Onuncu Bölüm

7.9K 422 24
                                    

 

Arzu aklındaki bu düşünceleriyle meşgulken şirketin ana girişine doğru yaklaştıklarında gözleri yuvalarından çıkacaktı adeta.

Uygar...

Ne işin var burada kahretsin!

"Erkek arkadaşın seni çok merak etmiş anlaşılan."

Arzu, dondu kaldı. Ne düşünmesi gerektiğini bilemez hale gelmişti. Ne diyecekti nasıl bu işin içinden çıkacaktı hiçbir fikri yoktu. Şimdi hazır cevap halinden eser yoktu. Ah Uygar ah!

"Erkek arkadaşım olmadığını söylemiştim."

Kenan, o sırada Arzu'yu hiç dinlemiyor gibiydi. Dikkatle arabanın penceresinden, şirketin önünde sabırsızca bekleyen sarışın adamı süzüyordu. Araba durunca sakin bir tavırla kapıyı açıp indi.

O sırada Arzu çoktan arabadan inip hızlı adımlarla şirketin ana giriş kapısında bekleyen adamın yanına vardığını fark etti. Yavaş adımlarla, avını pusuda bekleyen yırtıcı hayvan misali gözlerini odakladığı yere doğru ilerledi.

Mesafelilerdi. Arzu, adamı öpmemişti ve sarılmamıştı. Hesap verir bir hali de yoktu. Az önce uzaktan adamı incelediğinde her ne kadar öfkeli ve endişeli olduğunu fark etmiş olsa da şu anda bu hiç öyle görünmüyordu. Kenan, şüpheyle gözlerini kıstı. Kimdi bu adam? Bir yerlerden tanıdık mı geliyordu?

Elleri kabanının cebine koydu ve sakin adımlarla Arzu'nun yanına vardı. "Bizi tanıştırmayacak mısın Arzu?"

Arzu, derin bir nefes aldı. Bu adam neden bu kadar samimi konuşuyordu böyle? Uygar'ı kısa sürede uyarmış olmanın verdiği rahatlama bir anda yeniden yok olmuştu. Onun tanıdığı Uygar, Kenan'la birkaç günde bu kadar samimiyeti nasıl ilerletmiş olduklarını sorgulardı. Ve bunu şimdi yapacak diye deli gibi korkuyordu! Ama oyunu bozmaması için onu kesin olarak uyarmıştı. Bu sonuçta onun intikamıydı ve genç kız Uygar için buradaydı. Sinirlerine hakim olmayıp bu işi bozmaya hiç hakkı yoktu. Zaten Uygar'ın buraya gelmesine son derece kızmıştı. Bir hata daha asla kabul edemezdi.

"Eski aile dostumuzun oğlu Uygar Kartal. Uzun yıllar görüşmedik Uygar'la ama ailesi sağ olsun hala beni sever, hatırlar. Münevver teyze beni yemeğe çağırmıştı, bu akşam esasında ailesine söz vermiştim."

Ne de güzel yalan söylüyorsun Arzu'cum...Arzu, olabildiğince mesafeli durmaya çalıştı Uygar'dan. Bu kurala Uygar'ın da uyması için onu özellikle uyarmıştı az önce. Kenan'ın aralarında yakın bir samimiyetin olduğunu düşünmesini istemiyordu.

"Uygar Kartal mı? İsminiz tanıdık geliyor. Bizim sektöre yeni katılan şirketin sahibi değil misiniz?"

Uygar, kendini öyle zor tutuyordu ki gülümsemek için çok özel bir çaba sarf etti. "Evet. Siz de Kenan Barlas olmalısınız?"

Kenan, dudaklarını düz bir çizgi haline getirdi ve elini uzattı. "Evet. Memnun oldum." Kafasında bin bir tane tilki dolanıyordu. Gerçekten Arzu şimdi eski aile dostlara mı söz vermişti?

"Tabii ki gelirim. Ben de onları çok özledim. Münevver teyzemin nefis yemekleri burnumdan tütüyordu."

Kenan sabah Arzu'nun kapısının önünde durup onun konuşmalarını dinlerken duyduğu sözleri aklına getirdi. Arzu, yalan söylemiyordu. Yine de şüpheyle Arzu'yla Uygar arasında ne derece bir yakınlık olduğunu çözmeye çalıştı.

"Kenan Bey, her şey için teşekkür ederim. Ben hemen çalışmalara başlayacağım."

Arzu'nun onu uyarmasına rağmen yeniden bey demesine Kenan nedense bozulmuştu ama bunu belli edecek değildi elbette. "Yarın sabah erkenden seni odama bekliyorum."

KALP SIZIM (CASUS) - KİTAP OLDU! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin