Uçaktan indiğimizde annem bizi buğralara bıraktı. Kapının önünde durup çalmaya cüret edemedim. En son bir cesaret kapıyı tıkladım.Kapıyı buğra açtı.
-Hadi canım diyerek güldü. Sonra bana ve tuğçeye sıkıca sarıldı.
-Özledim ulan.
-Ya nedemezsin dedi tuğçe.
-Artık içeri geçelim dedim ağlamaklı sesimle.Içeri geçtiğimizde emir koltukta uzanmış telefonla oynuyordu. Kafasını telefondan kaldırıp baktığında şok oldu. Gözleri dolmuştu anlayabiliyordum.
Yattığı yerden doğruldu ve yavaşça bana doğru geldi. Sıkıca sarıldı sanki hiç bırakmayacakmış gibi. Bende ona sıkıca sarıldım. Artık gözyaşlarımı temelli salmıştım.Emir saçımdan öperek,
-Özledim seni ufaklık hemde çook diyerek dolan gözlerinden damlaları teker teker bıraktı.
-Bende seni diyerek karşılık verdim.
-Bir daha beni bırakıp gitme olur mu?
-Olur maviş olur.Bana daha da sıkı sarıldı ve yanağımdan öptü. Gözyaşlarından yanakları ıslanmıştı.Bir kaç dakika öylece kaldık.
Sonra elimden tutup beni koltuğa tam yanına oturttu. Yine sıkıca sarıldı.
-Özledim seni
-Bende özledim.
-Niye gittin o zaman?
-Gitmek zorundaydım.
-Beni üzmek zorundamıydın?
-Emir ne olur bunları konuşmayalım .
-Tamam diyerek yanağımdan öptü.Sen hayal misin?
-Ne, sen içtin mi?
-Yoo ne içmesi belki gerçek değilsindir diye dedim.
-Öf leş gibi kokuyorsun.
-Yaa dedi.
-Ama bir sonraki gün bugün kadar güzel olmayacak biliyorsun dimi?
-Niye?
-Herşeyi unutacaksın ve ne sen bana bu kadar iyi ne de ben sana bu kadar iyi davranacağım.
-Bilmem ama şu anın büyüsünü bozmayalım yeter diyerek saçlarımdan kokladı ve öptü.
Ah be sevgilim ne kadar da özlemişim seni. Ben yokken neler çektin kim bilir? Ama ben de senin kadar acı çektim. Benim gidişim sana nasıl koyduysa bana da senin gibi güzel bir insandan gidişim koydu. Keşke bunlar hiç yaşanmasaydı. Şimdi senin kafan güzel sabah kalktığında belki hiç hatırlamayacaksın sana ben bir rüya gibi geleceğim. Ama şunu sakın unutma seni daima ilk günkü gibi seveceğim .
Içimden bunlar geçerken düşüncelerimden sıyrılıp emirin kokusunu içime çektim. Zaten o da ağlayarak omuzumda uyumuştu. Onu böyle perişan halde görmek canımı daha da çok yakmıştı. Ben de onun gibi yapmaya karar verip başımı başının üzerine koyup uyudum.Onun kokusunu duymak kadar huzur veren birşey olmamıştı bana.
**
Sabah güneş ışınları gözüme vururken gözlerimi araladım.Gece öylece uyumuştuk. Ama bugün hiç olmadığım kadar hayata gülerek uyandım. Emir hala uyuyordu. Yavaşça başımı başının üzerinden kaldırıp yanağından öptüm.
-Kalksana ukala.
-Ne var
-Kalksana dedim hey sana diyorum.
-Ah başım çok zonkluyor ya .Azra
-Evet
-Ne ara geldin sen?
-Dün akşam geldim ya aptal.
-Niye geldin dedi.
-Sen gel dedin ya ondan geldim.
-O zaman kafam güzeldi.
-He yani gelmemi istemiyordun öylemi?
-Evet öyle.
-İyi öyle olsun.
-öylede olacak zaten. Neyse ben gideyim.
-Nereye?
-Sanane.
-Doğru ya banane.
-Buğra nerede?
-Cehennemin dibinde diyerek kalktım.Her halde eskisi gibi benden nefret ediyordu. Sanki hiç birşey olmamış gibi davranıyordu. Kalkınca tuğçenin odasına gidip onu kaldırdım. O da kalkınca mutfağa gidip kahvaltı hazırladık.
-Sofra hazır hadi gelin.
-Bekleyelim dedi emir.
-Neyi bekliyeceğiz ya
-Arkadaşım gelicek.
-Banane hem buraya kimse gelemez ben yiyeceğim beni bağlamaz
-Zaten beklesen şaşardım.
-Bak seni şaşırmamış oldum hem arkadaşın kız mı erkek mi?
-Gelince görürsün.
-Gelmiyecek evden kovarım.
-Bir kov da görelim. Zil çalınca,
-Heh geldi diyerek kalktı. Bende kapıya doğru gittim.
-Emir
-Pardon da sen kimsin? dedim.
-Asıl sen kimsin?
-Kızım sen niye bizim evimize geliyorsun hem burası zaten emirin evi değil. Benim kuzenimin evi.
-Hayır ufaklık buğrayla ev arkadaşıyız artık.
-Nee?
-Evet sen gidince buğra teklif etti.
-Ay inanmıyorum dedim. (Kız sarışın uzun boylu manken gibiydi. Bir de minicik etek giymişti.)İçimden yolarım bu kızı diyordum ki kız aniden içeri daldı.
-Selam dedi.Buğra yok mu?
-Yok canım da sanane buğradan bir tane yetmiyor mu dedim?
-Pardon?
-Diyorum ki Emir varya buğraya gerek yok onun başı bağlı tatlım.
-pardon ne demek istiyorsun?
-Hiç ya sen takıl emirinle ben birşey demedim.Emirin güldüğünü duyabiliyordum.Tuğçe eğilerek kulağıma ,
-Bu kim?
-Bilmem ki sürtüğün teki işte dur büşrayı arayayım da buğrayı bari koruma altına alalım.dedim ve büşrayı aradım.
-Büşra acil gel senin ki kapılabilir çabuk.
-Azra sen ne ara geldin ayy ne diyorsun çabuk geliyorum dedi.
-Bence de dedim ve kapattım. Buğra duştan çıkıp yanımıza geldi.
-Hoşgeldin Gözdecim diyerek öptü. Kız resmen yalayıp yuttu kuzenimi.
-oha çüş yani yalayıp yutsaydın dedim kendimi tutamayarak.
-Öptüm sadece ne var bunda.
-Yok canım ya ne öpmesi yedin çocuğu.
-Biraz düzgün konuş dedi buğra.
-Ne düzgün konuşması ya buğra bari sen yapma.
-Neyse sakin hadi kahvaltıya geçelim dedi tuğçe.
-Siz yiyin ben kahve içicem sadece diyerek mutfağa gittim. Kafayı yiyecektim ya. Kız sülük gibiydi resmen. Yapıştımı gitmiyordu. Sonra telefon çaldı. Koşarak telefonumu almaya gittim. Buğra telefonumu elinde tutmuş,
-Bu çocuk seni niye arıyor dedi.
Emir:
-O kim?
-Sanane diyerek telefonu buğradan alıp açtım.Yüksek sesle
-Efendim Kağancım.
***
-Geldim geldim istersen sende gel canım çok sıkılıyor.
***
-Tamam canım gel bekliyorum diyerek kapattım.
Buğra:
-Kızım mal mısın sen ya niye çağırıyosun o malı?
-E misafir kabul etmek serbest diyen sizdiniz dedim gülerek.
-Azra saçmalama istersen.
-Ben saçmalamıyorum saçmalayan sizsiniz.
-Iyi ne bok yersen ye dedi buğra. Emir sinirinden kıpkırmızı kesilmişti. Kıskandığını belli etmemek için konuşmuyordu.
Tuğçe de emir daha çok kıskansın diye bana,
-Kızım kağan geliyor sonuçta üzerine düzgün birşeyler giyin böyle olmaz.
-Ay doğru söylüyorsun kuzen diyerek tuğçenin odasına gittim. Üzerime kot gömlek elbisemi giyindim. Altına ise yarım siyah çoraplarımı giyindim. Dudaklarıma pembe bir ruj sürdüm saçımında üzerinden düzleştiriciyle geçtim ve hazırdım. Emirin kıskanması için elimden geleni yapacaktım. Kapı çaldı koşarak kapıya gittim. Açtığımda Büşra karşımdaydı.
-Kızım ya sen miydin?
-Başkasını mı bekliyordun?
-Evet ama neyse geldiğin iyi oldu sevgilin elden gitmez en azından dedim. Sonra sıkıca sarıldık. Masaya doğru gittik. Kahvemi elime alıp bir iki yudum aldım. Sonra tekrar kapı çaldı. Tekrar açmaya gittim. Bu sefer gelen kağandı. Bana sıkıca sarıldı ben de karşılık verdim. Sonra yanağımdan öptü. Içeriden kapı gözüküyordu emir şuan cidden deliriyordu.
-Hadi gel içeri geçelim diyerek elinden tuttum ve içeri geçtik.
-Selam gençler?Oo gözde de buradaymış dedi. Gözde kalkmış kağanı öpmeye gelirken kağanın önüne geçip.
-Buna izin veremem tatlım git sen emiri öp o benim dedim.
Kağan dudağı kıvrılarak,
-Wow çok sert dedi ve güldü.
-Açmısın?
- Hayır ben sana açım dedi.(Biliyorum kağan sapık biri ama emirden intikam almak zorundaydım. Buğra kalkarak,
-Oo kardeşim hoşgeldin dedi.
-Hoşbulduk kardeş.dedi. Buğraya sinsi bir bakış attım. Demin neler diyordu şimdi neler, vallahi bu çocuk deli.
Büşra:
-Hayırdır ne oluyor?
-Hiçç dedi tuğçe. Sonra büşranın kulağına eğilerek birşeyler dedi.Büşra da hee dedi.
-Bir yerlere gidelim mi birşeyler içeriz.
-Bence evde duralım daha yeni geldim sonuçta.
-Sen bilirsin güzellik.
-Sanada kahve getireyim mi?
-Olur nasıl içtiğimi biliyorsun zaten.
-Bilmez miyim sütlü ve sade.
-Aynen öyle dedi ve sigarasını çıkarıp yaktı.Kahveyi yaptıktan sonra salona geçtim.
-Teşekkür ederim bebeğim. Sigara içer misin?
-Hayır sonra emire baktım kaşlarını kaldırmış bize bakıyordu. Yok vazgeçtim ver bir tane dedim. Dudaklarının arasındakini verdi.
-Az iç sen dedi.
-Tamam diyerek bir tane çektim.Öhö öhö öhö öksürmekten az kalsın geberiyordum.Emir yanıma gelerek,
-Gerizekalı kıza niye sigara veriyon sende mal gibi niye içiyon.
-Sanane ya sanane içerim dedim öksürerek. Buğra yanıma gelerek,
-Azra bu kadar yeter diyerek elimden tutup kaldırdı beni. Şimdi derhal tuğçenin odasına gidiyorsun.Kağan sende sonra gel abicim zorluk çıkarma azra iyi değil ne olur dedi.
-Tamam sonra gelirim diyerek gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4DÖRTLÜK
Teen Fiction4 ayrı kişilik,4 ayrı beyin,4 ayrı düşünce ama önemli olan onların bir olması.Azra,Emir,Buğra ve Büşra'nın komik,eğlenceli bazen de üzücü hikayesine tanık olacaksınız.Okudukça sizde kendinizi onlardan birer parça gibi hissedeceksiniz