Yıllar önce rastladım aşka
Muhtelif yerlerden yürütüp
Canim çekti gördüğüm anda
O da tesadüf..
Bilir miydim ayrılacağımı?
Hüzün kadar sarsılacağımı?
Daldan dala savrulacağımı?
O da tesadüf
Deliler gibi yanıyorum
Yuvadan uçup gidiyorum
Yaşim özneden büyük ama seni, adım adım sayıp seviyorum
Heyecandan ismini bile, kazıdım bitik yüreğime
Senin ask diyen o diline bile, doyamadım telaşlanıyorum
Heyecandan her gece hayalini, unutursam ağlama unut beni
Bebeğim hayatta yok senin gibi
Bulamam dedim bulamadım
Aradım seni çıkıp sokaklara
İsyanım sana değil tüm asklara
Geceden içip içip sabahlara, çıkamam dedim çıkamadım..
Robert, Kristen’a doğru ağır ama heyecanlı adımlarla yaklaşırken kalbinin duracağını düşünüyordu. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki neredeyse yerinden fırlayıp, Kristen’ın kucağına düşecekti. Acilen kendine gelmesi lazımdı ama bir türlü beceremiyordu. O soğukkanlı Robert’a ne olmuştu böyle? Hayatında hiç bu kadar heyecanlı değildi ve hiç bu kadar korkmuyordu.
Kristen’a iyice yaklaştıktan sonra durdu ve gözlerinin içine baktı. O gözlerde kaybolmak istiyordu. Sonsuza kadar kaybolmak..
Kristen’ın bakışları üzerindeydi ve yüzü ifadesizdi. Sadece Robert’a bakıyor ve Robert’ın daha çok heyecanlanıp, aklının karışmasına sebep oluyordu. Robert Kristen’a bir adım daha atıp tam karşısında durunca Kristen nefesinin kesilmesini engellemeye çalıştı. Robert önünde çömelince de gözlerinin içine bakmaya devam etti.
Bir süre ikisi de tek kelime etmedi. Robert’ın gözlerine bakmak Kristen’a iyi gelmişti. En azından şimdi korkmuyordu. Aksine rahatlamış ve sakinleşmişti. Durup Robert’ın konuşmasını bekledi. Robert derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.
“Kristen, biliyorum biraz ani oldu. Ama ben daha fazla beklemek istemiyorum.” dedi Robert fısıltı gibi çıkan boğuk sesiyle. Kristen ise Robert’a bakamaya devam etti.
“Ama eğer sen erken olduğunu düşünürsen anlayışla karşılarım. Senin fikrin benim için çok önemli.”
Kristen bir şey söyleyemeyecek durumda olduğu için hafifçe gülümsedi. Buna karşılık Robert kendini biraz daha rahat hissetti. Kristen’a gülümseyerek karşılık verdikten sonra ona sarılma arzusuna karşı koyamadı ve ani bir hareketle Kristen’ı kollarının arasına aldı. Kristen da titreyen ellerini Robert’ın sırtında birleştirdi.
Robert hafifçe geri çekilip, Kristen’ın yüzünü kavradı ve onu deli gibi bir arzuyla öptü. Geri çekildiğinde ikisinin de nefesleri birbirine karışmıştı. Kristen’ın göğsü derin derin inip kalkarken, utandığını hissetti.
“Yine yanakların kızardı.” dedi Robert gülümseyip Kristen’ı kendine çekerken.
“Biliyorum.” dedi Kristen cılız sesiyle hafifçe gülümseyip.
“Ama tam olarak benim istediğim ton bu değil.” dedi Robert gözleri muzip pırıltılar saçarken. Kristen’ın cevap vermesine fırsat bırakmadan onu tekrardan uzun uzun öptü. Geri çekilip, gülümsedi ve parmaklarını Kristen’ın yanağında gezdirdi.
“İşte bu kırmızıyı daha çok seviyorum. Koyu kırmızı..” diye fısıldadı Robert.
“Bundan zevk alıyorsun değil mi? Beni utandırmaktan..” dedi Kristen dudaklarını bükerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK SEVGİLİM
FanficHayatın tam ortasında büyülü bir aşk.. Tek sorun yaş.. Aşkın yaşı olur mu peki?