9- Baekhyun Sorunsalı

2.4K 265 128
                                    

Baekhyun ile yaptığımız telefon konuşmasından sonraki günler güzel gidiyordu. Bakın, gerçekten güzel gitmesinden bahsediyorum. Okulda Jongin ile yakınlaşmış, evde olduğum zamanlar ise garip bir şekilde (çok şaşıracaksınız ama) Luhan hyung ile yakınlaşmıştım. Evet, Luhan hyung ile yakınlaşmıştım. Ben de şaşkındım ama oluvermişti işte. Baekhyun bunu duyacak olursa ne yapardım bilmiyordum. Ki duysa bile ne yapabilirdi? Bana kızar mıydı? Sanmıyordum. Umrunda bile değildim o pisliğin.

Luhan hyung ısrarla bana mesaj atmaya devam etmişti ve eğer cevap vermeseydim kendimi kötü hissederdim, tamam mı? Hem düşündüğüm kadar kötü değildi onunla konuşmak. Bana karşı çok iyiydi, birilerinin aksine. Benimle sürekli dalga geçmiyor veya belaltı şakalar yapmıyordu. Aa tesadüfe bakın, yine birilerinin aksine. Her neyse canım. Beni mutlu ediyordu. Diğer yanda ise Baekhyun o konuşmadan sonra ne bir mesaj atmış ne de beni aramıştı. Onun gönlümü almasını bekleyecek kadar aptaldım, biliyordum...

İyi yanından bakacak olursak hayatım mutlu gidiyordu. Okulda eskisi kadar rahatsız edilmiyordum, sanırım bunu Jongin'e borçluydum. Luhan hyung ile her gün mesajlaşıyor ve ben günün ikinci mutluluk dozunu Jongin'den sonra ondan alıyordum. Yine de bir şeyler eksik hissettiriyordu... Bu Baekhyun ile alakalı değildi tamam mı? Onu kafaya falan takmıyordum. İsterse mesaj atardı istemezse atmaz, yani umrumda değildi. Onu hiçbir şeye zorlamayacaktım. Hem böyle, onsuz da, mutluydum. Kendisi düşünsündü.

Fakat elbette işler her zaman yolunda gitmezdi ya, bende de öyle olmuştu. Biraz önce annem odama gelmiş ve bugün geç geleceğini dudaklarındaki müthiş sırıtması ile acımasızca söylemişti. Baekhyun gelecekti, biliyordum. Tüm dünya biliyordu. Sorun bu değildi.

Bu akşam Jongin de gelecekti.

İşte sorun buydu.

Baekhyun ve Jongin'i aynı anda nasıl idare edebileceğimi bilmiyordum. Yani, eğer mucizevi bir şekilde Baekhyun Jongin'e karşı iyi davranırsa idare etmek zorunda kalmazdım fakat bu olasılığın çok küçük olduğu gerçeği de vardı. Baekhyun'un kendi gibi davranacağından yüzde yüz emindim ve bu da demek oluyordu ki beynimi kullanmalıydım.

Jongin'e ondan bahsetmiştim elbette, okulumdaki herkes gibi o da onun kim olduğunu biliyordu ama bunun hakkında tek bir soru sormamıştı çünkü bu konu hakkındaki düşüncelerimi biliyordu ve onun da Baekhyun ile pek ilgili olmadığını biliyordum. O daha çok dans, animeler ve benimle ilgileniyordu. Benimle ilgilenmek derken yanlış anlamda değildi. Arkadaşlar birbirini tanımaya çalışırdı ya hani, heh, bu da öyle bir şeydi işte.

Baekhyun ise... Onunla telefon konuşmamızın üzerinden sekiz gün geçmişti ve hiçbir iletişimde bulunmadığımız için onun da bu konu hakkında hiçbir şey bilmediğinin farkındaydım. Beni endişelendiren de buydu zaten. Jongin'in geleceğinden haberi yoktu. Jongin'i tanımıyordu. Ona nasıl bir tepki verir, üzerinde nasıl bir izlenim bırakır bilemiyordum. Üstelik bir de benim yanımdayken yaptığı şu hareketler yok muydu, onlardan herhangi birini Jongin'in yanında yapacak olursa onu parçalardım!

Anneme bu konu hakkında ne kadar yalvarıp yakardıysam da onu vazgeçirtemedim. Jongin'in geleceğini o da biliyordu çünkü onu evimize davet eden oydu. Güya tanışacaklardı fakat her zaman olduğu gibi son dakika işleri yüzünden evde olmayacaktı. Peki annem ne yapmıştı? Baekhyun'u evimize çağırmaktan büyük bir onur duymuştu. Üçümüzün çok eğleneceğini söylüyordu ama hiçbir şey bilmiyordu işte. Ona evde iki kişi olduğumuzu, Baekhyun'un bize bakmasına gerek olmadığını söylemiştim fakat annem kararından dönen biri değildi, fazla inatçıydı.

Böylece annem hazırlanırken salondaki koltukta ölü gibi oturmuş ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım... Sonuç olumsuzdu. Hiçbir şey yapamayacaktım. İlk defa kendi kendime kazandığım bir arkadaşı kaybedecek ve yine sinir krizi geçirecektim. İşte gecenin sonunda olacaklar bunlardı, size söylüyordum...

one and only // sebaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin