1- Utanmaz Bakıcı

8K 384 269
                                    

Yalnızlık sorun değildi. Gerçekten. İlk başlarda bunu dünyanın sonu falan sanardım fakat yalnızlığa alıştıkça ve insanların gerçek yüzlerini gördükten sonra bu fikrim uçup gitmişti. Ben böyle, yalnız başıma, iyiydim. Mutluydum. Kimseye (özellikle kıçımdan ayrılmayan ve her boku bilmek zorundaymış gibi hisseden bir arkadaşa) ihtiyacım yoktu. Her şeyimi anlatmak zorunda olduğum bir en yakın arkadaşım veya sürekli öpüşmek zorunda olduğum bir sevgilim olmadığı için mutluydum.

İstesem kendime bir arkadaş veyahut bir sevgili bulabilirdim demek isterdim ama ne yazık ki özgüvenli bir çocuk değildim. Annem yakışıklı olduğumu söylüyordu ama aynaya baktığım zaman gördüğüm yüzle annemin söylediği sıfatın arasında binlerce fark olduğunu görüyordum. Biraz çirkindim sanki... Belki birazdan çok. Mahkeme suratı gibi bir ifadeye sahiptim ve bundan nefret ediyordum. Kaşlarım her zaman çatılıydı, sanki sürekli canımı sıkan bir şeye sinirlenmişim gibi. Oysa ki bu kaşlarımın doğal haliydi, bir şeye sinirlendiğim yoktu. İnanamayacaksınız ama güldüğüm zamanlar da garip bir şekilde çirkindim. Gözlerim zaten küçüktü, gülünce iyice kayboluyorlardı ve ah, diş konusuna girmeyecektim bile. Bu kadar çirkin olmayı nasıl beceriyordum? (Y/N: Çarpılmam inş, aslında yazar burada kendinden bahsediyordu)

"Tatlım, ben çıkıyorum. Geç geleceğimi biliyorsun. Merak etme, sana göz kulak olması için birini buldum. İyi anlaş, tamam mı? Seni seviyorum."

Annem yanaklarıma sulu öpücükler kondurarak beni düşüncelerimden çekip çıkardı. Ben düşüncelerimle boğuşurken o çoktan hazırlanmıştı ve ben bunu henüz şimdi fark ediyordum. Ayda bir ya da iki kez işi yüzünden eve geç saatlerde geliyordu. Bu sefer ki konseptin ne olduğunu bilmiyordum ama büyük ihtimal yine önemli bir şirketin organizasyonunu ayarlamıştı. Eh, anneme de katılmak düşüyordu. Akşamın harika geçeceğinden emindim çünkü annemin elinden bir şey çıkmışsa muhteşem olurdu. Onun gibi becerikli ve saygı duyulan biri olabilmeyi isterdim ama on yedi yaşında bir ergendim yani kendimden pek bir beklentim yoktu.

"Anne, ben çocuk değilim. Sen gelene kadar kendime bakabilirim, biliyorsun." Annemin sinir eden tek özelliği beni hâlâ küçük bebeği olarak görmeseydi. On yedi yaşımdaydım ancak annemin gözünde yedi, pardon bu bile çok gelirdi dört demeliyim, yaşında bir çocuktan farksızdım. Bana çok fazla değer verdiği için böyle yaptığını biliyordum ama böyle yaparak kendimi güçsüz hissettiriyordu. On yedi yaşında bir erkeğin tek başına evde kalamaması utanç vericiydi. Annem her zaman güvendiği arkadaşlarından birisini bana bakması için yollardı. Son iki aydır Bayan Song'a kafayı takmıştı ve iki aydır bana bakıcılık yapmaya onu yolluyordu. Bayan Song elli altı yaşında iyi biriydi ama inanın sohbeti çok bunaltıcıydı. Üstelik utanmaz gençlik anılarını anlatması da mide bulandırıcıydı! Onun zamanında kaç erkeğin altına girdiğini falan duymak istemiyordum! Anlaşılan bu gece yine uykum geldi taklidi yapacaktım yoksa bu çile çekilmezdi...

"Elbette çocuksun, benim küçük tatlı kurabiyem. Her neyse, gitmeliyim." Askılıktan montunu alırken bir şey söylemeyi unutmuş gibi aniden yüzünü bana çevirmişti. "Ah, bu arada söylemeyi unuttum. Bayan Song hastalandığı için gelemeyecekmiş bu yüzden torununu yollayacak. Biraz sohbet etmeye çalış, olur mu? Sosyalleşmeni ve arkadaş bulmanı istiyorum. Kendine iyi bak, sonra görüşürüz." Kapıdan çıkmadan önce gülümsedi ve bana el salladı.

Sevinç dansı yapmamak için kendimi zor tuttum. Bayan Song gelmeyeceği için mutluydum. Ama hastalandığını duymak biraz üzmüştü. Hastalandığı için sevinip dans etmek beni kötü biri yapardı, değil mi? Ama ben kötü bir çocuk değildim. Bu yüzden uslu uslu oturup yeni bakıcım gelene kadar biraz televizyon izleyecektim. Ve elbette o geldikten sonra uykum geldi yalanıyla odama gidip manga okuyacaktım. Annemin söylediği umurumda değildi. Sosyalleşmek ve bir arkadaş edinmek istemiyordum. Hem de Bayan Song'un torunuyla arkadaş olmak? Katiyen olmazdı. Bayan Song böyle biriyse torununu düşünemiyordum bile. Umarım Bayan Song'a benzemiyordur yoksa ayvayı yerdim.

one and only // sebaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin