"Beni sevmiyorsun dimi?"
"Sarhoşsun sen."
"Hayır değilim. Sen bana cevap ver beni sevmiyorsun dimi?"
"Seni nasıl sevebilirim ki..."
Elimi susması için kaldırdım. Ellerinden kurtuldum ve karşısına geçtim.
"Ben anlayacağımı anladım."
Başım dönüyordu. Ama sarhoş degildim. Söylediği kelimeler beni kendime getirmişti. Beni sevmiyordu ve ben ona aşıktım. Bu ondan nefret etmemi sağlıyordu. Bir öküze aşık olmuştum. Eve gitmek istiyordum. Hemen bir taksi çevirdim ve adresi verdim. Başımı cama yaslayıp düşünmeye başladım. Beni sevmiyordu ve ben ona aşıktım.
Ondan nefret ediyordum.
Sonunda taksi eve geldi ve adama parayı uzatıp arabadan indim. Kapıyı çaldığımda güzel yüzlü bir hizmetçi açtı.
"Hoş geldiniz efendim."
Yalandanda olsa gülümseyemiyordum. Hızlı adımlarla yukarı odama çıktım ve kapıyı kapatıp kilitledim. Ağlamak istiyordum. Sessiz sessiz değil bağıra bağıra ağlamak istiyordum.
Kendimi yatağa attım ve aglamaya başladım. Ondan nefret ediyorum.
Oda beni sevemezmiydi sanki. Neden Baha'ya aşık olmuştum ki.
Uyandığımda ilk gördüğüm şey dolap kapağımda asılı olan bembeyaz gelinlikti. Dün gece nasıl fark etmemiştimki.
Yataktan kalktım ve banyoya gittim. Hızlı ama rahatlatıcı bir duş aldım. Kapının arkasında asılı olan siyah bornozu aldım ve hemen üzerime geçirdim. Saçlarımıda siyah havluyla sarıp banyodan çıktım. Kapım çalmaya başladı. Hemen kapıya gittim.
"Kim o?"
"Benim Beren hanım."
Kapının kilidini açtım ve içeri girmesi için geri çekildim. Dün bana kapıyı açan himetçi odaya girince kapıyı kapattım.
"Hazırlanmanıza yardım etmeye geldim efendim."
Ona gülümsedim. Sonunda gülebilmiştim.
Yarım saat sonra gelinliğimi giymiş saçlarımı kurutmuştum.
"Birazdan kuaför gelip saçınızı ve makyajınızı yapacak."
"Şey, teşekkür ederim."
"Bu benim görevim efendim."
Ona yine gülümsemeye çalıştım.
Hissettiğim tek şey nefretti.
Hizmetçi kız çıkınca kuaför içeri girdi. Hızla saçlarımı topuz yapmaya başladı. Saçımla işi bittince makyajımı yapmaya başladı. Gözlerime gri bir far sürdü dudaklarımada pembe renginde bir parlatıcı biraz rimel biraz allıkla işini tamaladı. Son olarakta duvağımı taktı ve gitti. O çıktıktan sonra odaya Sultan anne girdi. Üzerinde uzun su yeşili bir elbise vardı. Saçlarınıda topuz yaptırmıştı. Ayağında ise hafif topuklu siyah bir ayyakkabı vardı. Beni görünce ağlamaya başladı. Onu öyle görünce bende üzüldüm. Şu an burda anneminde olmasını ve beni seven biriyle evlenmek üzere olmayı istiyordum. Sultan anne yanıma geldi ve bana baktı.
"Çok güzel olmuşsun kızım."
"Teşekkür ederim."
"Birazdan Baha gelir hazır mısın?"
"Sanırım."
Sultan anne bana gülümsedi ve duvağımı örttü. Sonra odadan çıktı. O odadan çıkınca bende ayağa kalkıp pencereden dışarı baktım. Bahçede bir sürü masa vardı ve beyaz örtülerin üstünde pembe çiçekler vardı. Evin kapısından ortada duran büyük beyaz masaya doğru giden beyaz bir halı vardı. Aşşagısı çok kalabalıktı. Buradaki herkesin benim düğünüm için toplandıklarını düşününce kendimden ve Baha'dan nefret ediyordum.
Neden bende gerçekten sevdiğim biriyle evlenemiyordum ki?
Aslında artık Baha'yı sevdiğimi sanmıyordum.
Kapım açıldı ve Baha içeri girdi. Bende ona doğru döndüm. Siyah bir damatlık giyinmişti. Beni görünce yine donup kalmıştı ama umrumda degildi.
"Hadi gidelim bir an önce bitsin şu işgence."
Ben öyle diyince bana afallamış gibi baktı.
"Evet bir an önce bitsin.Ama aşşağıda birbirimizi seviyormuşuz gibi rol yapmak zorundayız."
"Tamam"
Bana kolunu uzattı. Bende koluna girdim ve aşşağı inmeye başladık.
Beyaz halının merdivenlerde başladığını fark ettim. Arka bahçeye kadar gidiyordu. Halının üzerinden sessizce yürüyerek bahçeye kadar gittik. Bizim çıktığımızı görünce alkışlamaya başladılar. Ve beklemediğim bir anda başımızdan aşşağı gül yaprakları atmaya başladılar. Her genç kızın hayaliydi böyle bir düğün ama ben sadece nefret ediyordum.
Sonunda masaya oturduk. Nikah memuru gelip bize isimlerimizi sordu. Biran önce bitmesini istiyordum. Sonunda memur Baha' benimle evlenmek isteyip istemediğini sordu. Bana baktı bende duvağın arkasından ona baktım. Sonunda evet dedi ve kalabalık alkışlamaya başladı. Memur bu sefer bana evlenmek isteyip istemediğimi sordu.
Baha'yla evlenmek istemiyordum.
Ama evet demek zorundaydım.
"Evet"
Kalabalık alkışlamaya başlayınca evet dediğimi fark ettim. Etraftaki sesler ugultuya dönüştü. Önüme verilen defteri imzaladım. Sanki herşey bir rüya gibiydi yada bir kabus.
Memur beyin sesi beni kendime getirdi.
"Bende sizi karı koca ilan ediyorum."
Baha ve ben ayağa kalktık. Kalabalık ayağına basmamı söylüyordu. Bende söyleneni yaptım. Baha bana şaşkınca baktı. Bende sadece gülümsedim.
"Artık gelini öpebilirsiniz."
Bu sefer Baha bana gülüyordu. Duvağımı açtı ve beni öptü. Kalabalık deliye dönmüş gibi alkışlıyordu. Sonunda benden uzaklaştı. Memur bana evlilik cüzdanını uzattı. Elinden aldım ve kalabalığa doğru gülerek salladım.
Üç saat sonra artık yola çıkma zamanı gelmişti. Üzerimi değiştirmeye fırsatım olmamıştı. Baha'da üzerini degiştirmemişti. Yine üstü açık kırmızı arabayla gidecektik. Dünden bu güne degişen tek şey arabanın önündeki beyaz gelinlikli bebekti. Arabaya bindim. Artık nefretim gittikce büyüyordu. Baha'da arabaya bindi ve çalıştırıp yola çıktık. Arabayı yine çok hızlı kullanıyordu. Kemerimi takmadığımı o an fark ettim. Ama gelinlikten dolayı takmakta zorlanıyordum. Baha'nın sorusuyla kemeri takmayı bıraktım.
"Dün gece söylediklerini hatırlıyor musun?"
Dün gece söylediğim herseyi malesefki hatırlıyordum.
"Evet hatırlıyorum. Sanırım saçmaladım."
"Evet saçmaladın. Seni sevebileceğimi nasıl düşünürsün."
"Biliyor musun senden nefret ediyorum."
Baha sinirle bana döndü. Gözlerinde gördüğüm tek şey sinirdi.
"Biliyorum."
Baha öyle bir bakıyorduki cidden çok korkuyordum ama daha kötüsü hava karanlıktı ve arabayı çok hızlı sürüyordu. Üstüne üstün birde yola bakmıyordu.
"Baha önüne bak korkutuyorsun beni."
Bana hala öylece bakıyordu. Karşıdan gelen bir arabanın sesiyle başımı yola çevirdim.
"Baha araba!"
İşteee bir bölüm daha bitti umarım begenirsiniz.
Gelecek bölümde size bir süprizim olacak.
Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın.
Sizi seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik
RomanceBeren her zaman ki gibi ders dinlemeye çalışıyordu... O adam hızla sınıfa girdi ve Bere' ne eşyalarını toplamasını söyledi... Arabaya bindi ve nereye gittiklerini sordu... "Artık benim malımsın ve oğlumla evleneceksin. Eger onu degistire bilirsen s...