilgisi özgüre kayıvermişti! Sorunlar yok olmuş ,kirayı ödemiş faturalar hallolmuş , üstüne üstelik en sevdiğim dondurmayı ve hamburgeri yemiştim. Arkadaşlar ya ; dünya tersine dönmüştü- bu dünyada sinana yer yoktu- yada sinanın hayatıma girişi herşeyi pozitif etkilemişti! Ben herşeyden bi haber cadde de yürürken... Sevgilisi tarafından bir buket papatya verilen kıza bakakalmıştım. İşte o esnada dünya dönmeyi bıraktı. Seyirciler merakla sahnedeki oyunu merak ediyor, ışıklar sareye çevrildi. Hurra sarenin ağlama seansları başlasın. Küçük düştüğüne mi yansın?Belkilere ,olabilirlere mi yansın?
Bir salisede olsa sinanla orda birleşmişti! Şimdi o bir saliseyi elinden kim aldı?
Yaşananların faturası bu sefer fazla gelmişti. -İki aylık doğalgaz faturası mübarek-
Şimdi dudağının kenarına düşen bir parça hüzünle saatlerdir bu parkta oturuyordu. Evlerine çok yakındı. Herkesin sığındığı bir limanı vardı. Kimisi yorganına, kimisi pijamasına, kimisi ayıcığına .... Kimiside çocukluğuna. Sarenin uçurtması rüzgara dayanamadı.
Es de yüreğime ... Kal bari orda. Bir dal çiçeğin olmazsa , bir kuru dalında mı yok?
Çocuklara baktım, birbirlerine birşeyler anlatışlarını, sonra kavgalarını dayanamayıp barışmalarını...
Büyükler içinde bu kadar kolay olsa düştüğünde hemen kalkmak!
Gözyaşlarıma izin verdim! Bir küçük kız geldi yanıma oturdu çok yorulmuştu belli nefes nefese kalmış.
" Neden ağlıyorsun abla? Biliyo musun bende bebek istediğim için ağlamıştım annemde almıştı. Sen de mi bebek istiyosun? Hem bende iki tane var birimi sana veririm.. "
" Ah teşekkür ederim ama ben büyüdüm artık bebekle oynayamam ki? Sen onlarla doya doya oyna ama olur mu?
"Oyuy. Ben ağlayınca annem beni gıdıklıyo eğer gülmezsen bende seni gıdıklayım.."
"Ah peki peki bak sildim bile. "
Arkadaşlarını anlatmaya başladığın da daldığım bir andı ;  etrafıma bir sürü çocuk taplandı. "Sinan abiyi affet o seninle arkadaş olmak istiyor"
Yanlış mı duydum ne diyordu bu çocuklar? Sinan ne alaka şimdi hem bunlar sinanı... Nerden tanıyorlar demeye kalmadan, karşımda beliriverdi. Elinde bir buket papatya ile. Şimdi kafam allak bullak olmuştu. Parçaları oturtmak istiyordum ama ..
" Sinan"
" Afettin mi " dediler hep bir ağızdan!
" Çocukları alet ettiğine inanamıyorum. Siz şimdi oynayın ben konuşacağım olur mu? Hadi bakalım.. Evet hadi hadi ...
Çocuklar unutuvermişçesine oyuna daldılar . Bende bir kaç dakika sessizliğimi korudum. Sanırım konuşmasını bekliyordum. Bu sefer saliseleri - belkileri- kafamdam silerek!
Oda susuyordu.. Sözcükler yitirilmişti.

" Sare... " İsmim dışında ağzından bir şey çıkmamıştı.
"Sare hanım' dı o ; Sinan hocam ! Neden yani neden? Anlam veremiyorum, bir döngünün içindeyim ama nerde olduğuma karar veremedim? Bir gün hoca kimliğinizle beni ezerken bir kaç saat sonra beni şaşırtıyorsunuz? Hangisi gerçek hangisine inanayım? Karar verin kim olmak istediğinize ? Önce burnundan getirip sonra mutlu edeyim tarzı mı deniyorsunuz? Hani öyle bir düşünce var çok gülme çok ağlarsın. Onun yaşayan örneklendirmesi hatta canlandırması gibisiniz ... "
Kaç dakikadır konuşuyorum haberim yok. İçimde patlayan volkanlar var sadece...
Sinan da tık cevap yok! Ne kılıfı dikse olmayacak haklıyım çünkü!
Gözlerini dikmiş yere öylece bakerken " kime neyi anlatıyorsam ... Yada neyi bekliyorsam" deyip kalktım.
" Sare " dedi sesi yorgun çıkmıştı. Derin bir nefes aldı. Gitme !Bana sadece bir kaç saatini ayıramaz mısın? Samimi bir arkadaşına paylaşımcı olamaz mısın? Günde hiç tanımadığımız insanlara bazen saatlerimizi harcıyoruz! Çok mu şey istiyorum senden? İyi anlaştığımızı düşünmüştüm! "
Arkamda konuşuyordu ama ben onun yüzüne bile bakamıyordum. Onun için arkadaşlığım bir kaç saatim neden bu kadar önemliydi? Ben onun hayatında bu kadar önemli miyim? Bunun sevgilisi varken... Haaa yoksa bu bana eğlenilcek kız gözüyle mi bakıyor! Füsundan sıkıldığında can sıkıntısını gidericek bir kız olarak mı nitelendiriyor!!Yok artık!!
Bir hışımla döndüm
" Sizin hiç mi arkadaşınız yok? Bana gelene kadar !  O da değilde bir hayat arkadaşınız var zaten! Siz beni ne olarak görüyorsunuz? Füsun hanımdan sıkılınca canınızı eğleyecek basit bir kız kefesine koyuyorsunuz resmen!!.."
Şaşkınca bana baktı.
" Nasıl bunları düşünürsün sare? Kendine hakaret etme ! Ben ediyormuşum gibi de yargılama! Arkadaşım bir sürü emin ol. Hiçbirisi senin gibi değil! Sen beni Sinan olarak tanıdın. Onlar ise Sinan Soya olarak tanıyorlar! Aradaki farkı anlamış olmalısın! Bu kadar masum samimi ve gerçek bir arkadaşlığı kaybetmek istemiyorum. .."
Kaşlarımı havaya kaldırdım. Ne düşünecektim. Şarkının en güzel yerinde takılmıştı cümleler. Bu bana zarar verir anlamıyordu! En çok kendime kızıyordum! Sinanı ezberlemek istiyordum. Tüm sözlerini tüm notlarını , kulağıma fısıldayan en güzel şarkıydı. O ise bunun farkında değildi! Yapamazdım korkak ve bencildim sinan! Kendimi düşünecek kadar ! Senin ritmine kapılırsam hiçbir sesi işitmem bir daha!
" Yapamam! Siz benim için  de Sinan Soya' sınız hemde artılarıyla birlikte promosyon olarak hocalığıda eklemişler. Kendime yapacağım en büyük kötülüklerden olur! "
Kafasını karıştırıyordu. Belkide bencilliğime kızmıştı.
İki parmayığla gözlerini ovaladı.
"Tahmin ettiğim bir cevaptı.  Bencillik konusunda yanılmamışım. Tek kardeş olman seni son derece kıskançlaştırmış! Peki sen nasıl istersen! ..."
En çok da senden kaçarken sana yaklanmaktan korkuyorum. Hiç bilmediğim bir mevsimin hiç bilmediğim bir yağmurusun! Şimdi ben nerden bileyim estiğinde ortalığı talan mı edersin ... ? Belkide hiç ıslanmadığım için yağmurdan korkmam normal değil mi?
" Beni de anlamanızı rica ediyorum! Yargılamadan önce empati yapın olur mu? ..."
Gözleriyle bana baktı. Yere bakmaktan yüzüne zar zor baktım. Yanan ateşi, külleri , kalan kırıntıları sanki biranda hepsini bana gösteriverdi. Ne zannettin sare ömür boyu peşinden gelecek falan!
Bir insan senin ya kaderindir yada değildir. Şimdi parmak uçlarımdan kayıp giden adama -gitme- mi deseydim.
Mutsuzdum! Kimse benim mutsuzluğuma aldırış etmeden dönüyordu dünyaları. Onun için kararan etrafımı o bile görmüyordu! Şimdi nefes aldığımdan habersiz , yüreğime düşen yıldırımla birlikte süzüldü gitti. Hani aniden başlayan sert rüzgar tüm şehri talan eder ya ; benim şehrimi yıktıda geçti.
" Füsun nerdesin birşey konuşmak istiyorum"
Adam öfkelendiğinde kıza kıyamadığı için yine zararı kendine vermişti.Sarenin gözü önünde ringe çıkmış, onun için yine hayatının dövüşü başlamıştı. İlk darbeyide sevdiği kızdan almıştı!
Kız ise duydukları karşısında şaşkın. Esen rüzgara karşı tutunacak bir  tek dalı bile  kalmamıştı. İyide sevgilisi olan oydu. Sareyi binbir parçaya bölen de oydu. Şimdi zafer kazanmışlığın ona ne faydası vardı!
Hızla arkasını dönüp gitti. Bu durumdan ne çıkarmalıydı sare?
Son zamanlarda yaşadıklarına  anlam veremiyordu. Ağlamayacaktı.
Adam ona ne vaat etmişti ki ? Hiç!
Yüzüne düşen damlalar sareye tüm gerçekliğiyle yüzüne çarptı. Birden heryer ıslanmaya başladı. Sare hiç kıpırdayamadı yerinden. Sanki bunu hakettiğini düşünüyordu. Bi on dakika durmuştu heralde. Şemsiyeli birini farkedene kadar. Zeyzeyi yine imdadına yetişti.
" Sareeee kuzum ne yapıyorsun  burda! Sare kendine gel birşey mi oldu? Hadi evde anlatırsın"
Sıcacık yatağımla buluştuğumda gözlerim ağlamaktan ağrıyordu. Busenin Allah tarafından dersi varmış. Ona açıklayamazdım.. Zeynep beni nasıl mutlu edeceğini biliyor. Saleplerle geldi odama. Şimdi anlat diye baya sıkıştırdı. Bende herşeyi anlattım. Zeyzey de bana hak verdi. İyi yapmışsın diyerek kararımı destekledi. Okulda duyulursa ikiniz içinde problem olur diyede ekledi. Son olarak buse konusunda da hak verdi ve anlatmayacağını söyledi. Zeynep' e anlatmak tüm yükümü aldı. ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Halsizliğim yüzünden kalkarken baya zorlansamda gelemeyeceğim diye onunla irtibata geçmek istemedim. Hem önemli bir diğer dersim daha vardı bugün. Kafam dönüyordu  ama sanırım bu günü atlatabilirdim. Sıfır makyaj, giyindim sıkı sıkı. Sıcak bir çay içtim iyi gelmesini umarak! Özgürde mesaj atmış. Nasılsa okulda görürüm.
Karşıdan gördüğümde el salladı. Bana bozuk sanırım ," merhaba" dedim kısık bir sesle . " merhabada ne oldu sana? "
" Üşütmüşüm bir iki güne geçer diye umuyorum, aceleyle çıktım evden mesajını yanıtlayamadım"
" Boşver iyi ol! - bu söz bana tanıdık gelsede- dersten sonra bir ıhlamuru içmek zorundasın itiraz yok küçük hanım"
" Baş üstüne bayım! - kinayeli söylemiştim-
Anahtar! Offf
Kapıyı çaldım. Kahvaltı yapıyordu. Kafasını kaldırmadan ekrana bakıyordu.
" Günaydın hocam ben anahtar ve çizelge için ... "
"Alabilirsin" sert bir sesle lafımı böldü.
Alırken öksürmem de cabası oldu. Birde hapşırdım! Hay aksi oldu olacak burnunu da çek sare.
Kafasını kaldırdı. Sanırım farketti. Yada ben öyle umuyorum.
" Derse girmek istemezseniz naz halleder"
Naz! Naz yani naz hanım değil  yani.
"Halledebirim yinede...."
" O zaman çıkabilirsiniz" Sert bir dille yine lafımı kesmişti.
Hapşıracağım tuttu yine! Kapıyı  kapatırken" Sağlıklı yaşa küçük "

Kelebeklerin Öldüğü SaatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin