On Üçüncü Bölüm

6.8K 392 22
                                    

"Buna müsaade edemem."

"Müsaade isteyen yok," dedi Kenan gülümseyerek ve dudaklarına doğru eğilmeye başladı.

Ancak Arzu'nun telefon sesiyle her ikisi de dona kaldılar. Kenan, kahretsin diye tısladı içinden.

Çinliler arıyordu. Arzu, rahatlayan bir ifadeyle hemen Kenan'dan uzaklaştı. Bütün bedenine sıcaklık esir almış olsa da saniyeler içinde kendini toparlamayı başarmıştı. Öksürerek heyecandan kısılan sesini açmaya çalıştı ve telefonu titreyen eliyle açtı. Çince, "Chang Yuan Bey, merhaba," dedi.

Kenan, ilgiyle ve hayretle Arzu'nun çince konuşmasını dinliyordu. Kaşları yukarı kalkmış bir elini sakalına götürmüştü. Cv'sinde çince bildiği yazdığını hatırlıyordu ama yine de canlı olarak böyle akıcı bir şekilde konuştuğunu duyunca şaşkınlığına engel olamadı. Bu kızda daha ne cevherler vardı böyle?

Kenan, dalgın dalgın onu izlediğini çok sonra fark etti ve irkilip kendine geldi. Chang Yuan anlaşmaya çalıştıkları Gemi inşa şirketin temsilcisiydi. Arzu, bu adamlarla şu anda ne konuştuğun anlamayı çok istedi. İlgiyle dinledi. En sonunda Arzu'nun gülümseyerek telefonu kapattığını görünce merakla, "İyi haber mi var?" diye sordu hemen.

Arzu, Kenan'ın hangi ara tutkulu halinden bu kadar çabuk sıyrılıp ciddiyete büründüğünü düşündü. Bu adam gerçekten onu şaşırtıyordu. Ama bu halinden şu anda fazlasıyla memnundu. Az önceki gibi bir yakınlık artık asla istemiyordu. Kenan'a asla güvenmiyordu. Onunla oynamasına izin vermeyecekti. Onu öyle basit bir kadın gibi görmesine müsaade etmemeliydi. Mesafeyi korumalıydı. Ama kahretsin ki koruyamıyordu! Bu adam da şeytan tüyü mü vardı?

Düşüncelerinden hızla sıyrılıp, "İyi sayılır. Belki bizi sonuca götürmeye yardımcı olabilecek bir haber," dedi Arzu ve masasına yaslanan Kenan'ı hiç dikkate almayarak yönetici koltuğuna oturdu.

Kenan, kollarını göğsünde birleştirmiş ve başını yana çevirip Arzu'ya bakıyordu tepesinden. Onunla konuşurken Arzu'nun masasına geçip oturmasını dikkatle izledi. Bu hareketi bir patrona yapılmayacak bir davranış olduğunu Arzu'nun pekala bildiğinin farkındaydı. Ama nedense bu genç kızın bu davranışına sırıtarak karşıladı. Arzu'nun bu dik başlı ve kendinden emin tavrı onun hoşuna gidiyordu.

Arzu'dan açıklama gelmeyince "Dinliyorum," diye belirtti Kenan.

"Önümüzdeki hafta gelecekler. Yüz yüze görüşünce belki onları ikna etmem daha kolay olur diye düşündüm."

"Hımm... Demek öyle. Fazla zamanın kalmadı Arzu. Bu anlaşmanın bir an önce bizim istediğimiz şartlarda imzalanmasını istiyorum."

Arzu dayanamadı en sonunda ve isyan ederek başını ona doğru çevirdi. "Senin şartlarını kabul edebilecek dünyada bir şirket yok."

"Bul o zaman."

Genç kız sakinleşmeye çalışarak derin bir nefes aldı. Kenan çok zor bir patrondu. Onun istediği ücretler gerçekten Gemi inşa şirketinin kabul etmeyeceği şeylerdi. Biraz daha ılımlı olsaydı orta yolunu bulmayı başarabilirdi ama ne karşı taraf ne de Kenan kendi isteklerinden taviz veriyordu.

"Şirket olarak ödeyebileceğimiz rakamları genişletebiliriz. Bunu yapabilecek imkanımız var."

Kenan gülümsedi kendinden emin bir şekilde. Esmer yüzü keyiflenmişti ama ciddi duruşundan taviz vermediği çok açık belliydi. "Sevgili mali işler müdürüm, her zaman tutucu olmanı tavsiye ediyorum. Biz Barlas Global Endüstri olarak mali gücümüz olsun ya da olmasın en iyi şartlar da anlaşmayı imzalarız. Bakıyorum da çabuk isyan ettin?"

KALP SIZIM (CASUS) - KİTAP OLDU! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin