Ama nasıl unutabilirdim . Gerçi unutmam normaldi çünkü hindistana geleli her günüm olaylı geçmişti . Bu olaylar arasında aklımın bi konuyu unutması normal bişeydi. Ve hemen çantamdan telefonumu aldım ama o da ne annem babam bir sürü kez aramışlardı. Beni çok merak etmiş olmalılardı. ve ben hemen annemi aradım. Annem telefonu açtığında sesi çok kötüydü. Ve telefonu Açar açmaz" hare kızım senmisin?" Dedi. Bende" Evet anne benim. Ya ben çok özür dilerim sizi aramayı tamamen unutmuşum" dedim. Ve annem " Bırak şimdi özrü falan sen iyimisin onu söyle" dedi. Annem Hayli telaşlıydı. Ee tabi telaşlı olması da gayet normaldi. Ben hemen sorusuna cevap verdim. Ve" iyiyim sen nasılsın , babam nasıl?" Dedim. Sonra annem biraz rahatlamış olmalı ki fırça fastına geçti. Ve bana" sence" dedi. Ve sözlerine devam etti" hadi bakalım şimdi söyle ev tuttunmu ?nasıl gidiyor? Karnını doyurabiliyormusun? " Dedi. Bende " iyi gidiyor, ev tutamadım , ve karnımı doyurabiliyorum" dedim. Ama sonra bi anda jeton düştü. Ev tutamadım demiştim ve annemin Bunun nedenini tüm ayrıntısına kadar öğrenmek için bir sürü soru soracağını düşününce kendimi boğazlayasım geldi ama tabi boğazlayamadım. Ve tabii annem sessiz kalırmı hemen" nasıl yani ev tutmadın mı, sen yoksa yoksa. Sokakta kalıyorum deme şuracıkta düşer bayılırım" dedi. Ve bende " hayır hayır ne Sokağı sokakta kalmıyorum tabi ki" deyip tüm başıma gelenleri anlattım. Tabi Avashi ile ilgili olanlar hariç. Sonra uzun bi telefon görüşmesinden sonra salvara teyze beni yemeğe çağırdı. Ve bende aşağıya indim. Ve tam merdivenlerden iniyordum ki bi an masada oturan avashiyi fark ettim. Ben gözlerine baktığımda o da bana bakıyordu ve bi anda gözlerini kaçırdı. Yüzündeki ifadeye bakınca hala kızgın gibiydi. Ve gözlerimi ondan çekip dikkatli bi şekilde merdivenlerden indim. Ve sandalyeme oturdum. Sonra salvara teyze tabağıma yemek koydu. Ve bana " odandan konuşma sesleri geliyordu sanırım telefonla konuşuyordun " dedi. Ben tam annemle konuştğumu söyleyecektim ki Avashi birden " arkadaşıyla konuşmuştur babanne " dedi. Ne ima etmişti şimdi bu burda hiç arkadaşım olmadığını biliyordu çünkü daha hindistana geleli bir ay olmamıştı. Ama bi dakika taşlar yerine oturuyordu. Sabah ki salman olayından bahsediyor olmalıydı. Yani bana tamamlattırmadığı arkadaş kelimesinden bahsediyordu. Bende " annemle konuştum zaten hem öyle konuşacak yakın bi arkadaşım da yok. Ben annemleri aramayı unutmuşum. Meraklanmışlar biraz işte . Ama hallettim yani herşeyi anlattım " dedim. Avashi verdiğim cevabı dinleyip öfkeli gözlerini üzerrimden çekip yemeğine doğrulttu. Avashinin bana neden böyle bişey ima ettiğini hala anlamamıştım. Salmanla konuşmalarımızda bile en ufak sorun çıkartacak kelime yoktu. Ama bunu neden yaptığını illaki soracaktım. Yemeklerimizi yedik. Sonra sofrayıda topladık. Ve bir ara benim gözüm merdivenlerden çıkan avashiye takıldı. Evet şimdi hesap sormanın tam zamanıydı. Ve arkasından hızla koşup kolunu kavradım. Ve o da kolunu kimin tuttuğuna bakmak için arkasını döndü. Ve ben " bi şey söylicem de bahçeye gelirmisin?" Dedim. Önce yüzüme tuhaf tuhaf baktı. Sonra Gözleri yine sinirli sinirli bakmaya başladı. Ve kolunu elimden çekip önüne döndü ve yürümeye başladı. Ben koşup ikinci kez kolundan tuttum . Bu sefer de kolunu çekmeyi denedi. Ama ben kolunu daha sıkı tutunca çekemedi. Sonra mecbur bana döndü ve " bırakırmısın işlerim var" dedi. Onu bırakmaya niyetim yoktu. Ve" sadece 2 dakikanı alıcam" dedim. Ve o da bi mecbur kabul etti. Ve ikimizde arka kapıya doğru ilerliyorduk. Eğer ön kapıdan çıkarsak dikkat çekebilirdik. Ve sonunda bahçeye gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HiNtLi SeVgİlİm
RomanceHayaller hindistandır en başta bir hintliyle aşk yaşanması hiç yoktur planda ...