On Beşinci Bölüm

6.8K 404 15
                                    

 
"Bunu şirkette unutmuşsun. Hazırlanman için 15 dakikan var."

Arzu, umursamaz bir tavırla onun elindeki kutuya baktı ve omuz silkti. "Unutmadım. Bilerek bıraktım."

Kenan, bu cevabı beklemiyordu. Hayretle kaşlarını havaya kaldırdı. "Çok cesur bir hareket," dedi tehditkar bir sesle. Elindeki kutuyu sert bakışlarla ona uzattı. "Bence alıp hazırlanmaktan başka seçeneğin yok."

"Bana davete katılıp katılmayacağımı sormadın. Ben de geleceğimi belirtmemiştim."

"Sen benim çalışanımsın Arzu. Bu davete gitmek işinin bir parçası. Sana fikrini sormam."

Arzu, bir şey diyemedi. Sinirden içi içini yiyordu. Bu adama ne diyebilirdi ki? Patronuydu. Şirketin sahibiydi ve tüm şirket yetkililerin katıldığı bir davete onunla gelmesini istiyordu. Kenan'ın yeni müdürünü ortak çalıştığı şirket yetkililerine tanıtmak istemesi çok da absürt bir istek değildi. Neden Kenan'ın onun davete ısrarla gelmesini istemesini kişisel algılamıştı ki?

Peki ama şimdi davete giderse ve onu birileri tanırsa ne yapacaktı? Gerçek kimliği ortaya çıktığında Kenan sormayacak mıydı neden soy ismini değiştirdiğini ve bu değişikliği neden gizlediğini? Aman, sorarsa sorsun, diye geçirdi içinden. Nasıl olsa bu soy ismi değişikliğinin şirkete casuslukla bir ilgisi yoktu öyle değil mi? Sadece Kenan'ın gözünde biraz güven kaybederdi ama bunu da yeniden tazelemenin bir yolunu bulurdu elbet. Dünyanın sonu değildi ya!

Bu düşüncelerle derin bir nefes aldı ve iç geçirdi. Kendini ikna ettiğine göre artık patronun sözünü dinleme zamanıydı. "Ben hazırlanırken buyur içeride bekleyebilirsin," dedi genç kız isteksiz bir tavırla.

Kenan'ın bu sözlerden sonra yüzünü derin bir gülümseme kapladı. Arzu akıllı bir kadındı. Bu davetten kaçamayacağını kısa bir düşünme sürecinden sonra anladığını fark etti. Arzu'nun teklifini memnuniyetle kabul etti ve içeriye girdi. Çok lüks bir semtte nezih bir sitenin içinde yer alan daire, oldukça geniş ve modern dizayn edilmişti. Kenan, dairenin içinde göz gezdirirken bu kızın böyle bir daireye sahip olabilmesi için ya İngilitere'de kısa sürede çok para kazanmıştı ya da ailesi ölmeden önce çok zengin olduğunu düşündü. Zaten İngilitere'de okuyabilmek için belli bir maddi gücün olması gerekiyordu. Kafasındaki bu soru işaretini hemen gidermek adına, "Ailen zengin miydi?" diye sordu.

Arzu, mutfakta Kenan'a kahve hazırlarken bu soruyu duyuna şaşırdı. Davette bazı şeylerin açığa çıkması muhtemel olduğu için çok da yalan söylemenin mantıklı olmadığını düşündü. "Evet zengindi."

Amerikan tarzı olan mutfakta oturma odasını görebiliyordu. Kenan, koltuklardan birine otururken genç kızı dikkatlice izledi. "Yalnız başına zor olmadı mı?" diye sordu samimi bir ses tonuyla. O soğuk ve kibirli Kenan'dan eser yoktu.

Arzu, yaşadığı sıkıntıları hatırlayınca gözlerinin dolmasına engel olamadı. Dürüstlükle, "Çok zor oldu," dedi. Her zaman güçlü kadın rolünü üstlenen Arzu, ilk defa Kenan'a güçsüz bir tarafını açıyordu. Yalnızca Uygar bilirdi onun zayıflıklarını. Başka hiç kimseye anlatmayı göze alamamıştı. Hiç kimseyi kendine yakın görmemişti ya da görmek istememişti.

"Ben de yalnız büyüdüm."

Arzu, Kenan'ın sesindeki burukluğu hemen yakaladı. Bu buz parçasından böyle bir itiraf beklemiyordu. Kenan'ın ses tonu çok üzgün çıkmıştı. Genç adam boş boş bir vazoya bakıyordu.

Genç kız, merakla, "Nasıl yani? Senin de mi ailen vefat etti?" diye sordu yavaşça, tereddüt ederek. Yanlış bir şey söyleyip genç adamı üzmek istemiyordu.

KALP SIZIM (CASUS) - KİTAP OLDU! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin