20: Lee Jang Woo

1.8K 152 46
                                    

"Bir şartım var,"

Tekrar nefesimi verdikten sonra sıkıntılı bir sesle, "Neymiş?" dedim. Diğerlerinden ayrıldıktan sonra özel olarak konuşmak için ısrar edince bizim eve gelmiştik. Şimdi ise odamı turlarken şart sunmaya başlamıştı.

Eliyle siyah saçlarıyla oynadıktan sonra bakışlarını üzerime dikti.

"Sen de geleceksin."

Duyduklarımla kafamı iki yana sallamaya başlamıştım bile. Bu kadar uzatması sinir bozucuydu. Alt tarafı Chanyeolü bana getirmek için bir kaç numara yapacaktı. Evet, Baek ve Chanyeolü bir araya getirmek  büyük cesaret gerektiriyordu ama zaten planım başlı başına cesaret işi iken bu hiçbir şeydi.

Kendimi tutamayıp önüne dikildim ve, "Abartıyorsun Baekhyunie" dedim. "Sadece onu ikna etmeye çalışacaksın. Sana zarar vereceğini sanmam."

Son cümlemde dilimi çıkararak dalga geçtiğim için gözlerini devirdikten sonra devam etti.

"Anlamıyorsun. Sadece arkada bir yerde duracaksın işte. Siktiğimin sapığı ile yalnız kalmak istemiyorum, o kadar."

Bu sefer gözlerini deviren ben olmuştum ama bunun bir şart olduğu aklıma gelince sıkıntıyla nefesimi verdim ve "Anlaşıldı." dedim.

Sonunda kaskatı kesilmiş yüzünde tebessüm oluşmuştu. Bu kadarı beni ister istemez şaşırtmıştı çünkü Baekhyun genelde suratsız olup etrafa keskin bakışlar atmaya çalışırdı. Bu çabaları bir bana işlemezdi tabi orası ayrı.

Elinde anahtarla yanımdan geçerek kapıya doğru yürürken, "Yarın, akşama doğru, unutma!" diye seslendim.

Elini havaya kaldırarak onaylayıp odadan çıktı. Rahatlamışcasına nefesimi verdim ve kendimi sırt üstü yatağa attım. Kollarımı çift kişilik yatağımın en ucuna ulaştırmaya çalışır gibi uzatırken, planımın son aşamasında olduğumu umdum. Eğer Chanyeol sayesinde Kainin sırrını öğrenebilirsem planım işe yaramış olacaktı.

Kai ile ilgili gerçeğin ne olduğunu o kadar merak ediyordum ki, bu merak benden ayrı bir beden daha oluşturabilirdi. Zaman geçtikçe gerçeğe yaklaştığımı hissediyordum ve bu his benim sabrımı zorluyordu.

Aslında, Kai ile karşılaştıktan sonra duygularım birbirine girmişti. Her duyguyu zirvede yaşıyordum. Bu beni yoruyordu ama engel de olamıyordum. Artık engel olamadığımı anladığım için de daha ileri gidiyordum.

Yani, O'ndan kurtulamayacağımı anladığımdan bunu kendi lehime çevirmeye çalışıyordum. Sırrını öğrenerek en büyük hamlemi yapacaktım.

Yarın... Büyük bir gündü.

•••

"Westside'a gel."

Adresi Baekhyuna verdikten sonra telefonu kapattım ve karşımdaki genç kıza hazırladığım kokteyl'i uzattım.

"Teşekkür ederim yakışıklı."

Başka bir müşterinin karşısına geçmeden önce, "Rica ederim." dedim göz kırparak.

Kızın bakışlarını sürekli üzerimde hissetmek rahatsız etmeye başlarken yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlayan barda insanların arasından bana doğru gelen Baekhyunu gördüm.

Mırıldanarak, "Sonunda." diyerek karşısına geçtim.

"Hadi, ne yapacaksak yapalım da bitsin bu iş."

"O zaman Chanyeolun evine gidiyoruz. Luhan okula gittiğinde belgelerinde bulmuştu adresini."

Onaylar şekilde kafasını iki yana salladıktan sonra peşimden geldi ve bardan çıktık. Chanyeolün benim arabamı görmemesi gerektiği için Baekin siyah lüks arabasına bindik.

Say My Name/ KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin