Kelimelerden alacaklı bir sağır gibi
İçimi döktüm bugün, yokluğunla konuştum..
Tutsak gibi, enkaz gibi, kendim gibi
İçimden çıktım bugün, içimle kavuştum..Yüzünü ilk kez gören bir çocuk gibi
Gördüm kendimi, gördüm
Kırıldı ayna paramparça..
Paramparça ne varsa kadınım
Yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın?
Ne olur, gel, gel, gel, gel..
Ben sensiz İstanbul'a düşmanım..Kestiğim ümitlerden yelkenler yaptım ama
Yokluğunda ne gidebildim ne de kaldım..
Gerçek miydi tutunmaya çalıştıklarım?
Hediye süsü verilmiş ayrılıklarım..Kaybetmenin tiryakisi bir çocuk gibi
Sustum, kendime kızdım
Kırıldı ayna paramparça..
Paramparça ne varsa kadınım
Yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın?
Ne olur, gel, gel, gel, gel..
Ben sensiz İstanbul'a düşmanım..
Robert telefonu kapatır kapatmaz sinirle duvara fırlattı. Telefon karşı taraftaki duvara tüm hızıyla çarpıp yere düştü ve parçalara ayrıldı. Robert sinirle sık nefesler alıyor ve hala odada dört dönüyordu. Kristen Fransa'daydı! Robert'tan kilometrelerce uzakta..
Bunu düşüncesi bile Robert'ı hasta ediyordu. Taylor'u bu kez gerçekten gebertecekti! O herif ölmeyi hak ediyordu! 'Kristen Fransa'da.' diye fısıldadı inanamaz bir halde kendi kendine. 'Fransa'da..'
Sinirleri tekrardan tavan yaparken hışımla dolabına doğru yürüdü ve var gücüyle dolaptaki aynaya yumruğunu indirdi. Ayna gelen darbeyle büyük bir şıngırtı koparıp parçalara ayrıldı. Robert ise sağ elinden süzülen kanları umursamayarak kalan birkaç ayna parçasına bir yumruk daha attı. Acıyla olduğu yere çökerken, odanın kapısı şiddetle açıldı ve Kellan ve Nikki telaşla içeriye girdi. İkisi de şok olmuş bir halde önce Robert'a sonra da kırılan ayna parçalarına baktılar. Nikki endişeyle Robert'a doğru koştu.
"Aman tanrım! Robert ne yaptın sen?!" diye telaşla konuşup Robert'ın hala sımsıkı bir yumruk şeklinde duran elini açmaya çalıştı. Kellan girdiği şoktan kurtulup, yere çömelmiş kardeşinin diğer yanına geçti ve kan revan olmuş eline baktı.
Robert ayaklarını kendine çekmiş yerde otururken bir elini bacaklarına dolamış, diğer yaralı elini ise hala yumruk şeklinde sıkmıştı.
"Rob, elini sıkma." dedi Kellan Robert'ın avucuna kenetlenmiş parmaklarını açmaya çalışırken. Ama Robert buna izin vermiyordu.
"Rob, sana diyorum. Kendine gel!" dedi Kellan endişeli bir halde. Hala Robert'ın parmaklarını gevşetmeye çalışıyordu.
"Rob, lütfen.." dedi Nikki gözyaşları yanaklarını ıslatırken. Ama Robert onları duymuyor gibiydi. Gözleri karşıdaki bir noktayı hedef almış, kıpırdamadan duruyordu.
"Kellan bir şey yap!" dedi Nikki telaşla kocasına bakarken.
"Rob, beni duyuyor musun?!" diye sordu Kellan kardeşini sarsarken. Robert hiçbir tepki göstermedi. Sanki kaskatı kesilmiş gibiydi.
"Rob sana diyorum! Kendine gel! Neler oluyor?!" diye sordu Kellan telaşla, bir yandan da Robert'ı tüm gücüyle sarsıyordu. Nikki ise hala korkuyla ağlayarak Robert'a bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK SEVGİLİM
FanfictionHayatın tam ortasında büyülü bir aşk.. Tek sorun yaş.. Aşkın yaşı olur mu peki?