Sekizinci Bölüm

7.2K 394 18
                                    



Kenan, oturduğu koltukta keyiflenerek arkaya yaslandı. Genelde ciddi ve soğuk olan yakışıklı yüzü, gülümseyince daha da etkileyici bir görüntü ortaya çıkıyordu. "Beni başkalarıyla karıştırmayın Arzu hanım. Yalnızca bir göğüs manzarasıyla aklı başka yere gidecek erkek değilim."

Bu açık sözler karşısında Arzu olduğu yere çivilenip kaldı. Bu adam onu çılgına çeviriyordu. Lafını hiç esirgemiyordu ve onu küçük düşürücü sözler söylemekten hiç çekinmiyordu. Deli olmamak için kendini zor tuttu. Sağ elini sımsıkı sıktı. Bir şey söylememek için dişlerini de sıkıyordu. Bu adamla çok işi vardı çok. Her hareketiyle onu şaşırtmayı başarıyordu. Kenan Barlas, gerçekten bahsedildiği kadar kapalı bir kutuydu ve Arzu bu kutuyu çözmek için deli gibi istekliydi. Bu kibirli, kendini beğenmiş egolu yaratığın zayıf noktalarını bulmak için inanılmaz bir arzu duyuyordu.

Hiçbir cevap vermeden dosyaların özetlerini anlatmaya başladı. İçinde kalan tüm cümleleri söyleyemediğinden dolayı içi içini yiyordu. Kısa sürede dosyaların içindeki önemli başlıkları süzüp onları okumuştu. Kendi şirketlerin mali raporlarını neredeyse her akşam hızlıca gözden geçirdiği için aslında bu konuya çok da uzak değildi. Kendince kısa yollar geliştirmiş ve bu sayede kısa sürede konu hakkında aklında genel bir fikir oluşturabiliyordu.

Kenan, dinlediği özetle tatmin olmuştu. Bu kadar kısa sürede genç kızın konuya bu kadar hakim olacağını beklememişti doğrusu. Ancak bunu Arzu'ya belli etmemekte kararlıydı. Arzu'nun takdiri hak etmesi için daha çok şeyler başarması gerekiyordu. Kenan'ın beklentileri çok yüksekti. Arzu, özetini bitirdikten sonra Kenan, "Bu kadar mı?" diye sordu.

Arzu, daha ne anlatabileceğini düşündü ve aklına ekleyecek bir şey gelmeyince, "Bu kadar. Ama sizin sormak istediğiniz bir soru olursa buyurun," diye ekledi özellikle.

Kenan hiç düşünmeden "Hayır, yok," dedi ve o sırada ayağa kalkmış siyah ceketinin kollarını düzeltiyordu. "Gidiyoruz."

Arzu, ne olduğunu anlayamadan şaşkınlıkla Kenan'ın kabanını giymesini izledi. "N-nereye?"

"Çok işimiz var yolda size anlatırım. Bu arada ben yaşıtlarım olan müdürlere sen diye hitap etmeyi uygun görüyorum. Bu konuda bir itirazınız var mı?"

Arzu, Kenan'ın hızına yetişemiyordu. Daha yeni özeti bitirmişken hangi ara gitmeye karar vermişlerdi. Daha bunun şaşkınlığını yaşarken Kenan'ın sorduğu soruyu hiç düşünmeden. "Hayır," dedi. Sizli bizli konuşmaktan kendi de sıkılıyordu. Madem sürekli beraber çalışacaklardı, isimle hitap etmek her ikisi içinde en kolay olanıydı. Bu konuya itiraz edecek hiçbir nedeni yoktu.

"Tamam öyleyse Arzu. 5 dakika sonra şirketin girişinde buluşalım."

Arzu, başını sallayıp hemen odadan çıktı ve hızlı bir şekilde odasına girip kabanını giydiği gibi asansöre doğru yöneldi.

Sekreteri Sevgi hanım, telaşla müdürünün odasından çıkmasını takip ederken odanın masasının üzerindeki telefonu fark etti. "Arzu hanım, telefonunuzu unuttunuz..." diye seslendi ama Arzu çoktan asansöre binip gitmişti. Sevgi, patronunun acil bir işi olduğunu düşündüğü için arkasından gidip durdurmak istemedi. Büyük ihtimal öğleden sonra döneceğini düşündüğü için telefonsuz olmak müdürü için büyük bir sıkıntı yaratmayacağını varsaydı ve bu yüzden cep telefonunu geri masasının üzerine bırakıp kendi yerine geçti.










***








KALP SIZIM (CASUS) - KİTAP OLDU! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin