Yıl başı gecesi içime çöken ağırlığı kelimeler ifade edemez. Yüreğim her saniye parça parça oluyordu. Dayanamayıp odama çıktım. Karanlık oda da yatağıma uzandım. Kapattım gözlerimi. O geldi yine sesizce perdeme. O vardı yine karanlığımda. Hıçkırıklara boğuldum. Ağlamak değildi bu. Ölüyordum resmen. Sanki, sanki kalbimi yerinden söküp alıyorlar, sanki parça parça içerim. Yaklaşık 10 dakika hıçkıra hıçkıra ağladıktan sonra kendime geldim nikayet. Telefonu aldım elime. Maviş mesaj atmıştı. Biraz konuştuk. Ben hala iyi değilim. Mavişten beni aramasını istedim. O da kırmayıp aradı. Ben açar açmaz hıçkırıklara boğuldum.
Maviş''Ağlama.''dedi.
Bende de huydur. Biri ağlama derse daha bi çok ağlamaya başlarım.
''Ben napıcam. Şuan o kadar eksiğim ki anlatamıyorum. Canımı yakıyor. Canım yanıyor.''
''Böyle yapma. Ağlama lütfen. Ağlamak çözüm değil.''
Konuşmaya devam ettik. Beni susturduktan sonra kapattı. Geri sayım başladı. Her bir saniyede yeniden öldüm. Sonra aklımda kalbimde onunla girdim yeni yıla.
Bir gün tatilden sonra perşembe sabahı yine okul. Kararımı vemiştim. Evet anlatıcaktım pazartesiye her şeyi. Okuldayım. Sıkıcı bir şekilde geçiyor zaman. Gözlerimi kapatmaya korkuyorum. Her seferinde karşıma çıkıyor. Tenefüstü. Bizim cave man ile cam karşısındaydık. Daha sonra benim eks aşkım geldi. Öyle. Sürekli sırnaşırım yavşarım filan o da aynen. Kardeşimdir ikiside.
''Prova yapıyoruz.''dedi.
Eks aşkım geçti karşıma. Anlattım Pazartesiyi.
''İşte Elleri cabinde. Tek kulaklıkla geziyor. Gülmüyor. Cok cool...''
''Tamam anladık. Başla.''diyip lafımı kesti. Çünkü ben pazartesiyi anlatmaya başladım mı duramazdım.
Eks aşkım karşıma geçti. Tek eli kulağında elleri cebinde şebek şebek hareketler yatıptı. Ben gülmekten konuşamadım.
''Minibüs geldi hadi eyvallah''dedi bide ben yıkıldım.
Daha sonra cave man ile yaptım provamı. Yapamadım pardon. Çünkü hiçbiri o değildi.Her neyse. Günler böyle geçti. Sınıftaki her kesle tek tek prova yaptım nerdeyse. Frutti ise sadece izliyordu. Hafta sonu aynannın karşısında denemeler yapıyorum. Cumartesi. Emin olduğum şeyden emin değilim. Korkmaya başladım. Maviş ile sürekli konuşuyorum. Onlarda sarışın ile ayrıldılar. Bu gerçekten beklenmedik bir şeydi.
Pazar günü oldu. Vazgeçicek gibiyim. Aklımda. Çık artık yalvarırım. Olmuyor. Düşüncelerime de hükmediyor artık. Tıpkı kalbim gibi. Odamdan hiç çıkmıyorum. Sürekli kulaklıklarım takılı.
PAZARTESİ. HAYIR ABİ YAPAMAM BEN !!!
Okula geç kaldım. İlk 5 saat göremedim. Son 3 ders bizim kattaydılar. Hemen karşımızda. Orda işte. Onu gördüm. Hayır hayır. Olmayacak. Ben ona bakmaya utanıtrken nasıl ''seni seviyorum'' diyicem. Diyemem. Kırmızı, sarşın, beyaz çikolata hepsi söylemem için ısrar ediyordu. Okul çıkışı insiğimiz durakta söleyecektim. Tamam söyliyicem.
Okul dağıldı. Yanımda cave man ile beraber durağa yürüdüm. Beyaz çikolata gitmişti. Kırmızı durağa çıktı. Beni orda bekliyecekti. Benden çok heyecanlı millet. Bende ardından gitti. Etrafa bakındım yoktu. Gitmişti. Buda benim işime geldi. Korkuyorum. Anlamıyorum neden ama korkuyorum işte. Olmuyor. Şu kalbimin bi köşesinde eskiden kalma bi acı var gibi. Sürekli dalga dalga çarpıyor suratıma. Yakıyor canımı. Yarası kabuk bağlamıyor kalbimin bir türlü. ölüyorum gibi. Yavaş yavaş. Korkuyorum. Onun gözlerinden, gülüşünden, sesinden. Ondan korkuyorum. Daha çok bağlanıp kopamamaktan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR NEFES DAHA KAL
RomantikKARAKTERLER. PAZARTESİ : Kendisine deli gibi aşığım. Her şey onunla başladı bu hikayede. 12 sınıfta. Bu sene son. Okula sadece pazartesi ve salı günleri geliyor. Diğer bütün günler stajda. Kendisine deli gibi aşığım. GÜLÜŞÜ IŞIĞIM. NEW YORK : 3 yıll...