Annem mi?

7 4 0
                                    


- iki ay önce-
Koşup yine kendimde seni bulamamaktan korktuğum o dakikalarda evin boşluğuydu kalbime çalınan tiz ses! Sen gitmiştin! Kapının kapanma sesi kadar gerçekti herşey.. Tamam bu işte dediğim rengimi kaybetmek istemedim. Yere düşen vazonun kırıkları kadar gerçekti gidişinin verdiği acı.. Sare dedim ellerim boşlukta savruldu. - Annem giderken görememiştim onu , gitme bile diyemedim- şimdi elimin tersiyle ittiğim bu lüksiyat yadsınamaz ...
Kapıdan çıkmamla füsunun duvar gibi suratı durdurdu beni! Görmüş müydü?
Yüzüme bakıyordu, sadece tepki vermesini bekledim , hoş umrumda da değildi aslında.. Ondan ayrılacaktım nasılsa..
" Sinan " dedi endişeli bir ses tonuyla.. Gözleri doldu neler oluyor?
" Telefonun neden kapalı?"
Tek sorun bu muydu? Telefonumu duvara çarpmıştım.. Devam etti.
" Sevgilim duydukların hoşuna gitmeyecek.. Baban kalp krizi geçirdi"
Kafamda dönüp duran dört kelime baban kalp krizi geçirdi! Babam hani şu aramıza mesafeleri koyan adam..
Hani evladı olduğumu unutan adam!
Çıkarlarına ters düştüğünde beni ekarte eden babam!
Varlığını unuttuğum.. Unutturan adam! Size nasıl anlatabilirim ki?
Bu adamın sevgisi bile kötü!
Şimdi aramızdaki mesafelere inat onun aksine benim yüreğim sızladı.Gözlerimin dalıp gittiği yerden füsunun söylediği diğer kelimeler buz gibi kanımı dondurdu" Annen gelmiş onunla konuştuğu esnada olmuş" annem gelmiş benim annem öyle mi? Annem gelmiş.. Ellerim yumruk halinde canım yansada bırakmıyorum.. Aynaya baksam gözlerimin kıpkırmızı olduğunu görürdüm..
Füsun ürkekçe koluma dokundu" Sinan hadi hastaneye gidelim"
" O orada mı?"
" Bilmiyorum"
" Ne zaman oldu"
" Bir saat kadar oluyor"
Hemen füsunun arabasıyla hastaneye geçtik. Yoğum bakım ünitesine doğru hızla koştum.. Kaybetmekten korkuyordum sanırım ...
Babam orada öylece yatıyordu . Bir sürü kablo , yüzünde acı var sanki! Kahrolmuşluk yada bana öyle geliyor..
" Doktor bey"
Hızla kapıdan çıkan doktora koştum.
" Oğluyum babam nasıl ?"
" Merak etmeyin Mehmet bey gayet iyi fakat ağır bir kalp krizi geçirmiş yani bir dahakine kalbi dayanmayabilir, odama uğrayın detaylı konuşalım"
" Görebilir miyim?"
" Sadece bir iki dakika çok yeni hastamız rahatsız olmasın"
Babamın yanına gitmeye cesaret edemiyordum.. Kapının kulbu o kadar ağır geldiki. İçeriye girdiğimde yüzü hafif tebessümlüydü..
" Baba " dedim sesim çok yorgundu.
Gözlerini kırptı konuşmaya mecali kalmamıştı adamın!
" Geçmiş olsun, şükür iyisin.. Geleceğim yine toparlan " eline dokundum destek vermekti amacım. Sedef hanımı üzgün görmüştüm! Babama bu denli aşıktı demekki, oda bir iki dakika gördükten sonra dinlenmeleri için eve gönderdim, bende doktorun odasına gitmek üzereydim.

" Doktor bey mehmet beyin oğlu sinan soya"
" Buyrun sinan bey"
" Babanız ağır bir kalp krizi geçirmiş yani saniyelerle yarıştık. Şimdi durumu iyi fakat tekrarlayıp tekrarlamayacağını bilemeyiz..Stresten ve üzüntüden uzak kalması şart! Demem o ki babanızın emekliliği gelmiş. Kendine vakit ayırmalı yürüyüşler yapmalı. Bir dahakine kalbi dayanamayabilir"
" Anlıyorum doktor bey, onun iyi olması için şartları zorlayacağım"
" Geçmiş olsun " demesiyle kalktım.
Koca hayatı yüklenip çıktım odadan!
Yoğum bakımın önünde sandalyede oturuyordum.Geceye doğru kahve almak için kafeteryaya indim.Kahve alırken televizyondaki haberlere odaklandım babamın kalp krizi ile ilgili bir haber yapılmış olabilir-hastane yönetimi tembihli olsada-Sonra Sare milan yazıyordu eminim, yaklaştım ve baygın olan sareyi gördüm nesi vardı böyle?
Şöföre aldırdığım hattı taktım , numarasını ezbere bilmem büyük şans doğrusu...
Hemen tuşladım sareme ne olmuş?
Saniyeler içinde açtı.
" Alo"
"....." Ne diyecektim bilmiyordum?
" Kimsiniz?"
" ....." Derin bir nefes aldım ve cevap vermeye hazırlanıyordum ki!
" Sinan sensin hissedebiliyorum . Bunu bize yapma !" deyişi yüreğimi yumuşatmıştı sanki! Seside iyi geliyordu şükür. Sevgilim mi demeliyim dümdüz sare mi?
Cevap vermekle vermemek arasında gelgit yaşarken o iki göze rastladım. Bu gözleri ömrüm boyunca unutamazdım! Aynı bakış! Aynı şefkat ! Aynı mavi!
Telefonu hemen kapattım.
Kapatmak zorundaydım şuan son 10 yıldır beklediğim daha doğrusu hazırlıksız yakalandığım bir andı! Elim ayağıma dolanmıştı çoktan..
Yaklaşıyordu ben ise gerçekten savunmasızım! Bana sarılsa ne yaparım bilmiyorum.
" Oğlum " dedi tiz sesi hala aynı sadece yılların verdiği olgunluk var.Sarılmaya yeltendiği saniyelerde aramıza elimi dur anlamında kaldırdım. Dokunmak mı? Aklımın ucundan bile geçmiyordu..
" Oğlun ! Öyle mi? Şimdi mi hatırladın?"
" Paşam beni dinle"
Paşam derdi hep! Yine eski günler falan!
" Paşam yok ! Dinleyecek ne kaldı? Ortada gidişin gibi bir gerçeklik söz konusuyken!"
" Ben senin annensem seni ben yetiştirdiysem benim oğlum yufka yüreklidir bilmediği şeylerle yargılamaz insanları! Şimdi 15 yılın hatrı varsa otur ve beni dinle"
Annem işte bir o kadar merhametli bir o kadar dediğim dedik! Kendisi yaptırımcı biriydi. Aklımda öyle kalmış...
Ona hayır demek istiyordum ama kalbim deli gibi dinle diyordu! Dinle !
Gözlerindeki kararlılık çekti dikkatimi!
Ne anlatabilirdi veya hangi mazeret beni annesiz bıraktığı günleri geri verirdi? Masaya geçtik o sırada..
" Bazen gitmek kocaman bir yıpranışlığın simgesidir. İkili ilişkileri bilirsin inişler çıkışlar.. Ben gitmeme kılıf uydurmayacağım.. Mecburluklarım yoktu belki ama kalbim çoktan kozasını terketmeye hazırdı. Uçup terkedecekti beni! İki seçeneğim vardı ya ömür boyu babanın kalpsizliğiyle yaşayacakdım yada bir kalbi paylaşacaktım! Haldun çörünün kızı selin çörü karşılıksız bir aşka tutuluverdi! Baban o zamanlar tıpkı senin gibi afilli bir beyefendiydi. Kimse inanamadı ne annem ne babam defalarca karşı çıktılar, olmayacağını anlattılar hep. Ben ise kafama koymuştum bi kere, inatlaştım onlarla! Evliliğimiz benim sandığım gibi mükemmel olamamıştı. Gece yarıları alkolik gelen günlerce uğramayan bir koca. Neden diyorsun ? Neden evlendi seninle? Haldun beyin kızıydım ben onun başarı merdivenleri görevindeydim. Haldunun damadına kapılar ardına kadar açılır olmuştu ! Kendimi mesleğime verdim, sonra mı? Umutsuzluğuma umut oldun sen geldin düşünsene sevdiğim adamdan bir parçaydın . Hayatım sen olmuştun.. İşimi dahi yapmıyordum sadece seninle ilgileniyor seninle vakit geçirmek istiyordum!
Bir gün eve gelmedin hatırlıyor musun? Belkide hatırlamıyorsun.. O gün sabaha kadar uyumadım .. Sen ise arkadaşında kaldın. İşte o gün hayatımın geçip giden 16 yılına baktım !O gün anladım ki bir 16 yılda seni bekleyeceğim .. Söylediğim şeye gücenme seni elbette beklerim.. Hayatım kayıp gidiyordu oğlum ellerimin arasından yıllar akıp gidiyordu. Sana hiç belli etmedim ama ölmeyi çok istedim. Mutsuzdum o dört duvar arasında mutsuzdum. Sen de beni bırakıp gidecektin birgün bunu biliyordum.. Son zamanlar işime tekrar başladım sefa ile öyle tanıştım. Benim ayaklarımı yerden kesmişti.. Mutluydum ilk defa! Baban öğrenmiş bizi beni defalarca tehdit etti! Beni öldürmekle seni göstermemekle aklına gelebilecek tüm çirkinliklerle!
Hayatından çıkıp gitmem gerekiyordu! Kendisi beni defalarca aldatmış biri olarak oldukça acımasızdı. Ben ise babanı evliyken aldatmadım.Sevdim ilk defa sevildiğimi hissettim! Bir gün gelebilmeyi düşündüm hep!
Asıl bomba ne biliyor musun? Sedef ya benim yakın arkadaşım , meğer oymuş beni aldattığı kadın. Ona bu parayı teslim etmekle hayatımın hatasını yapmışım. Senin geleceğin için hisseleri senin adına almasını istemiştim.. Meğer iyilik yaptım ayağına aileye gitmekmiş niyeti! En kötüsüde sana yeğenini dayatması! Senin aşık olduğunu biliyorum .. Dünya güzeli bir kız.. Daha önce görmüştüm sizi.
Şimdi sana yardıma geldim! Daha doğrusu hakkın olanı almaya!"
Ne diyordu böyle neler söylüyordu?
Duyduklarım karşısında hem öfkeleniyordum hem de bilmiyorum işte kafam çok karışık..
Hissettiklerim öfkeden ibaret olmalıydı oysa ! Ben ise boşlukta gibiyim! Yada dümdüz.. Acı tarif edilir mi?
Şimdi annemle bizim zamana mı ihtiyacımız var bilemiyorum!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 16, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kelebeklerin Öldüğü SaatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin