Bugüne kadar çok fazla şey oldu aslında. Salı gecesi pazartesinin sınıf arkadaşı ile konuştuk. Numarasını istedim hiç itiraz etmeden verdi. Pazartesi sürekli whatsappta çevrimiçi. Sınıf arkadaşı ile mezuniyet gecelerini konuştuk filan. Çok güzeldi yani. Kitap okuması için söz verdirdim. Pazartesi günü ona bir kitap götürücem.
Pazar günü huysuz maviş ve benle huysuzun ortak arkadaşı olan mai ile alışveriş merkezine gittik. Mai ben ve huysuzun ilk okul arkadaşı. Gezme fazla iyi değildi. Çünkü huysuz baya baya kızdı ve sürekli didişip laf soktuk birbirimize. Eve gitiğimiz zaman gece konuştuk. Kıskançlıktan deliye dönmüş. Mavişi kıskanmış. 360 a bindiğimizde elimi tuttuğu için. Kolunu omzuma attığı için. Ve bide gokart var. Her şeyin içine yine kıskançlık etti. Sonuç artık huysuz ile birbirimizi tanımıyoruz.
14.04.2014 : Pazartesi;
Sıradan. Bütün gün pazartesiye baktım. Uzun arada basket maçı yaptılar. Dinlemek için çıktığı zaman ben duvar dibinden onu izledim sürekli. Bi ara bana baktı. Göz göze geldik ama hemen önüne döndü.
Gülümsediği zaman ben krizlere giriyordum. Gotik yanımdaydı. Onun kolunu sıkıyordum devamlı.
''Ulan gülümsemesin bu. Bek valla ölüyorum. Ahh ne güzel gülümsüyor aşkım. Ölürüm lan.''
Bunlar bi parçası sadece. Bütün gün camdan onu keserek geçti. Ahh bu pazartesiler beni çok yoruyor.
15.04.2014: Salı;
Sanırım onu tanıdığımdan beri ilk kez bu kadar anlamlı bir gün oldu.
Merdivenelerden inerken amelelik yapıyorlardı. Kutlar taşıyorlardı. Tam yanımdan geçti. Ben dar paça ve sarışın dışarı çıkıp bi yere oturduk. O ve arkadaşları tam karşımızdaydı. Arkadaşına mesaj atsam mı atmasam mı?
Dar paça''At kanka at.'' dedi.
''Ne yazıyım?''
''Duruşunu bile seviyorum.''
Tabi küçük bir tartışmadan sonra aynı şekilde attım. Cevap ise gülücük.
Her şey uzun arada başladı. Bugünde voleybol maçı yaptılar. En sevdiğim chicago bulls tişörtü vardı. Dengesiz voleybol maçında basketbol tişörtü giyiyor sevgilim.
Yan tarafta ki duvarda ki bankların üzerine oturduk.
Dar paça''Kanka sana baktı.'' dedi
Bir kaç kez daha bakıştık. Sonra kalktık. KArşılarına geçtik. Bana ilk kez bu kadar çok bakıyordu. Ben elimde telefonumla oduncuğum ile mesajlaşıyordum.
Oduncuk benim en yakınlarımdan biri. Bana bir gün boyunca yazdığı her mesajım sonuna seni seviyorum eklediği günler vardı. Beni mutlu eden sayılı kişilerden oduncuğum.
Tabi onada pazartesiyi anlatıyordum. Zil çalınca sınıfa çıktım. Camdan onu izlemeye devam ettim. Hırkasını aldı. Fotoğraf çekildiler. Bende çaktırmadan videoya çektim. İçeri doğru ilerlerken sınıfın camına baktı. Göz göze geldik. Utandım ve içeri kaçttım. Tekrar cama geldim.
Gotik''Kanka güldü.'' dedi.
''Neye güldü.''
''Sen içeri girdin ya. Bide buraya bakmaya çalışıy sürekli.''
''Arkadaşı bişey anlatmıştır ona gülmüştür.''
''Arkadaşını dinlediğini bile sanmıyorum.''
Gerçekten buraya bakmaya çalışıyor gibi. Gözleri şaşı olucaktı sevgilimin. Yüzümde ki aptal gülümsemeyi görmeniz gerekir.
Son ders. Beden ve dışardayız. Baklara oturduk. Arkadaşı geldi. Cave man ile felan basket oynadılar. Son ders olan oldu.
Gotik ile kantine gittik. Kolalarımızı alıp çıktık. Pazartesi sahada. Banka gidip gitmemekte karasızım. Hayır artık utanmak yok. Gidicem. İlerlerken topları kaçtı.
''Topunuz kaçtı. Ben yakalarım.'' dedim. Allahım ölüm.
Topu tuttum. Bi elimde kola birinde top döndüm. Bizim sınıftan biri bana at dedi.
''Tut'' dedim. Ama top pazartesiye gitti.
''Pazartesi tuttu ama neyse.'' dedim.
Oha. Ben. İlk. Kez. Gözlerine. Bakarak.Pazartesi.Dedim.
Evet böyle. Utana utana gittim. Hayır utanmadım. Çünkü o da gülümsedi. Ya da ben öyle gördüm. Emin değilim.
Sınıfa çıktım. Zilin çalmasına az kala mallıklar peş peşe. Yere uzandık sarışınla kimse yoktu. O bir kulaklıkla müzik dinlerken diğeri ile beni dinledi.
''Ben onu çok seviyorum.'' dedim.
''O da seni seviyor aşkım.''
''Canım çok yanıyor sarışın biliyor musun?''
Gözlerime baktı. Gülümsedi.
''Kıyamam ben sana.''
''Ama üzülmyorum. Gerçekten. Nasıl mutluysa öyle olsun sarışın. Eğer bensiz mutluysa öyle olsun. Ben razıyım. Düşünüyorum da sevdiği insanlar ve sevecekleri. Asla ben olmıyıcam. Asla onun hayatında olmiyicam.''
''Sus bak konuşma böyle. Ben ağlarım.''
''Gerçekten üzülmüyorum ben. Tek isteğim benim gibi sevicek birine aşık olsun. Bak o zaman mutlu olurum. Benim gibi sevicek biri ile olucaksa o zaman yanmaz belki canım. Ya benim gibi kimse sevemez onu.''
''Seviyor seni.''
''O zaman neden gelmiyor.''
''Bilmiyorum.''
Boşverdim yine. Kapı hafifçe açıktı. Ordan geçti. Çıkışta yine duraktaydı. Ama iyiyim. O mutlu. Aynı minibüse binmedik. Giderken ona baktım. O da bana. Göz göze geldik. Ama iyiyim. Çünkü o mutlu. Ben olmasamda olur.
Ve bugün okula gelirken minibüste bi çocuk gördüm. Bana bakıp gülümsedi. İlk kez bir çocuğa gülümsedim ben. Ki ben çocuklardan nefret ederim. Ama aklımda o vardı. Ve belkiler. İlk kez bi çocuk sevdim ben bugün.
Okldan dönerken aklımdan çıkmadı ona pazartesi diyişim. Gülümsedim. Rüzgar öyle güzel çarpıyordu ki cam kenarından suratıma. İnandım bian. Ama hayır. Olmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR NEFES DAHA KAL
RomanceKARAKTERLER. PAZARTESİ : Kendisine deli gibi aşığım. Her şey onunla başladı bu hikayede. 12 sınıfta. Bu sene son. Okula sadece pazartesi ve salı günleri geliyor. Diğer bütün günler stajda. Kendisine deli gibi aşığım. GÜLÜŞÜ IŞIĞIM. NEW YORK : 3 yıll...