Üçüncü Bölüm

9.1K 437 4
                                    




İKİ AY SONRA











Kenan, kolundaki Rolex markaları saatine baktı. Toplantıya on beş dakikası vardı. Son iki saattir toplantı öncesi okuduğu dosyayı bir kenara bıraktı. Derin bir nefes alıp rahat koltuğunda yaslandı. Siyah saç tellerinden bir kaçı alnına düşmüştü. Dalgın dalgın büyük odasındaki asma tavanına bakıyordu. Her zaman olduğu gibi toplantı öncesi on beş dakika dinleniyordu.

Toplantıya beş dakika kala kapısı çaldı ve sekreteri çekingen bir şekilde yavaş adımlarla masasına geldi ve sade Türk kahvesini masaya bıraktı. "Kahvenizi getirdim Kenan Bey."

Genç adam şık özel dikim takım elbisesi içinde doğruldu. Yüzü ifadesizdi. Hiçbir şey demedi ve sekreteri sessizce odadan çıktı. Koyu kahverengi gözleri düşünceliydi. İş sırasında sadece iş düşünürdü. Özel hayatıyla ilgili hiçbir detayı iş zamanı düşünmemeyi bir prensip haline getirmişti.

Her zaman soğukkanlı ve iş disiplini içerisinde hareket ediyordu. Kaptanlığın getirdiği alışkanlıklarından biriydi. Buna çalışanların da uymasını sağlamıştı. Herkes profesyonel şekilde çalışıyor ve özel ilişkiler şirket ortamında katiyen izin verilmiyordu. Katı bir kuraldı evet ama Kenan Barlas aksi bir davranışı şirketinde katiyen kabul etmiyordu. Sıkı ve samimi ilişkileri iş zamanı tasvip etmiyor, bu tarz davranışlar gördüğü an uyarı yapılıyor uyarıya uyulmadığı vakit işine son veriliyordu.

Her toplantı öncesi sade Türk kahvesi içen Kenan, büyük bir yudum aldı kahvesinden. Daha sonra ayağa kalktı ve beyaz gömleğinin manşetlerini düzeltti. Odasından çıkıp toplantı salonuna yöneldi. "Kimse bizi rahatsız etmesin," dedi ciddi bir sesle sekreteri Zerrin hanıma yanından geçerken.

Toplantı salonuna geçtiğinde 20 kişilik yönetim kadrosu hazır halde onu bekliyordu. Her yaşta çalışan müdürü vardı. Kenan altmış yaşlarında olan müdürlerine baktı ve başıyla selam verdi. Genç adam onların tecrübelerinden her daim faydalanıyordu. Onun yanı sıra çok genç ve dinamik müdürleri de vardı. Güncel ekonomiyi ve piyasayı yakından takip edip yenilikçi fikirleri duymaya her zaman ihtiyaçları vardı. Kenan, iki farklı yaş grubunu şirket bünyesinde tutup bu dengeyi sağlamayı hedeflemiş ve doğrusu bu işte de oldukça başarılı olmuştu.

"Biliyorsunuz geçen hafta Mali işleri müdürümüz Mustafa Aktaş'ı kaybettik. Yönetim kadromuzda boşalan bu yeri en kısa sürede doldurmamız gerekiyor. İş başvurularıyla bizzat ben ilgileneceğim."

Kenan sağ kolu olarak gördüğü Samet'e döndü. "Tüm başvuruları önce bir süzgeçten geçirin. Az çok kriterlerimi biliyorsun. En olağan görünen adayların dosyalarını bana getirin ben incelerim. Bire bir iş görüşmesini ben yapacağım."

Genelde basit kadrolardaki görüşmeleri Personel Müdür olan Samet yapardı. Ancak söz konusu yönetim kadrosu olunca Kenan böyle önemli bir göreve yeni birini alırken ince eleyip sıkı dokuyordu. Yönetim kadrosunda değişiklik yapmaktan hoşlanmıyordu. Güvendiği ve bildiği çalışanlarından kolay kolay vazgeçmezdi. Ani kalp krizi nedeniyle Mali işler müdürünün hayatını kaybetmesi üzerine şirketinde önemli bir eksik oluşmuştu. En kısa zamanda yine güvenebileceği ve başarısından emin olabileceği birini arıyordu.

Kenan geçici olarak mali işleri için görevlendirdiği Mehmet beye yöneldi. Genç adam çalışırken her zaman soğuk ve mesafeliydi. Yakışıklı yüzü gergindi ve bu gerginliğinden dolayı tüm çalışanları da diken üstündeydi. Patronlarının en olmadık zamanlarda bir anda parladığını biliyorlardı ve bu yüzden her zaman düzenli ve temkinli olmaya kendilerini programlamışlardı.

"Çin'deki tersaneyle anlaşmak üzereyiz ama hala maliyetini tam olarak hesaplayamadık. Beş tane kuru yük geminin üretimi bir an önce başlanılmasını istiyorum ama fiyat konusunda netlik sağlanmadı. Görüşmeler nasıl gidiyor?"

KALP SIZIM (CASUS) - KİTAP OLDU! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin