merhaba okullar bitmek üzere ve bütün sinavlar son haftaya geldi o yüzden fazla yazamam ama tatilde iki gunde bir yb yazicam :) yorumlariniz ve voteleriniz icin cokkk tsk :) Neyse daha fazla uzatmayım iyi okumalar :)
Baha gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.
"Hayır. Hayır Beren. Baban ölmedi."
Derin ve sakinleştirici bir nefes aldım.
Babam ölmemişti.
Peki neden bana öyle demişlerdi?
O polisler felan çok gerçekçiydi.
"Neden bana öyle dediniz?"
"Çünkü sana travma yaşatmak istiyorduk."
"Hımm."
"Beren sen nasılsın?"
"Şuan gayet iyi hissediyorum. Ne zaman çıkabilirim?"
"İstediğiniz zaman çıkabilirsiniz Beren hanım."
"Şimdi çıkmak istiyorum."
"Beren bu gece burda kal. Hem annemde daha hastanede."
"Sultan anneye ne oldu?"
"Kalp krizi geçirdi."
"Niye?"
"Senin yüzünden!"
"Ne?"
"Ne yaptığını bilmiyorsun diğmi?"
"Hayır hatirlayamiyorum."
"Bana kızıp anneme bağırdın. O da senin sözlerine dayanamadı ve kalp krizi geçirdi."
"Aman Allah'ım ne yaptım ben?"
"Beren inanılmaz birisin."
"Neden?"
"Bir an sana delice aşıkken bir an senden nefret ediyorum."
"Şimdi bana iyi birşey mi söyledin kötü mü?"
"Sanırım ikiside."
Buna ne cevap vericektim?
Yüzümü burusturdum. Oda bana güldü. Doktor kendini fazlalık olarak hissetmiş olmaliki odadan dışarı çıktı.
Baha'yla yine yalnız kalmıştık.Cidden ne demeliydim?
"Özür dilerim."
"Niçin?"
"Annene bağırdığım için."
"Seni affedebilecegimi düşündüren ne?"
"Bilmiyorum."
"Seni affetmem Beren. Ne olursa olsun annem bunu haketmiyordu. O benim için çok değerli senin onun kalp krizi geçirmesine neden olduğunu bilmek çok sinirlenmeme neden oluyor."
"Anlıyorum."
"Anlamiyorsun. Anlamaya çalışıyorsun."
"Haklısın."
"Evet haklıyım. Neyse ben gidiyimde anneme bakayım. Sende dinlen."
"Tamam ama sonra annenin durumundan beni haberdar et."
"Tamam."
"Tamam."
Baha çıkmak için arkasını döndü.
"Baha gerçekten çok özür dilerim. Sultan anneyi bende çok seviyorum. O benim ikinci annem. Aklım başımda olsaydı inan öyle demezdim."
"Biliyorum. Hadi dinlen Beren. Sen bana lazımsın."
Göz kırpıp odadan dışarı çıktı.
Aman Allah'ım!
Bu küçük cümlede ne çok vaat gizliydi.
Sakinleşmeye calisarak derin ruhumu arındıran bir nefes aldım.
Sakin ol kızım.
Alt tarafı üç kelime.
Sadece üç kelimemiydi? Yoksa gerçekten vaatler gizlimiydi?
Bunları düşünürken uykuya daldım.
Rüyamda yeşil zümrüt elbiseler ve yüzüklerin olduğu bir kesit gördüm. Çok fazla üzerinde durmak istemedim.
Uyandığımda baş ucumda temiz kıyafetlerin olduğu bir poşet buldum. Poşetide yanıma alarak odadaki banyoya gittim hızlı elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştirdim.
Limon sarısı bir gömlek ve asker yeşili bir pantolon giydim.
Hmm. Kim seçtiyse iyi seçim yapmıştı.
Hızla ellerimi ıslatıp saçlarımın arasından geçirdim. Odadan dışarı çıkıp sultan anneyi aramaya koyuldum. Sonunda pes edip bir hemsireye sordum. 312 nolu odada kalıyormuş. Adımlarımı o yöne doğru hızlandirdim. Kapının önüne geldigimde bir an duraksadim. Sonra kapıyı çalıp içeri girdim. Sultan anne iyi görünüyordu. Ben odaya girince Baha, Mehmet bey ve Sultan anne bana baktı. Bir an kendimi istenmeyen bir yaratık gibi hissettim. Sonra herkesi görmezden gelerek Sultan annenin yanına gittim. Baha'nın yanında ki boş sandalyeyi alıp Sultan annenin yanına koydum ve sessizce oturdum. Sonra kimseye soru sorma fırsatı bırakmadan Sultan annenin elini tuttum.
"Özür dilerim Sultan anne. Ben size öyle demek istemezdim. Aklım başımda değildi. Lütfen beni affedin."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik
RomanceBeren her zaman ki gibi ders dinlemeye çalışıyordu... O adam hızla sınıfa girdi ve Bere' ne eşyalarını toplamasını söyledi... Arabaya bindi ve nereye gittiklerini sordu... "Artık benim malımsın ve oğlumla evleneceksin. Eger onu degistire bilirsen s...