On Yedinci Bölüm

6.9K 406 26
                                    

"Arzu Kaplan mı?" diye sordu anlamayarak Kenan.

Arzu'nun korktuğu başına gelmişti işte. Çık şimdi işin içinden Arzu Hanım...

Uzun boylu kumral tenli adam onlara doğru iyice yaklaşmıştı. İnanmayan gözlerle Arzu'yu inceliyordu. En sonunda gerçekten onun olduğuna kanaat getirdi ve Arzu'dan hiçbir tepki alamayınca dayanamayarak ona sarıldı. "Gözlerime inanamıyorum Arzu. Seni ne kadar aradım, ne kadar araştırdım ama yer yarıldı sanki içine girdin. Deli oldum. En zor zamanında yanında olmama izin vermedin. Nasılsın?"

Arzu, lise sonda tanıştığı ve okulun sonlarına doğru yakınlaştığı Altay'ı tamamen unutmuştu. Neyi unutmamıştı ki? Ne lisedeki yakın arkadaşlarını ne de akrabalarını... Hiçbirini hatırlamak istememişti yıllardır. Uzaklaşıp kaçıp gitmişti. Ama yeniden döndüğü için şimdi tek tek hepsiyle yüzleşmek zorundaydı. İşte bunları hiç düşünememişti. Ya da düşünmekten kaçınmıştı.

Arzu, dudağını hafifçe ısırdı. Ona sarılan Altay'a baktı. Ne kadar da değişmişti. Yıllardır onu ve arkadaşlarını bırakıp gittiği için suçluluk duygusu içinde yer etmişti ama bunu yapmayı kendini mecbur hissetmişti. Anne ve babasını kaybetmenin acısını tek başına herkesten uzakta yaşamaya çalışmıştı.

Altay ona sarılmayı bıraktıktan sonra, "İyiyim Altay. Sen nasılsın?" diye karşılık verdi tereddütlü ses tonuyla. Kenan'ın tarafına hiç bakmadı Arzu. Onu büyük bir soru yağmuru bekliyordu bunun farkındaydı. Ama kaçışı yoktu artık. Bu gece onun için çok zorlu geçecekti anlaşılan. Şarabını yudumladı yavaşça ve Altay'a ilgiyle baktı.

Kaplan mı? Kenan, sabırsızlıkla yerinde kıvranıyordu. Aklını bin bir tane soru kemiriyordu. Bu adamı tanıyordu. Az önce Arzu'yu tanıştırdığı Mustafa Öztürk'ün oğlu Altay Öztürk'tü. Bu sohbetin seyrini çok merak ediyordu. Arzu bu adamı nereden tanıyordu ve kahretsin neden bu adam ona Arzu Kaplan demişti ve kız hiç itiraz etmemişti? Kaşları iyice çatıldı. Kokteyl masasındaki eli iyice gerilmişti.

"Ben iyiyim ama neden yok oldun neden hiç aramadın? Seni çok merak ettim. Aklıma bir sürü kötü şey geldi."

Arzu, gözlerinin dolduğunu hissetti. Altay'ın sözleriyle o günleri yeniden hatırladı ve boğazının düğümlenmesine engel olamadı.  "Ben..."

Altay, gözlerini Arzu'dan alamayarak onun sözünü kesti. "Ben seni çok özledim Arzu, çok merak ettim seni... İyi olduğunu gördüğüm için çok mutluyum," dedi duygulu bir sesle ve Arzu'nun sol elini tuttu. "Hadi benimle dans et."

Arzu, tam itiraz etmek üzereyken duyduğu kadın sesiyle tüyleri ürperdi.

"Sevgilim..."

Bu sesle birlikte Kenan ve Arzu aniden arkasını döndü. Kenan'ın esmer güzeli sevgilisi Sevil tam karşılarında duruyordu. Bordo rengi ateşli ve bir o kadar cesur bir gece elbisesi giyinmişti. Son zamanlarda oyunculukta çok iyi bir çıkış yaptığı için popülerdi ve tüm bakışları üzerine çekiyordu.

Arzu, bu kadının gerçekten dikkat çekici güzelliğinin olduğunu düşündü. Her şey neden üst üste geliyordu ki? Sıkıntıyla iç geçirdi. Şarabından büyükçe bir yudum daha aldı.

Sevil, yüzünde geniş bir gülümsemeyle Arzu'yu yok sayarak Kenan'ın yanağına ateşli bir öpücük kondurdu. "Bensiz gelmişsin," dedi kırgınlığını belli etmemeyi çabalarken.

"Senin ne işin var burada?" Kenan, Sevil'i burada görmeyi hiç beklemiyordu. İş dünyasının önde gelen isimleri bu davette buluşuyordu ve Sevil onunla birlikte gelmediği sürece burada işi yoktu.

KALP SIZIM (CASUS) - KİTAP OLDU! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin