Cemal ve Soysal kesilen silah seslerinin ardından eve girdi.Evin içinde muhtemelen Karaca'yı arayan dört adamla daha çatıştılar.İçlerinden sadece biri kaçabildi.
Ama Karaca yoktu.Tüm odaları ,çatıyı evin her köşesini didik didik
aramışlardı,ama yoktu.Yoksa onu kaçırmayı başarmışlarmıydı.Yoksa daha da kötüsü onu öldürmüşlermiydi.Bu duygularla ne yapacaklarını bilemez bir şekilde dikilirken;
Önce Giray ardından da İsrafil geldiğinde resmen kıyamet koptu.
İsrafil Giray'ın yakasına yapışıp hesap sorduğunda,o an Giray'ın tek derdi ,yukarı çıkıp sığınakta olduğuna inandığı Karaca'yı bulmaktı.İsrafili sertçe itip merdivenlere yöneldiğinde tekrar yakaladı onu İsrafil ve Giray'ın suratına falsolu sıkı bir yumruk indirdi.Normal şartlarda bu yumruk için onu öldüresiye dövmesi gerekirken şu an tek derdi karısına ulaşmaktı.Giray tekrar yukarı çıkmak için merdivenlere yöneldiğinde yine yakasına yapıştı İsrafil ,bu kez Giray kontrolünü kaybetti.Şu an istediği tek şey Karaca'ya ulaşmaktı ama bu manyak bir türlü onu bırakmıyordu.
Tüm gücü ile yüzüne sert bir kafa attı.İsrafil yediği darbenin şiddetiyle birkaç adım geriye doğru sendeledi.Böylece Giray ondan bir an için kurtulma şansı yakaladı ve koşarak merdivenleri çıkıp ,odaya girdi.
Sığınağın holdeki girişi tekrar kurulmazsa kapı asla açılmazdı.Bu sığınağın saldırı anında keşfedilme olasılığına karşı alınan tedbir amaçlı bir önlemdi.
Giray da diğer kapıyı açtı.Karanlıkta telefonun ışığıyla ilerledi ve onu yerde hareketsizce yatarken buldu.Tüm benliğini bir panik dalgası sardı.Ona bir zarar mı vermişlerdi,yaralımıydı.
Kucaklayıp hemen çıkardı Karaca'yı oradan.Odaya geldiğinde yavaşça yatağa bıraktı karısını.Hızla bedenine göz gezdirdi.
Gözle görülür bir yarası yoktu.Derin ve minnet dolu bir oh çekti.Onu izleyen Karacanın korumaları da aynı ölçüde rahatlamıştı.
"Burası güvenli değil," dedi Soysal," ......Hemen çıkmalıyız."
Giray Karaca'yı uyandırmaya çalışırken İsrafil sertçe durdurdu onu;
"Uyandırma..."
Kapının önünde kanlar içinde yatan adamı gösterek...
"Ne söyleyeceğiz, bırak buradan çıkalım ,ayılır nasılsa...."
Giray kucakladığı gibi Karaca'yı göğsüne bastırdı,yaşıyordu ya.....
Dışarı çıktıklarında Murat yaralı kolunu tutarak Giray'ın yanına geldi.Diğer korumayı göstererek;
"Durumu ağır efendim,ben sadece kolumdan vuruldum,sıyırıp geçmiş."
Giray kucağında baygın karısı yaralı adamları ve evine yapılan baskının karmaşasındayken;
Soysal;
"Karaca'yı bana ver.Eve götürelim.Sana şimdi burada ihtiyaç var...."
Giray isteksizce hala kollarında yatan karısına baktı ve Murat'a ;
"Hızır nerede kaldı."dedi sertçe.
Sonra isteksizliğini saklamadan Karaca'yı onların arabasına bıraktı ve bakışlarını İsrafil'e kilitleyerek ;
"Hemen geleceğim,size emanet,doktor çağırın..."dedi.
İsrafil ona Karaca'yı böylesi büyük bir tehlikeye attığı için kızgındı.Bu olayın sonuçlarını İsrafil iyi biliyordu.Babası ve Ayhan bey böyle bir çatışmadan Karaca'yı çocukken kurtardıklarında ruhsuz bir beden gibi yıllarca yaşamıştı;konuşmadan,gülmeden,ağlamadan.Sonra iyileşmişti.Ama şimdi yine aynı şey olmuştu.Ve İsrafil Karacanın uyandığında eski haline dönmesinden korkuyordu.Ve bunun sorumlusu olarak gördüğü Giray'a müthiş derecede öfkeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZDEN ÖNCE
General FictionYıllardır süren bir kin.Bu kinin gölgesinde iki aşık.Sevdiği adamı herşeye rağmen bırakmayan bir kadın.Aşk,BİZDEN ÖNCE.....