KALP SIZIM (CASUS) - KİTAP OLDU!

İkinci Bölüm

2017

Genç kız sıkıntıyla iç geçirdi ve evraklarla dolu masasından kalktı. "Bu nasıl bir adam? Normal değil..."

Uygar, Arzu'nun İstanbul'un en ünlü rezidanslardan birindeki dairesinde oturduğu rahat koltuklardan birinde doğruldu. Ayağa kalktı ve kollarını göğsünde birleştirdi. Siyah boğazlı kazacağı sarışın teniyle tezatlık oluşturuyordu. "Gözün mü korktu Arzu'cum?"

Genç kız bu söze kendinden emin bir şekilde gülümseyerek karşılık verdi. "Asla."

"Ama...-diye devam etti sakin bir ses tonuyla- Kenan Barlas'la işimiz zor."

"Ben sana söylemiştim. Yıllardır beklememizin sebebi bu zaten."

Arzu, tam bir yıl önce İstanbul'a Arzu Solmaz olarak geri dönüş yapmıştı. Kaplan soy adını anne babasını kaybettikten sonra eski hayatıyla beraber tarihe gömüp, nüfus cüzdanı dahil her şeyi değiştirip İngiltere'ye gitmişti. Cambridge Üniversitesi İşletme bölümünden dereceyle mezun olduktan sonra iki yıl yüksek lisans yapıp eğitimini kusursuz bir şekilde tamamlamış, keskin zekası sayesinde okulun en gözde ismi olmak genç kız için pek de zor olmamıştı.

Uygar, babasından kalan şirketi piyasada fazlasıyla güçsüz kalınca Kenan Barlas'la aynı piyasada değil mücadele etmek kısa sürede eriyip gitmişti. Arzu, hayatını kurtaran ve yeniden onu hayata bağlayan bu adama büyük bir iyilik borcu olduğu bilinciyle bir gün parlak bir fikirle gelmiş ve yıllar önce İsviçre'deki bir bankaya yatırdığı milyar dolarlık servetini Uygar'la beraber bir ortaklık için kullanabileceğini öne sürmüştü. Genç adam Arzu'yla beraber güçlü ve dudak uçuklatacak kadar büyük bir servetle kuracakları şirketin ne kadar güçlü olacağını düşününce bu teklife kayıtsız kalamamıştı.

İngiltere'de piyasayı ve ekonomiyi yakından takip eden iki arkadaş, altı aylık büyük bir alt yapı çalışmasından sonra Türkiye'de K.A.-ATEŞ HOLDİNG kurdular. Arzu, İngiltere'de eğitimine devam ederken Uygar sık sık Türkiye'ye gidip gelmiş ve şirketi yönetme görevini üstlenmişti. En büyük rakipleri olan BRS GLOBAL ENDÜSTRİ-yani nam-ı değer Kenan Barlas'ın krallığı- zirvedeki yerinden oynatmak sandıkları kadar kolay olmamıştı.

"Adam her şeyi sıfırdan yapmış. Daha 35 yaşında ve Türkiye'nin en zengin iş adamları arasında ilk 3'te yer alıyor." Arzu, Türkiye'ye geri döndüğünden beri bu adamı araştırıyordu. Elindeki evrakları kenara attı. Gazetelerdeki sayısız haberler, ekonomi dergilerindeki boy boy pozları, akıl dolu röportajları... Hepsinden haberdardı. Her şeyi, ama her şeyi araştırmıştı. Bu adam kusursuzdu.

İş dünyasının boğası olarak anılıyordu. Önüne çıkan engelleri yıkıp geçiyordu. Arkasında bıraktığı enkazları umursamadan, ekonomik krizlerden mükemmel bir şekilde üstesinden gelip yıllar geçtikçe daha da büyütmüştü şirketini. Kenan Barlas nasıl bir adamdı böyle? Arzu, her geçen gün daha da merak ediyordu. Yaptığı araştırmalar sonucunda geçmişini öğrenmiş ve ona hayranlık duymaktan kendini alamamıştı.

2007 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinde Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğinden birincilikle mezun olmuş ki halk arasında Kaptanlık olarak da bilinen bu meslekle iş hayatına atılmış. Mezun olduğu yılda yüksek başarısı nedeniyle Dünyanın en büyük denizcilik şirketlerin birinde kaptan olarak çalışmaya başlamış ve kısa sürede kazandığı yüksek maaşlardan elde ettiği dolarları gittiği ülkelerde ekonomiyi ve borsayı takip edip bire on katlamıştı.

Çalışma hayatının üçüncü yılında herkesi kıskandıracak bir başarı elde edip ilk ticari gemisini satın alarak armatör olarak iş hayatına atılmış yıllar geçtikçe kaptanlık mesleğinin de ona kazandırdığı iş disiplini ve düzenliliği sayesinde şirketini büyütmüş ve gemi sayısını 30 a çıkarmıştı.

Koca bir gemi filosu vardı! Arzu bu adamın yükselişini üniversitelerde ders olarak anlatılması gerektiğini düşünüyordu. Bu adam, bunun yanı sıra başka sektörlere de adım atmayı ihmal etmemiş ve bu sayede Türkiye'nin en iyileri arasında olmayı başarmıştı. 

Kenan Barlas, genç yaşta büyük bir girişimci olması nedeniyle basının en büyük odağıydı ve herkes tarafından bir idol olarak görülüyordu.

Arzu, derin bir iç geçirdi. Yoktan var etmek bu olsa gerekti...

Dergilerden birini eline aldı ve genç adamın muhtemelen özel dikim olan siyah takım elbisesi içinde ne kadar da ulaşılmaz ve kusursuz göründüğünü düşündü. Bakışları keskin ve kendinden emindi. Koyu kahverengi gözleri, kirli sakalı ve yapılı fiziği sayesinde onun aynı zamanda en istenilen erkek olmasının en büyük etkenlerdi.

"Bu şirketi zayıflatmalıyız Arzu... Kenan Barlas bu dünyada en çok kendi elleriyle kurduğu şirketine önem veriyor. Gözümün önünde onun nasıl zirveden aşağılara doğru indiğini görmeliyim," dedi Uygar koyulaşan mavi gözlerini kısarak. Bu adamı ne zaman düşünse içindeki nefret gün yüzüne çıkıyordu.

"Peki ama nasıl yapacağız bunu? Ben hiçbir açık yakalayamadım. Biliyorsun, bir yıldır araştırıyoruz ama bu adam her şeyi bir kalkan gibi koruma altına almış. Hiçbir zaafı yok. Onu yıkmak imkansız gibi bir şey..." Arzu'nun sesi düşünceli çıkıyordu. Çalışma masasının kenarına oturdu yavaşça. Yaptığı araştırmalar onun biraz olsun umudunu kırmıştı ama pes etmek onun sözlüğünde yoktu. Bu yola bir kere girmişti. Zoru başarmak kolaydı ama imkansız biraz zaman alacaktı...

"İçeriye sızmamız lazım Arzu..."

"Nasıl içeriye?"

"Şirkete bir casus sokmamız lazım."

"Bu imkansız."

'İmkansız biraz zaman alır.' Az önce aklından geçirdiği sözler tekrar yankılandı. Bir anda gözleri aydınlandı ve hızlıca masanın kenarından kalktı. Yüzü gülümsüyordu. "Şirkete ben gireceğim."

Uygar'ın şaşkınlığını aldırmadan ve sımsıkı sarıldı ve heyecanla aklındakileri anlattı. Uygar'ın itirazlarını dinlemiyordu. "Seni böyle bir tehlikeye atamam," dedi ama omuz silkti.

"Merak etme, Kenan Barlas'ın hakkından ancak ben gelirim. Bir başkasını şirkete casus olarak sokmak çok daha riskli."

Uygar, tam bir şey diyecekken genç adamın tam önünde durdu ve parmaklarını onun dudaklarını götürüp susmasını sağladı.

"Kenan Barlas kusursuz olabilir ama daha Arzu Solmaz'la tanışmadı."

CASUS

  Biraz da Kenan Barlas'ı tanıyalım istedim. 

  Nasıl buldunuz Kenan'ı ? :)

 Afişlerde biri kullanıyorum ama net olarak daha Kenan'ın kim olması gerektiği konusunda birini belirlemedim, eğer düşünceleriniz varsa ya da önerileriniz varsa beklerim, birlikte değerlendirebiliriz. 

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum, Sevgiler