19: Mission

2.1K 161 105
                                    

"Gangnam da adını konuşturan özel bir okulda, annemin okulunda lise son sınıf öğrencisi. O'nun hakkında bildiğimiz başka bir şey? Yok."

Çalışma odasındaki kare şeklinde olan koltukta oturmuşlardı. Dediklerimden sonra başlarını sallamalarıyla geniş odada iki yana yürüyerek konuşmaya devam ettim.

"Daha fazlası gerek. Kai ile ilgili her şeyi istiyorum."

Baekhyun, yanağını hafifçe kaşırken "Nereden başlayalım?" dedi.

Kollarımı önümde birleştirdim ve, "Sen, Baek. Takıldığı yerleri öğreneceksin. Luhan...Sen de okulunda ki durumu ile ilgili bilgi toplayacaksın. Ve sen Chen, internetten araştırma yapacaksın. Tekrar ediyorum araştırma." dedim.

Chen ve Baekhyunun gülüşmelerinden sonra Luhan, eli ensesindeyken, "Ya sen ne yapacaksın?" dedi.

Gülümseyerek, "Kim malikanesini yakından tanımanın zamanı gelmişti." dedim ve Baek ile Chenin karşısına, Luhanın da yanına oturdum.

"Malikaneyi mi tanıyacaksın?"

Bazen Chenin bu kadar saf olmayı nasıl başardığını merak ediyordum. Bu saflığıyla o mor saçı ve dövmeleri hiç uyuşmuyordu.

"Hayır Jongdae~, içindekileri. Ailesini."

Baekhyun elindeki sigarasını ağzına doğru götürdü ve, "Bu sırada Jongin nerede olacak? Ya anlarsa?" dedi.

Hayatını araştırıyorduk ve o da bunu kolayca anlayabilecek biriydi ama bunu da düşünmüştüm.

"Oyalayacağız."

Jongdae birden atılıp, "Yoksa sen mi oyalayacaksın?" dedi gülerek.

Gözlerimi devirdim ve asıl oyalayacak kişinin adının, dudaklarımdan dökülmesine izin verdim.

"Hayır. Yoo Na, girebilirsin."

Yükses sesle söylediklerimden sonra bana çevrilmiş şaşkın bakışlara aldırmadım ve odaya gelen Yoo Na için elimi yan tarafıma koyup oturmasını istedim.

Aradan geçen zamandan sonra eskisi gibi bakımlı olmuştu. Kadınlar için her şey bu kadardı bana göre. Bir makyaj, bir alışveriş, bir de yeni saç stili... Her şeyi unutmak bu kadar kolaydı onlar için. Ya da Yoo Na için.

Yoo Na, bakımlı ve kendine güvenen bir kızdı, bunu kimse değiştiremezdi. Ben de dahil. Her ne kadar onun kısa bir süre de olsa bakımsız ve depresyonda olmasına neden olsam da dediğim gibi kısa sürmüştü. En başından beri bunu bildiğim için kendime hakim olmuş, onun gözyaşlarını umursamamıştım. Çünkü biliyordum, geçecekti. Her şeyin bir sonu vardı ne de olsa.

Dalgalı yaptığı sarı saçlarını savurduktan sonra narin vücudunu yanıma yerleştirip, "Selam çocuklar." dedi gülümseyerek.

Baek, "Naber sarı kafa?" deyince ortamdaki ciddiliğin uçmaya başladığını farketmiştim.

Yoo Nanın, karşımızda oturan Baekhyuna, imalı bir şekilde, "Ben iyiyim, seni sormalı kötü çocuk." demesiyle ise oda kısa bir süre de olsa ciddi bir dalgaya kapılmıştı işte.

Sigarasını siyah, mat tablaya bastırarak söndürüp, "Sen... Sen nereden biliyorsun?" dedi hızla.

Yoo Na sırıtarak, "Neyi?" deyince salağa yattığını anlamıştım.

"Ee...Yani bilmiyorsun?"

Luhan ve Chenin kıkırdamalarını Yoo Na'yı şaşkın gibi görünerek, "Ah! Sevgili Chanyeol ile olan sohbetinizi mi?" demesi bölmüştü.

Say My Name/ KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin