Sim siyah gecenin koynundayım
Yapayalnız
Uzaklarda bir yerlerde
Güneşler doğuyor..
Kupkuru bir ağacın dalıyım
Yapayalnız
Uzaklarda bir yerlerde
Bir şeyler kök salıyor..
Çatlamış dudağımda ne bir ses
Ne bir nefes
Uzaklarda bir yerlerde
Türküler söyleniyor..
Robert ve Kellan şirkete girer girmez çalışanlar oradan oraya rüzgar gibi koşuşturmaya başladılar. Hatta bazıları işi olmadığı halde kafalarını önlerindeki dosyalara gömmüştü. Robert tabi ki kimin çalışıp çalışmadığını adı gibi biliyordu. Onca yıl boşuna gece gündüz demeden çalışmamıştı.
Adımlarını daha da hızlandırıp abisini geride bıraktı. Geçtiği yerler alev alıyordu adeta. Şirkettekiler Kellan her ne kadar büyük olsa da Robert’tan ve onun gazabından daha çok korkarlardı. Robert sert ve hızlı adımlarla ilerlerken bir yandan da uyuşuk asistanı Sam’in nerde olduğuna bakınıyordu.
"Bu adam bir kere de zamanında ve ihtiyaç duyulduğunda işinin başında olamaz mı?” diye söylendi kendi kendine.
Hızla ilerleyerek odasının kapısının karşısında oturup, telefonla konuşan sekreteri Sally’e sertçe baktı. Sally için bu bakış zaten yeterliydi. Telefonun ahizesini o kadar hızlı bir şekilde indirdi ki o bile bi an için bunun bir rekor olduğunu düşündü. Sonra da korku dolu çekingen bir sesle konuşmaya başladı.
“Hoş geldiniz efendim.”
Robert kızın söylediklerini her zamanki gibi görmezden geldi.
“Sam’e hangi delikteyse buraya gelmesini söyle!” diye gürledi ve ardından da daha güçlü bir sesle ekledi. “Hemen!”
Daha sonra da üzerinde altın kaplamadan yapılmış ve içinde kocaman harflerle
Robert PATTINSON
Yönetim Kurulu Başkanı
yazan kapıyı açtı ve içeriye girip kapıyı sertçe kapattı. Sally korkudan donup kaldığı halden kapının çarpılma sesiyle kurtularak telaşla Sam’i aradı ve Robert’ın kendisini aradığını ve hemen buraya gelmesini söyledi. Sam ise şirketin kafesinde içtiği kahveyi püskürterek koşmaya başlamıştı bile. Malum, Robert Pattinson ve bitmek bilmeyen öfkesi..
***** *****
Sam içeri girdiğinde patronunu başıyla selamlayıp özür diledi ve Robert’ın masasının tam karşısındaki tekli koltuklardan birine oturdu. Robert hızlı ve sert biçimde emirler yağdırarak Sam’i işinin başına gönderdi ve telefonu açıp sert bir kahve istedi. Sam’i göndermeden önce iyice azarlamayı da unutmadı tabi..
Daha sonrası ise bilindik şeylerdi zaten. Kafası patlayana kadar çalışıp, en az 10-15 toplantıya girdi ve saat 00:30’u gösterirken şirketten çıkıp eve doğru yol almaya başladı. Eve vardığında ise saat neredeyse 01:00’i gösteriyordu. İçeriye girdi ve evin büyük salonunda oturan abisi ve yengesini selamladı.
“Hey Rob erkencisin.” diye karşıladı Kellan onu. Çünkü kardeşi genelde saat ikiden önce eve gelmez, çalışırdı.
“Evet, bugün öyle oldu.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK SEVGİLİM
FanfictionHayatın tam ortasında büyülü bir aşk.. Tek sorun yaş.. Aşkın yaşı olur mu peki?