34: Paintball With Bromance

1.9K 83 220
                                    

"Baekhyun, dönmeyi keser misin? Başımı ağrıtıyorsun."

Baek düşünceli bir şekilde dönmeyi kesip duraksadı. Yüzünü sitem eden Luhan'a çevirirken bir eliyle de kısa sakallarını kaşıyordu.

"Hayır, kesmem. Farkında mısınız bilmiyorum ama çok değil bir kaç saat önce bir erkekten çıkma teklifi aldım!"

Chen, "Dostum, o sadece bir erkek değil. Park Chanyeol. Bence buna sevinmelisin." diyerek sırıttı.

Chen yine yapacağını yapmıştı. Baekhyun patlamak üzere olan bir barut gibi Chene bakıyordu.

Bu sefer de Luhan, "Açıkçası Jongdae'ye katılıyorum. Senin yerinde olmak isteyen bir sürü kız var Baekie." deyince Baekhyun ateşini püskürtmeye hazırlanmıştı.

"Tanrı aşkına, ne zamandan beri bir erkeğin bir erkeğe çıkma teklifi etmesini bu kadar destekler oldunuz? Üstelik bir de şanslı olduğumu söylüyorsunuz!"

Baekhyun, karşımızdaki banka oturup ellerini birbirine sürterek bir yere odaklanırken konuşmaya devam etti.

"Yerimde olmak isteyen bir sürü kız umurumda bile değil. Bir insan o kendini beğenmiş kas torbası ile neden çıkmak ister ki?" Konuşurken kendi kendine mimikler yapıyordu. Cevap vermemize fırsat vermeden devam etti. "Partiye davet ederken yüzünde oluşan pişkin surat ifadesini siz de gördünüz mü? Tanrım, o suratı dağıtmak istiyorum!"

Soru soruyordu ve biz cevaplayamadan devam ediyordu. Evet, Baekhyun kesinlikle kendi kendine konuşuyordu.

Bu sefer ayağa kalkıp elini parktaki bitkilerde gezdirmeye başladı. "Hayır, hayır o lanet olası partiye gitmeyeceğim. Hatta okulun ortasında karşısına geçip teklifini reddettiğimi söyleyeceğim. Ve reddedildiği anda kendisine hayran olan kızların önünde bütün havası sönerken, yüzünün aldığı ifadeyi zevkle izleyeceğim."

Chen, "Vay canına.. " dedikten sonra boğazını temizledi. "Kyungsoo ile takılmayı azaltmalısın dostum."

Kaşlarımı çattı. "Hey!."

Baek, birden yüzümüze bakınca Chen yutkunur, "Ş-şakaydı.. " demişti.

Baekhyun ise Chenin sesini bastırıp, "Ya da durun, gideceğim." dedi. Başta ne saçmalıyor bu diye düşünsem de daha sonra kafasının hala Chanyeol da kaldığını anlamıştım. Bizi dinlememişti bile. "Evet, evet oraya gideceğim. Ve o övündüğü karın kaslarına yumruğumu geçireceğim-"

Chen sessizce, "Size de hiç susmayacakmış gibi geliyor mu?" dediği anda Baekhyunun sesi yine Cheni bastırmış. "Kim Woo Bin çakması yüzünü yamultunca kızlara kırpacak gözü bile kalmayacak."

"Evet, evet kesinlikle susmayacak.. " diye mırıldandı Chen. Daha sonra banktan kalkıp yavaş adımlarla oradan uzaklaşmaya başladı.

Luhan da kulağıma yaklaşarak, "Seni bilmem ama ben bu işkenceye daha fazla katlanacağımı sanmıyorum. " deyip parkın çıkışına doğru yürüyünce hala arkası dönük olan Baekin sesini duydum.

"Kyungsoo?" demişti, sinirli bir ses tonuyla.

Anlamış mıydı?

Sonunda düşünmeyi bırakıp, "Efendim?" diye cevap verdim.

"Ben Chanyeolu dövebilirim değil mi?"

Yok ebenin a..

•••

Duvara boş boş bakıp uyumaya çalışırken düşünmeden edemiyorum. Kesinlikle garip bir gün geçirmiştim. Hayır, hayır asıl garip olan gün değildi. Kim Jongin'in ta kendisiydi.

Say My Name/ KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin