3: Just A Kiss

3.3K 247 89
                                    

--

Min-Ah'a, tabiki hayır demiştim ve onu odadan çıkarmıştım. 

Şuan düşündüğüm tek şey o serserinin muhtemelen grubunu da yanına alıp partiye gelecek olmasıydı. Neler olabileceğini en ince ayrıntısına kadar düşünüyordum. 

Ben oraya popüler olarak gidecektim, yanında tam bir ezik durumundayken partide popüler olmamın onu şaşırtacağına emindim. Hem orada çete ile olacaktım. Artık eşit olacaktık. Birilerine dersini vermenin vakti geldi ha?

Giymeyi düşünüp bir türlü giyemediğim şu buz mavisi dar pantolonu giymenin tam zamanıydı.

Yanlış anlamayın bu parti için yani.

Güzellik uykumdan, neredeyse yarım saat önce uyandırılmıştım ama yüzüm tamamen muhteşem görünüyordu. KILLERS baskılı gri tişörtümü üzerime geçirir  geçirmez, annemin üzerine ceket giy diye duyuracağını bildiğimden dolayı ona fırsat vermeden en azından şık olsun diye siyah deri bir ceket giydim. Saçlarım dağınık görünüyordu ve bunun seksi durduğunu düşündüğüm için düzenlemeyle uğraşmadım. Üşengeç olduğumu belli etmemek adına, bahanelere sığınmakta güzel elbet.

Evden çıkmadan önce üstüme uygun bir vans aradım koleksiyonumdan, sonunda içime sinen kot rengi vansı ayağıma geçirdim. Tekrar Min vakası ile karşılaşmamak adına adımlarımızı hızlı tutup evden çıktım. Arabayla yola koyulduğumda ise, aklımda olan tek şey partide neler olacağıydı. 

---

Parti Byun Malikhanesinde yapılıyordu yani Baekhyunundu. Her cuma yapılan patilerden biriydi, her hafta farklı birinin evinde yapılan sigara ve alkol ile bütünleşmiş; benim için oldukça sıradan bir partiydi. 

Bir türlü giyemediğin dar pantolonu, sıradan bir parti için mi giydin.. Dediğinizi duyuyor gibiyim, bu yüzden susun!

Tabi Kai ve çetesinin gelmesi sıradanlığı bozabiliyordu. Baeke onları neden davet ettiğinin hesabını, ayrıca sormayı aklıma not ettim. 

Görkemli malike bile gözümden sıradanlaşmıştı. Tamam, zenginlik bu olsa gerek diye düşünüyor olabilirsiniz ama asıl nedeni bu değil. Hep gittiğim yerlerden biriydi zaten Baekhyunun evi. Neredeyse, her okul çıkışı langırt veya futbol oynamak için buraya geliyorduk. 

İçeri girer girmez gözlerin üzerimde olduğunu hissettim. Umursamaz tavırla 'bizim köşemiz.' diye adlandırdığımız yere, çetenin oturduğu bölgeye gidip ortaya geçtim. Kısa bir selamlaşmadan sonra Baekin yanımıza gelmesiyle sorularım için zaman bulmuştum. 

"Partiye, annemin okulundan birileride mi geliyor?"

Bana anlamamış gözlerle baktı.

"Birileri?"

Tamaaam, mutlaka o serserilerin ismini bana söyletmezseler olmazdı değil mi? O aptal anlaşmadan sonra adını söylemeyi istediğim en son kişi bile değilken üstelik. 

Ağzımı açmamla kapamam bir oldu.

"Haa, Kim Jongin ve çetesinden mi bahsediyorsun?"

Onun adını söylememek sevindirse de, beni onaylaması gelecekleri anlamına geldiği için bu pek yeterli olmamıştı. Ve bir de 'Çetesi' nin de geleceği onayını anlamak çok harika hissettirdi(!)

"Evet, gelecekler değil mi?"

"Evet. Pek sevmiyorum onları ama Jongin denen çocuk özellikle gelmek istedi ve... Gözlerini bana diktiğinde, itiraf etmeliyim ki dostum kabul etmek zorunda kaldım çok ürkütücü bakıyor."

Say My Name/ KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin