Mültimedyayı açın ...
Yazım yanlışlarım için şimdiden özür diliyorum,bazen hatalarımı göremiyorum.Ama gördüğüm an düzeltmeye çalışıyorum.
Pamir Mert’i bir yumrukla yere serince bombanın fitilini ateşlemiş oldu. Mert’in en yakın arkadaşı Pamir’in üzerine resmen atladı, ikisi yere devrilirken Rana bu durumu fırsat bilip onu kenara çekmeye çalışan iyi niyetli Levent’in yakasına yapıştı. Biraz önce dağılan öğrenciler geri gelip çifte kavgayı ayırmak yerine bağırarak desteklemeye başlayınca ortalığı büyük bir gürültü sardı. Ben tam ortada bir yandan, kalkıp Ramazan’ı üzerinden atmayı başaran Pamir’in üzerine yürüyen Mert’e, bir yandan Levent’i boğmak üzere olan Rana’ya bakıp ne yapacağımı düşündüm.
‘Neler oluyor orada’
Müdürün gür sesi tüm koridoru kaplayınca düşünmeyi boş verip kaçacak yer aramaya başladım.Yandan yandan kaçmaya çalışırken müdürü görünce hızlandım.
‘Hocam Verda kaçıyor’
Tam sınıflara doğru kaçan kalabalığın içine dalıp koridora doğru yönelmiştim ki, gıcık bir sesin ardından gelen sakız patlatma sesi beni olduğum yerde durdurdu. Bittin kızım sen ispiyoncu Pınar şu olaydan bir kurtulayım seni Rana’ya dövdüreceğim pislik. İçimden Pınar’a kızarak okulun basketbol takımındaki Gökalp’ın arkasına saklanıp kurtulmaya çalışırken müdürün sesini duydum.
‘Verda Işık nereye gidiyorsun?’
Duymazdan gelmeye çalıştım ama salak Gökalp aniden durdu sırtına çarpıp muhtemelen burnumu kırmama sebep oldu. Gökalp önümden çekilince kabak gibi ortada kaldım. Müdürcüğüm bana bakarken ben sanki onu yeni görmüşüm de çok şaşırmışım numarası yaptım.
‘Hocam siz ne zaman geldiniz?’
Yemedi tabi, burnumun sızısını unutmaya çalışırken müdür bana yaklaştı. Elini omzuma koydu.
‘Yürü bakalım Verda bu gün bana hangi hikâyeni anlatacaksın’
Hayır ya neden ben, bu sefer gerçekten suçum bile yok niye yine o odaya gitmek zorundayım.
‘Siz de düşün önüme’
Önde Pamir, Mehmet, Fırat, Ramazan ve Rana, arkada ben ve sanki her an kaçacakmışım gibi omzumdan elini çekmeyen müdür ile kader mahkûmları gibi yürümeye başladık. İkinci kata çıkarken merdivenlerden kendimi atsam mı diye düşündüm ama sarışın fazlasıyla yakışıklı müdürümüze bakınca vazgeçtim.
Önümde yürüyen Pamir’e çelme takıp düşürsem mi diye düşündüm ama düşerken arkasında olduğum için beni ezeceğini hesaplayınca yine vazgeçtim. Giderek odaya yaklaşırken kıs kıs gülüp bize bakan erkeklerin, beni gözleriyle döven kızların bakışları altında müdür odasının önüne geldiğimizde hala müdürün elinden kurtulamamıştım.
Kapıdan geçerken Mert ve Pamir aynı anda içeriye girmeye çalışında kapıda sıkıştılar. İnsan ilk önce bayanlara yol verir geri zekâlılar diyerek ikinsin de sırtından içeriye doğru ittirdim. Pamir ve Mert kırmızı halı kıvamında önüme serilirken oh olsun pislikler diye içimden kahkaha atarak Mert’in ayağına Pamir’in bacağına basmaya özen göstererek içeriye girdim.
‘Verda…’
Ne ya ne, hak ettiler bir kere… İçimden böyle söylenip sonunda omzumdan elini çeken müdüre masum bir şekilde baktım. Bana karamel rengi gözlerini devirince gülümsedim. Kapıyı ardımızdan kapatıp Rana ile bana oturmamızı söylediğinde üzerimdeki gocuğun etkisi ve gerginlikle iyice terlediğimi fark ettim.Rana ile karşılıklı her an kırılacak gibi duran kırmızı koltuklara oturmadan önce gocuğumu çıkarttım.Birden tüm bakışlar bana dönünce kazağım yukarı mı sıyrıldı acaba diye düşündüm ama mor kazağım tüm iğrençliğiyle üstümde duruyordu.Kendime engel olamayıp en yakınımda duran Mehmet’e çıkıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çikolata ve Kış
HumorYeni yıla kimin yanında girersen öyle geçer diye bir inanç var ya işte ben ona inanmadım.İnansaydım belki bunlar başıma gelmezdi,zaten ben ne çektiysem hep çift sayıyla biten yıllarda çektim.Hepsi çift sayılar ve yeni yılın laneti yüzünden evet heps...