21.04.2014 : Pazartesi;
Minibüs sarsıla sarsıla ilerlemeye devam ediyordu. Biz hemen yan yanaydık. Ben ve o . İkimizinde tek kulaklukları takılıydı yine. Karşımızda ki cama bakıyorduk. Ani bir frenle sarsıldık. Geriye doğru düşerken kolları ile beni tutup, sardı. Başımı kaldırıp baktım.
''Üzgünüm.'' dedim.
''Sorun değil.'' dedi.
Kolunu belimden çekmek gibi bir düşüncesi yoktu sanırım. Bir kaç adım daha attım ona doğru. Belimden daha sıkı kavradı.
''Sorun yok. İstersen bana tutunabilirsin.''
Gülümsedim ve bir kaç adım daha attım. Bedenim onun bedenindeydi. Elimle kolunu tuttum. Başı bir kez daha kaldırıp baktığımda gülümseyerek bana bakıyordu. Utanarak başımı eğdim. Kulağımda ki kulaklığı çıkarıp kendi kulaklığını taktı. Beni belimden biraz daha kendine çekti. Adımlarım adımlarına karışmıltı. Başımı göysüne koydum.
''Çok uzun zaman oldu.'' dedim.
''Biliyorum.'' dedi.
Kapattım gözlerimi. Sım sıkı kapatıp onun beline sım sıkı sarıldım. Saçlaımın kokusunu içine çekişini jissediyordum. Bana sım sıkı sarılışıyla güvende hissediyordum. Dudaklarının saçlarıma deyişini hissediyordum. Onun kokusunu derin derin içime çekiyordum.
''Keşke...'' dedim ve hemen araya girdim.
''Keşkeler bitti sevgilim ben geldim.'' dedi.
Kapalı göz kapaklarımdan bir kaç yaş düştü. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Gülümsedi.
''Burdayım. Yanında. Teninde.''
''İçimde.''
Anlımdan öpüp bana tekrar sarıldı.
Sonra ne mi oldu. ZİL ÇALDI !!!!
Bugün günlerden pazartesi. Benim camlarda sürünüp bahçede ordan oaraya koşturma günüm. Ders ise tarih. Hocanın anlattıkları uykumu getirmiş. Uykumda bana yine pzartesinin hayallerini.
Her şey sıradan. Geçen hafta söylediğim hiçbir şey geçerli değil. Bana göz ucuyla bile bakmıyor. Sadece bir kaç kez göz göze geldik o da tesadüfen.
Demek istediğim. Anlataya mecalim kalmadı. Ona olan aşkımı, gülüşünü, sevdamı anlatmaya mecalim kalmadı. Bilmsi gereken hiçbir şeyi bilmiyor. Başkalarıda bilmese bir şey değişmez.
Eve gelirken huysuz ile karşılaştım ama hiçbir şey söylmeden uzaklaştım.
Saat baya geç oldu akşam karanlığı çöktü. Oduncuğuma mesaj attım. Mesaj atsam mı atmasam mı diye. O biraz bana güven verdi. Bunu dar paça hep yapıyordu ama bu gece daha bi güvendim kendime. Whatsapp profiline girdim çıktım. En sonunda ''Merhaba'' yazdım. Atsam atmasam.
''At kızım. Nolcak. Sonra pişman olmaktan iyidir. Hem en kötü cevap vermez.'' dedim kendi kendime ama onun vermeyeceği cevap en büyük cevap olurdu.
En sonunda "Merhaba" yazıp gönderdim.
Daha telefonu elimden bırakmadan yazmaya başladı. Kelbimin atış hızını tahmin edemezsiniz. Yüzümde gülümseme bugünde kadar ki en iyisiydi. Ellerim titriyordu. Hemen bir odaya grip kapıyı kilitledim.
''Merhaba'' yazdı.
Yere oturdum.
"Nasılsın" yazdım tekrar.
O sıra dar paçaya yazdım. Ne söylesem filan diye. Ama pazartesi hiç gecikmeden cevap yazıyordu bana. Anında. Gözlerim doldu. Ellerim titriyordu. Ben ağlıyordum. Gerçketen ağlıyordum. Ki ben kolay kolay ağlayan biri değilim. Odunum yani. En duygusal filmde iki damla yaş düşer. Ama bu bir '' merhaba" lık film farklı.
''Standart sen nasılsın :)'' yazdı.
''Bende iyiyim :)'' yadım. Ellerim titriyordu. Gözleyşerımdan bir şey göremiyordum.
''Ben iyiyim demedim ki :) "
"Tamam sadece iyiyim o zaman"
Bu kadarı yeter. Bu konuşmanın devamı var tabii. AMa pek uzun değil. Numaramın onda kayıtlı olduğunu öğrendim. Sonra arkadaş olabiliriz dedin.
''Ben her seferinde dedim zaten. Sevgili filan değil. Nasıl anlatsam. Sadace hayatımda olmanı istiyorum. Nasıl olduğu önemli değil."
Bundan sonra pek uzun zürmedi. Bi gülücük attı bende bir şeyler yazma gereği duymadım.
Uyumdan önce yaklaşık 10 defa daha okudum baştan sona mesları. Bütün herkese ekran fotoğrafı ile konuşmaları attım. Herkes derken yani dar paça ve onu bilen bi kaç yakın arkadaşım daha. Herkese onu anlatıyordum zaten. Ona mesaj attığım için bi pasta kesmediğimiz kaldı.
Gece yatağıma girerken o kadar huzurluydum ki anlatamam. Mutluluğum bulaşıcı olsa dünya nesli mutluluktan tükenirdi.
22.04.2014 : Salı;
Ne kadar farklı 1 saat arayla hayat. 1 saat daha erken uayndım bugün. Sokaklar daha sessiz, daha boş. Bütün yolculuklar bom boş 1 saat arayla. Ne kadar geç kalıyor muşum ben hayata. Bugün 1 saat daha erken uayndım sana. Serçelerin sesi kulaklarımda. Bugün 1 saat daha fazla dinledim seni. Bom boş sokta bom boş merdivene oturup. Bugün daha bi güzldi seni sevmek sevgilim.
Her şey sıradan. Bugün nöbetçiyim. Okula erken geldim. Ve merdivenlerde yazdığım kısa bir paraydı bu.
Bütün gün okulda gezinip durdum. Kitap okudum. Pazartesinin sınıfının olduğu kattaydım. Son iki ders labratuvara gittiler tabii.
Bugün için heycanlı tek şey şu. Ben bizim sınıfın kapısına yaslanmıştım. Labratuvardan çıktı arkadaşlarıyla. Tam karşımdan yanlız başına yürüyordu. Bakışlarını bana çevirdi. Uzunca baktı. Gözlerimi kaçırmadan baktım bende. Sonra çıkıp gitti.
Ve ve bide şey. Sınıflarından biri kavga etti. Çıkışta kavga baya büyüdü. Yol boyunca uzadı kavga yüzünmez hala geldi. Durağa gidene kadar ne dualar ettim. Ellerim titriyordu. Gözlerim doldu. Çünkü onun canı yanarsa ben dayanamam. Arsada ki kavgaya baktım. Gerçekten fazla büyük bi kavgaydı. Benden hocası ayırdı. Pazartesinin sınıfında ki cocuğu evine götürmelerini söyledi. Sağ salim çıktı ordan. Karşıya geçip ilerledil.
Belki durağa gelir diye bekledim bir kaç yarım saat. Ama gelmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR NEFES DAHA KAL
Roman d'amourKARAKTERLER. PAZARTESİ : Kendisine deli gibi aşığım. Her şey onunla başladı bu hikayede. 12 sınıfta. Bu sene son. Okula sadece pazartesi ve salı günleri geliyor. Diğer bütün günler stajda. Kendisine deli gibi aşığım. GÜLÜŞÜ IŞIĞIM. NEW YORK : 3 yıll...