01.02.2014;
Bazen düşünmeden edemiyorum. Bu kadar çok hayal kurduğum için mi bu kadar çok kırılıyorum. Yoksa hala hayal kurabildiğim için mi yaşıyorum?
Aslında iyiyim. Hala nefes alabildiğimi düşünürsek gayet iyiyim aslında. Bazı şeyler hala aynı. Her gece yine rüyalarımda. Yeniden akşam oldu. Günün en gereksiz kısmı bitti yeniden. Hala rüzgar esiyor yürüdüğüm sokaklarda. Ama artık hissetmiyorum. Bugünlerde çok hissizim. Hiçbir şey hissedecek halde değilim.
Nefes almak demişken bugün dışarı çıktım. Tatil boyunca yaptığım en heyecanlı şey bu olmalı. Eski parka gittim. Yanlız başıma oturdum biraz. Oturdum sadece. Yanlızdım. Kimsesiz. Kimseyede ihtiyacım yokru. Anılar her yerdeydi.
02.02.2014;
Pazar günlerinden nefret ediyorum. Çünkü çok eğlenceli olduğunu sananlar var. Pazar gününün bir anlamı olduğunu sananlar var.
Kalk. Saçlarını düzleştir. Üzerini giyin. Yarım metre topukluları ayağına geçir. Sür sürüştür. Hazırım. Hadi bakalım 2 saat yol çek bu halde bide aç karna git düğüne. Pardon düğün evine. Düğün evine git otur. Bekle bekle bekle. Kim evleniyor bilmiyorum da. Neyse yemek verdiler allahtan. Yoksa bu aç karna herkesi yerdim orda.
Bir de çorabım kaçtı tabi .Annem beni bir erkekle çorap almaya yolları. Bu kadına hayaranım.
Gözümede iki tane çocuk kestirdim. İkiside taş. Kalktık gittik düğün salonuna. Müzik çalıyor. Benim kestiğim çocukların biri oturmak bilmiyor. Çocuk oyna anam oyna. Diğeri ise ordan oraya koşturuyor.
Ben en dibe oturdum. Telefon elimde Pazatesinin resimlerine bakıyorum arada. Özlüyorum. Seviyorum filan.
Düğün bitti. Eve dönücez. Köprüde trafik. 2 saatten fazla zaman öyle kaldık. Radyoda açık bir kanal. Türkçe slow çalıyorlar. Uyumuşum ben. Topuklular ayağımı sıkıyor. Ölüyorum. Eve geldim. Üzerini değiş. Direk yat.
03.02.2014;
Sabah saat 06.48 gibi uyandım. Neden bu kadar erken uyandım bilmiyorum. Dün gece saat ikiden sonra yatmıştım ve ben okul günleri hariç asla 10'dan önce uyanmam. Tekrar uyudum. Annem seslendi. Saat 9 gibi.Uyandım.
Kahvaltı filan derken geçti zaman. Annem memlekete gidicekti. O yüzden acelesi vardı sanırım 3 günden önce dönmez. Ah 3 gün ne istersem o yani.
04.02.2014;
Uyku düzenim altüstüt olmüş durumda. Sürekli yağlı şeyler, abur cubur ile geçiriyorum günümü. Evde üst kattan aşağı inmiyorum. Sürekli uyumak istiyorum. Ama çalışmak zorunda olduğum için her sabah saat 8'de kalkıyorum.
Dün gece yine geldi pazartesi. Bir şey okumuştum. Birini sürekli düşünürsen rüyana gelmesi normalmiş ama her gece görmek iyimidir bilmem.
Bu sefer gülümsedi. Neresi olduğu belirsiz bi yerdeydik. Etraf kalabalık. Bişeyler konuştuk. Hatırlamıyorum. Sadece eski bir okul sırasına oturmuş arkadaşları ile birlikte gülüyordu.
Gülüşüyle geldi bu sefer. Gülüşünü sevdiğim.
05.02.2014 :
Söylemek gerekirse bazı şeyleri değiştiremeyiz. Mesela gökyüzünün rengini değiştiremez kimse. Çünkü gökyüzüne maviden başka renk yakışmaz. Uçan kuşların yönünü belirleyemez kimdse. Çünkü onlar özgür. Ve özgürlüğe kimse dokunamaz. Ve aşk. Ne saçma şey. Kimse seçemez aşık olacağı kişiyi. Kimse değiştiremez sevgiyi. Kimse dokunamaz duygulara. Kimse hissetiremez farklı hissetmedin sürece.
Bugün yine dükkanda oturuyorum. Dizi izliyorum. Sıkılıyorum. New york yanıma geldi. Oturduk biraz.
New York benim 3 yıllık arkadaşım. Her şeyim gibi. Taşındıktan sonra pek görüşmesek bile geliyor arada sırada. Mutlu ediyor beni.
Not : Düünde gördüğüm çocuğu ekledim. Kabul etti ve şuan konuşuyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR NEFES DAHA KAL
RomansaKARAKTERLER. PAZARTESİ : Kendisine deli gibi aşığım. Her şey onunla başladı bu hikayede. 12 sınıfta. Bu sene son. Okula sadece pazartesi ve salı günleri geliyor. Diğer bütün günler stajda. Kendisine deli gibi aşığım. GÜLÜŞÜ IŞIĞIM. NEW YORK : 3 yıll...