Biliyorum cok gec bölüm yazıyorum ama inanın hic vaktim olmuyor :(
Yakında kitabı sonlandıra bilirim lütfen kusura bakmayın :(
Elimden geldigince yazmaya calısıcam :)
Neyse ben artık sizi kitabımla bas basa bırakayım :)
İyi okumalar ;)
" Beni hic tanımıyorsun Beren."
" O zaman tanıt Baha!"
Baha birden frene bastı. Allahtan kemerim takılıydıda hafif öne gittim.
Yüzünü bana çevirdi. Resmen gözlerinden ateş saçıyordu.
"Neden babamın sirketinde calısmak istemedigimi bilmek istermisin?"
Bunu sormasına sasirmistim. İlk basta ne diyecegimi bilemedim. Gercekten bilmek istiyormuydum? Evet tabi ki istiyordum.
"Evet."
Yüzünü yola döndü ve arabayı sürmeye devam etti. Evin veya hastanenin yolunda degildik. Açıkcası nereye gittigimizi merak etmeye başlamıştım. Sormayada korkuyordum.
Uzun bir süre sessizce ilerlemeye devam ettik. Sonunda dayanamayıp radyoyu actım. Bora Duran'ın sesi arabayı doldurmaya başladı. Sarkının sözleri tam beni ifade ediyordu. Gercekten artık tükeniyordum. Sessizce sarkıyı tekrarlamaya başladım.
Elinden bir şey gelmiyorsa
Aşktan için yanıp ta sönmüyorsa
Yüzün eskisi gibi gülmüyorsa
Azalıyor insan, tükeniyor insanArtık içinde rüzgar esmiyorsa
Gönül telinde kuşlar ötmüyorsa
Aklının sözünden çıkmıyorsa
Azalıyor insan, tükeniyor insanGeçmişin üstesinden gelmiyorsa
Hesabı kesip dosttan saymıyorsa
Vicdanının sesini duymuyorsa
Yanılıyor insan ne biliyor insanAğlıyor, azalıyor, tükeniyor insan
Yanılıyor, azalıyor, ölüyor aşktanBahada benimle söylemeye basladı. Gercekten cok güzel bir sesi vardı.
Ne düsündügünü anlamak icin basımı ona cevirip araba kullanısını izledim. Dikkatli olmaya calısıyordu. Sarkı söylerken bile duygularını ele vermiyordu.
Ben susup sarkıyı tek onun söylemesine izin verdim. Bende bu arada Baha'yı inceliye bilecektim.
Yalnız olmaktan artık korkmuyorsa
Gururunu dost sanıp aldanıyorsa
Ne bekliyorsa yoktan olmuyorsa
Azalıyor insan, tükeniyor insanGeçmişin üstesinden gelmiyorsa
Hesabı kesip dosttan saymıyorsa
Vicdanının sesini duymuyorsa
Yanılıyor insan, ne biliyor insanAğlıyor, azalıyor, tükeniyor insan
Yanılıyor, azalıyor, ölüyor aşktanHarika söylemisti. Yüzündeki o sert ifadede artık gitmisti. Hatta gülümsedigini bile söyleye bilirdim.
Yüzü cok güzeldi. O biçimli dudakları, o gri gözleri sert yüz hatları. Gercekten harikaydı. Ve bu adam benim kocamdı. Tam olarak kocam olmasada ben onunla evliydim.
Baha uzanıp radyoyu kapattı. Telefonunu çıkarıp arabadaki yuvaya koydu ve birini aradı.
"Ferdi oraya geliyorum etrafa bakın temiz mi?"
"Tamam efendim."
Telefonu kapattı. İste bu sert ultra yakısıklı ve kibarlıktan nasibini almamış adam benim kocamdı.
Etraf temiz mi derken nasıl bir temizlikten bahsediyordu?
Gercekten nereye gittigimizi cok merak etmistim.
Yuvada duran telefon calmaya basladı. Baha bir dügmeye basıp actı.
"Her yer temiz efendim."
"Tamam."
"Baska bir isteginiz varmı?"
"Hayır."
"Peki efendim."
Ve telefon yine kapandı. Bir güle güle veya tesekkürler demedi. Cidden cok kabaydı.
"Cok kabasın."
"Öyle miyim?"
Ne yani bunu fark etmemis miydi? Ne kadar kaba oldugunu bilmiyor muydu?
"Cidden ne kadar kaba oldugunu bilmiyor musun?"
"Biliyorum."
"Peki niye böylesin?"
"Beren baska bir konu konusamaz mıyız?"
"Benimle konusmak istemedigini sanıyordum."
Yüzü sertlesti. Ne olmustu simdi. Sinirlendigi belliydi. Ama niye sinirlenmisti? Benim yüzümden mi?
"Böyle düsündügünü bilmiyordum Beren? Seninle konusmayı seviyorum."
Ne? Benimle konusmayı seviyor muydu?
"Ama benimle hic konusmayınca sesimi duymak istemedigini sanıyordum."
"Hayır harika bir sesin var. Hele sarkı söylerken harikaydın."
Sesimi seviyordu. Bu cok güzel birseydi. Ve sarkı söyledigimi sevmisti.
"İstersen sana yine sarkı söylerim."
Pardon! Ben az önce ne demistim?
Baha bana baktı. O gri gözleri bir an ışıldadı. Sonra tekrar yola döndü. Ne düşündüğünü bilmiyordum.
"Bunu çok isterim ama burda degil."
Sözlerinde adeta vaatlet gizliydi. Ne düşündügünü bilmiyordum.
Bir tünele gelmiştik. Yol yokken sola döndü ve orada gizli bir kapı oldugunu gördüm. Bir sifre girdi ve kapılar açıldı. Önümüzde bir yol daha belirdi. Nereye gidiyorduk?
"Baha nereye gidiyoruz?"
"Birazdan anlarsın."
İste yine gizli gizli konusmaya baslamıstı. Sanki az önceki konusmamız hic yasanmamıstı.
Yol ilerledikce etraf kararıyordu. Sonunda depo gibi bir yere geldik.
Arabadan inmek icin kapıyı acıyordum ki biri kosup benim yerime kapımı actı.
"Hos geldiniz Baha bey, Beren hanım."
Adımı biliyordu. Her halde Baha söylemistir.
Baha yanıma geldi ve elimi tuttu. Şaşırmıştım ama bir sey demedim.
Sessizce iceri yürürken arkamızda ki adamlara baktım. Hepsi siyah takım elbise giymisti. Hepside iri yarıydı. Baha'nın bu adamlarla ne isi olabilirdi ki?
Kısa süre icinde bu deponun ne ise yaradığını öğrendim. Depo kocamandı ve icerisi cok modern bir kumarhaneydi.
"İşte, burası benim küçük cennetim. Bunun gibi bir kaç tane daha kumarhanem var. Ve Bir iki tanede dövüş yaptırdığım depo var."
Şaşkınlıktan ağzım açık bir sekilde ona baktım.
"Babanın kumar borcu vardı. Bende onu babama devretmiştim. Babamın böyle birsey yapacagı aklımın ucundan gecmemisti ama simdi düşünüyorumda iyiki bunu yapmış."
Bana inanılmaz güzel bir yüzle gülümsüyordu ve ben bu gülüşü çok sevmiştim. Bende ona gülümsedim.
"Evet iyikide yapmış. Babama bunun icin tesekkür etmeliyim."
Arkadaslar biliyorum cok gec bölüm yazdım ama lütfen kusura bakmayın. Bundan sonra bölüm yazmaya devam edecegim.
Ve hepinize iyi yada kötü yorumlarınız icib tesekkür ederim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik
RomansaBeren her zaman ki gibi ders dinlemeye çalışıyordu... O adam hızla sınıfa girdi ve Bere' ne eşyalarını toplamasını söyledi... Arabaya bindi ve nereye gittiklerini sordu... "Artık benim malımsın ve oğlumla evleneceksin. Eger onu degistire bilirsen s...