27. Bölüm

200 9 1
                                    

Ben öyle donup kalmış dururken salman yine konuşmaya başladı.  " Evet hare şimdi kararını ver ya birazdan sana diyeceğim şeyleri yaparsın ya da işte gerisini biliyorsun" dedi. O an  vereceğim cevap hakkında  hiç bir şey düşünemiyordum.  Ama Tek bi gerçek vardı o da avashiye birşey olmasına izin veremeyeceğimdi. Bu yüzden ani bi kararla " tamam ne dersen yaparım ama asla avashiye zarar vermeyeceksin" dedim.  O an verdiğim cevabın sonuçlarını bile düşünemiyordum aklımda sadece Avashi vardı .  O an salmanın eliyle bi işaret yapması üzerine  avashinin kafasındaki kırmızı ışığın kaybolduğunu farkettim. Çatıya baktığımda da kimse yoktu. Ve salman  yine aniden söze girdi.  "Gel şimdi kantinde isteklerimi anlatıcam. "
Avashi' den ;
Artık işlerimin yarısı bitmişti.  Ve biraz soluklanırken saatte baktım  tam 1 saat olmuştu ama hare ortalarda yoktu. Onu merak etmiştim. Ve aramak için odamdan çıktım. Belki kantinde olabilirdi.  O yüzden kantine doğru ilerliyordum. Ve bi anda hareyle karşılaştım yanında da salman vardı. Demek saatlerdir salmanlaydı. O an öfkelenmiştim  salmandan uzak  durmasını söylediğim halde inadına onun yanında dolaşıyordu. Bu durum beni çok sinirlendirmişti. Ve o an tüm sinirim ve öfkemle " hare daha deminden beri seni arıyoruz .  tüm işleri ben yaptım.sen mi işçisin ben mi belli değil " dedim.  Aslında yaptığım işler benim normalde de yaptığım işlerdi. Ama kızacak konu bulamayınca  bu konuyu  uydurmuştum. Normalde harenin cevap vermesini beklerken harenin kafasını önüne  eğdiğini gördüm suratı da düşüktü. Ben harenin neden böyle olduğunu düşünürken salman söze girdi.  "  Hare Hadi sevgilim sen en iyisi işinin başıma git yani patronu daha fazla kızdırmalıyım" dedi. O an her yerime iğne batıyormuş gibi hissettim doğru duymuştum heralde . Hareye sevgilim demişti.  Olmaz olmaz Hayır bu bi kabus olmalı. Ama kabusta değildi. O an ne diyeceğimi bilemeyip " sevgilin mi ?" Dedim.  Hare hala aynı  pozisyonundaydı. Ve Hala tek kelime bile  konuşmamıştı. Ben Hareye bakarken salman söze girdi " ya unutmuşum siz bilmiyordunuz değilmi ? Yani hareyle ben Artık sevgiliyiz. Biraz ani bi karar olsa da durum bu" dedi. O an kaynar sular başımdan aşağı dökülmüştü sanki. Içimdeki oluşan  yangın bi şehiri yakacak kadar büyüktü. Bu olanlara bi türlü inanamıyordum.  Aklımda salmanın sözleri dönüp duruyordu. O an içimden ona tekme tokat  dalmak geliyordu. Ama yani bunu yapamazdım. O an ki yaşadığım şokla ne yapacağımı bilemedim. Ve en iyi fikir ordan ayrılmak diye düşündüm ve  onların yanından ayrıldım. Hızlı adımlarla odama girdim ve kapıyı kapadım daha doğrusu kapıyı çarptım çünkü o an öfkeden ne yaptığımı bilmez haldeydim. O kadar  öfkeliyken bile hareyle yaşanan Anlarımızın gözümün önüne gelmesini engelleyememem  beni daha fazla öfkelendiriyordu. Ama artık biraz olsun sakinleşmeliydim. Ve derin derin Nefes aldım. Sonra biraz sakinleştim. Ama aklım bana  hala sorular soruyordu. Hare nasıl böyle bişey yapmıştı. Halbuki o beni seviyor zannediyordum. Bi de salak gibi ona aşık olmuştum. O an kendimden nefret ediyordum. Öfkem yeniden hızla artıyordu. Yerimde  duramıyordum. Tüm yaşananları  sindiremiyordum. O an öfkemi kontrol etmeye çalışsamda bunu başaramıyordum. Ve o an öfkemi kontrol edemeyip masanın üzerindeki bi çerçeveyi yere fırlattım.
Hareden;
Tüm olanlar yüzünden içimin acısı dinmiyordu. Avashinin bana baktığında gözlerinde oluşan Nefreti hatırladıkça kalbim parçalanıyordu. Onun biraz önce yaşananlardan sonra benden nefret etmekte haklı olduğunu biliyordum. Ama salmanın beni tehtit ettiğini bi bilse benden nefret etmiyeceğine adım kadar emindim. Ben bunları düşünürken avashinin odasından gelen yüksek bi sesle irkildim. Hemen Koşup avashinin odasına girdim. Ama gördüklerim karşısında çok şaşırmıştım. Yerde bin bir parçaya ayrılmış çerçeve ve duvar kenarında ağlayan avashi. O anki görüntü karşısında kalbime bi hançer saplanmıştı. Avashiyi  o sert ve ciddi adamı ağlarken görmek hem şaşırtıcı hem üzücüydü. Çünkü onun benim yüzümden bu hale gelme ihtimali çok yüksekti. Içimden koşup ona sarılmak geliyordu. Onu sevdiğimi haykırmak geliyordu. Ama salmanın tehtitleri gözümün önüne geldiğinde bu düşüncelerden Sıyrılmam gerekiyordu. O an içimden hıçkıra hıçkıra ağlamak geliyordu. Ama kendimi sıkıyordum . Ağlayamazdım hayır asla ama asla ağlamamalıydım. O an gözlerime hücum eden gözyaşlarımı engellemeye çalışırken. Avashinin gözleriyle karşılaştım. Kafasını yerden kaldırmış bana bakıyordu. Ama Gözleri adeta kan çanağıydı. Yüzü ise kıpkırmızıydı. Bunun Sinirden olduğuna emindim. Gözlerinde ki öfkesinin düzeyini anlatacak kelime yoktu.  gözlerindeki tüm öfkesini fark ettiğimde sağ gözümden akan bir damla yaşa hakim olamadım. Bana öyle bi bakıyordu ki kalbimi delik Deşik ediyordu. Bi anda  2. Yaşta  gözlerimden kurtulup yanaklarımdan aşağı doğru süzüldü. Artık kendimi sıkmanın bişeye faydası yoktu.  Çünkü başlamıştım artık ağlamaya. O an çaresizce avashiye bakarken bi an da avashi " git burdan" diye bağırdı. O an ne olduğumu şaşırdım.  Gözlerim şaşkınlıkla kocaman açılmışken bi yandanda hala ağlıyordum. Avashiyse bi anda ayağa kalkıp " git burdan dedim" diye 2. Kez bağırdı. O an gözyaşlarım daha çok hızlanmıştı. Ama hiç biryere  kıpırdayamıyordum.  Adeta donmuş gibiydim. Sonra Avashi birden bana doğru gelmeye başladı. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Sonra birden kolumdan tuttu ve sertçe çekiştirerek beni kapıdan dışarı çıkardı. Ve sonra içeri girip kapıyı sertce suratıma kapadı. O an gözyaşlarım sağanak yağmur gibi hızla akıyordu.  Çok çaresizdim. Ne yapıcaktım? avashiye Tüm olanları nasıl açıklayacaktım? Onun benden nefret etmesi kadar canımı yakan başka bişey yoktu. O an çok  çaresizdim ve bu beni çok yıpratıyordu. Oldukca  yorulmuştum ve halsizdim. Ama bu saatte işten ayrılmak olmazdı. Peki ya ne yapıcaktım şimdi. O an boğazımın kuruduğunu farkettim. Ve Su almak için kantine İndim . Ve Su alıp bi masaya oturdum. Olanları düşündükçe hıçkıra hıçkıra ağlayasım geliyordu . Ama bunun ne yeriydi ne zamanı. En iyisi burda biraz oturup  sakinleşmekti. Ben orda otururken yanıma bi kadın geldi. Ve "Siz avashi beyin  asistanı mısınız?" Dedi. Bende " Evet " dedim.  Sonra elime bi Zarf verip " bunu  ona verin Takı sektöründen geldiğini söyleyin" dedi. Bende Tamam dercesine kafamı salladım . Ama içim hala çok huzursuzdu. Bide üstüne bu zarf çıkmıştı. Bunu ona nasıl vericektim ben. Bi yolunu bulup vermeliydim sonuçta içindeki işle alakalı bişeydi ve önemli olabilirdi. Bu yüzden bi yol bulmam gerekiyordu  ve bu konu üzerine düşünmeye karar vermiştim.
Avashi'den ;
Masanın başında öylece laptopun ekranına bakıyordum.  Belki yaşananları biraz olsun unuturum ve hare aklımdan az süreliğine olsada çıkar diye çalışmaya çalışıyordum. Ama yine de hiç bişeyi unuttuğum falan yoktu. Tam aksine Aklıma devamlı hare geliyordu. Tüm yaşananlara inanmak istemiyordum ama Beynimde yaşananlar ve gerçekler dönerken  bu pek mümkün olmuyordu.

HiNtLi SeVgİlİmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin