26: Ice Bucket Challenge

2K 108 124
                                    

"Ne?!"

Sesimi yükseltmemle Yoo Na'nın yüzünde kısa bir şaşkınlık ifadesi oluşmuştu. Kaşları havaya kalkmış bir şekildeyken hala oturmadığı koltuklarda, yanıma yerleşti.

"İstediğin kadar sesini yükselt." dedi, kendinden emin görünürken. "Ben de işe yaramıştı, cinsiyetlerimizin farklı olmasının da sorun olacağını sanmıyorum."

Gözlerimi devirirken Baekhyunun yüzünü buruşturduğunu görebilmiştim. Chen ise gülmemek için kendini tutar gibiydi.

Kafamı çevirmemle, içki getirmesi için gönderdiğimiz Luhanın bize doğru geldiğini farkettim.

Elindekileri bıraktıktan sonra, "Ee, fikir neymiş?" dedi, meraklı bakışlarla.

Kulaklarımı kapatmak istiyordum.Bu tam Ahn Yoo Namsı bir fikirdi.

Yoo Na, "Erkekleri kendine aşık etme yöntemleri." diyerek atladı. "O kadar erkeği etkilemek için sadece güzelliğim yeterli olmayınca uzun bir erkekleri kendine aşık etme yöntemleri  listesi yapıp maddeler eklemiştim. Bana aşık olduklarından sonra da biraz peşimde süründürmüş olabilirim."

Göz kırpmasına karşılık irileşmiş gözlerle ona baktığım sırada diğerlerinin de suratında şaşkınlık ifadesi vardı.

"Pardon ama orospu musun?"

Baekhyunun gayet rahat bir şekilde Yoo Na'ya sorduğu soru karşısında dişlerimi dudaklarıma gömdüm.

Yoo Na başta kaşlarını çatsa da sonra omuz silkip, "Hayır, erkekler pisliğin teki olunca başka seçenek kalmıyor. Sadece intikam almak için aşk acısı çekmelerini istedim." dedi. "Zaten benim tek aşkım Kyungsoo olmuştu."

Üzerime alınmadım, en azından pislik olma konusunu. Bana aşık olması ise saçma geliyordu. Ben aşık olunacak ya da olacak biri değildim. Aşk... Ah, Saçmalık.

Kafamı çevirip başka yerlere bakacağım sırada Yoo Na elini koluma koydu.

"Kötü hissetmene gerek yok," diye fısıldadı. "Sevgilisi gay olan kız olmak, seni bir kızla görmekten daha iyidir."

Cidden mi?!

Gay muamelesi mi görecektim şimdi de? Hayır, bu çok fazlaydı. Homofobik olmamam gay olduğum anlamına da gelmezdi.

Masadaki tüm suratlar bize çevrilmişti. Yoo Nanın fısıldama anlayışı böyle oluyordu işte.

İstemsizce sesimi yükselterek, "Ben gay değilim!" diye bağırdım.

Barda bizim gibi oturanların gözlerini kısa bir süreliğine üzerimde hissetmiştim. Chen kahkaha atmamak için kendini tutarken kızarmıştı.

"Ben de öyle düşünmüştüm." dedi iğneleyici bir tonda Yoo Na ve sırtını koltuğa yasladı.

Bu kız beni çıldırtıyordu.

Gerçekten sinirime dokunuyordu. Gay olmadığımı biliyordum, olsaydım mesela... Kızlardan iğrenirdim, değil mi?

Elimi saçlarıma götürürken aklıma gelen basit fikirle tatmin olmuş gibi gülümsedim.

Kendimi test etmek amacıyla herhangi bir masadaki kadını gözlemlemeye karar verdim. Kafamı yan masaya çevirmemle tek başına oturan, kısa saçları dağınılmış ,kilolu kadını görmemle ise kusma isteği gelmişti. Tek bir noktaya odaklanmış bir şekilde sigara ve içkisi arasında mekik dokuyordu. Kızıl saçları yağlanmış gibi -Tamam, yeterince iğrenmiştim. Ama sadece bu kadın için geçerli bir şeydi.

Bakımsız kadınlar hoşuma gitmiyordu.

Kafamı çevirip Yoo Na bakmamla aklıma gelen şey ile duraksadım. "Sen... Biliyor musun?"

Say My Name/ KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin