9: I am Sorry

2.3K 192 109
                                    

Okurken kafanız karışmasın diye buraya yazıyorum. Kyungsoonun kız kardeşlerinin adı;

Min-Ah, In-Na, Eun-Soo, Il-Joo

Zaten, Ahn Yoo Na da eski kız arkadaşıydı :33

Öpüldünüzzzz :**

___

"O kız neyin oluyor?"

Sorduğu soru karşısında istemsizce dudaklarım aralanmış, ağzım açık kalmıştı. Loş ışığa inatla kendini belli eden etrafı kırmızılaşmış koyu gözlerini dudaklarıma dikince, rahatsız olduğum için yine istemsizce kapatmıştım ağzımı.

"Sanane."

Aklıma gelen ilk şeyi söylememle, "O.Kız.Neyin.Oluyor?" dedi tane tane vurgulayarak, yakalarımı tutup beni duvarla arasına daha da sıkıştırırken.

Ne ara bu kadar yakınlaşmıştık?

Kafamı dağıta bildiğim tek şey olan müziğe ne olmuştu?

Siktir, hava soğuk Kyungsoo terlememelisin!

İnat edip etmeme arasında gidip gelirken, "Seni ilgilendirmez" diyerek inatçı huyumu galip getirmiştim, gözlerinden artık alev çıkacak olan Kai ile...

"Lanet olsun, soruma cevap ver!" dedi yakalarımı tutarken beni kaldırıp duvara daha da yapıştırdı.

(Duvar fantazisi ;)

Tepkileri beni şüphelendirmeye başlamıştı.

Yakalarımı tutup beni havaya kaldırması, nefes almamı zorlaştırdığı için ister istemez ellerimi yakalarıma götürmemle ellerimiz birbirine değmişti.

Ellerimi çekemezdim çünkü nefes alamıyordum tamam mı?

Gözlerini ellerimize diktikten sonra tekrar gözlerime baktı. Yüzündeki yumuşama kendini belli etmişti ama o kırmızılaşmış gözleriyle bana bakması çok tehlikeliydi!

Artık inat edemeyeceğimi anlayıp, "Eski sevgilim" dedim omuz silkerek. Bunu dememle ellerini çekip, dehşete düşmüş yüz ifadesiyle bana bakarken geriye doğru yürüdü.

Ben ona anlamsız bakışlar atarken, duvara eliyle yumruk atıp "Siktir!" demekten başka birşey yapmıyordu.

Buna bir son vermek amacıyla, "Ne o? Çok mu üzüldün?" dedim alaycı bir ifadeyle, yakalarımı düzelttim.

Bana doğru geldi ve gözlerime baktı.

Tanrım, gözlerinin etrafı neden bu kadar kırmızılaşmıştı.

"Özür dilerim"

Yüzündeki anlamadığım ifadeyle dediği şey ile gözlerim yerinden çıkacak şekilde açılmıştı.

Özür mü dilemişti? Bunu diyen gerçekten Kai'miydi?

O hızla yanımda ayrılırken, ben yine sadece anlamsızca ardından baka kalmıştım.

---

"Abi, uyan artık! Telefonun çalıyor!"

Min Ah'ın aynı şeyi 24434. kez söyleyişiyle, "O zaman sustur!" diye inledim, kafam yastığın altındayken.

Uykumdan bir telefon yüzünden vazgeçmeyecektim. Üstelik bugün Cumartesiydi!

Min Ah'ın telefonu kapatıp odadan çıkmasından 2 dakika geçmeden kapının aralanırken çıkardığı sesi duymamla, "Yine ne var Min!" dedim bıkkın bir sesle, kafamı yastığa dahada bastırıp.

Say My Name/ KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin