22- Aşık oluyor gibiyim bu aralar

2.8K 245 275
                                    

ara vere vere yazdığımdan hatalarım var ise kusura bakmayın siz onun yerine medyanın güzelliğine bakın iyi okumalarr

Baekhyun 'işini halletmek için' tuvalete gittiğinden beri yatağımda beni bıraktığı pozisyonda uzanmış biraz önce olan şeylere hâlâ inanamıyor ve bir anlam yüklemeye çalışıyordum. Bilmiyorum, belki başkalarına ya da beni ilgilendirin kişiye yani Baekhyun'a göre biraz önce yaşananlar küçük bir şey olabilirdi fakat bana soracak olursanız; vay be, kendimi çok aşmıştım. Ben birinin bana oral vermesini bırakın beni çıplak görmesine bile izin vermezdim, kendimi gerçekten, fazlasıyla aşmıştım görünüşe bakılırsa. İnanamıyordum, birkaç gün daha yedirebileceğimi sanmıyordum yaşananları, kendime gelmem biraz zaman alacaktı. Ancak acilen toparlanmalıydım, fiziksel olarak, ruhsal olarak kaybolmuştum ve bununla daha sonra, Baekhyun gittikten sonra, ilgilenebilirdim. Öncelikle fiziksel olarak kendimi toparlamalıydım Baekhyun odaya geri dönemeden.

Bu yüzden yavaşça doğrularak başladım toparlanmaya, vücudum yaşadığım yüksek gerginlikten dolayı kaskatı kesilmişti ve eğer biraz daha orada öylece hareketsiz yatmaya devam etseydim muhtemelen felç kalırdım, hâlâ okul kıyafetlerimle olduğumu fark edince üzerimi değiştirmeye karar vererek dolabıma koşturdum. Baekhyun henüz tuvaletten çıkmamıştı, gelen kısık seslerden (daha doğrusu, inlemelerden) söyleyebilirdim bunu, o işini bitirmeden önce çabucak değiştirmeliydim üzerimi çünkü ona çıplak yakalanmayı hiç ama hiç istemiyordum şu an, yeterince rezil olmuştum. Hızlıca soyunmaya başladım, üstümden çıkanları yere atmaktan çekinmiyordum zira onları daha sonra toplayabilirdim: önceliğim olabildiğince hızlı bir şekilde temiz kıyafetlerimi giyinmekti. Üzerime rahat bir şey geçirdim ve tam yere attıklarımı toparlamak için eğilmişken sifonun çekildiğini, ardından da musluğun açıldığını duydum, müthiş bir hızlılıkla üstümden çıkanları kirli sepetine fırlatıp yatağıma geri koşturduğum sıra tuvaletin kapısı açıldı. Yatağımın yanına bıraktığım çantama eğilip araç ve gereçlerimi çıkartırken girdi odaya, başımı kaldıramadım bile utancımdan, tekrardan alev alev yanmaya başlamıştı yanaklarım.

Adımları yatağıma doğru yöneliyordu, duyabiliyor ve göz ucuyla görebiliyordum ancak başımı birazcık kaldırıp da yüzüne bakmaya harbiden cesaretim yoktu. Ne göreceğimi bilemememdendi belki, ya da çok iyi bildiğimden, emin değildim.

"Ders mi çalışıyorsun, kurabiyem?" Dedi yüzüstü yatan bedenimin yanına kendini tıpkı benim gibi yüzüstü bırakırken, derin bir nefes verdikten sonra yüzünü bana döndürdü ve ta-dam, göz göze geldik. Usulca başımı salladım fakat ders çalışmanın yakınından bile geçmiyordum, üstelik yarına iki sınavım vardı, son sınavlarım, en önemli sınavlarım! "Hmm, ne çalışıyorsun bir bakalım... Lisede derslerim çok iyiydi, bilirsin, seni çalıştırabilirim." Önümdeki kitabı kendine doğru çevirirken söyledi, cümlesi biter bitmez göz kırpmıştı dudaklarında alaycı bir gülümsemeyle. "Kendim çalışabilirim," diyerek gözlerini dikkatlice gezdirdiği kitabımı yeniden önüme çektim. "Elbette kendin çalışabilirsin, zeki çocuksun sen, yaparsın. Ama sence de başkasının seni çalıştırması kulağa eğlenceli gelmiyor mu? Ben seni çalıştırırım, sonra sana anlamış mısın diye konuyla ilgili sorular sorarım ve eğer sen yanlış cevap verirsen ceza olarak seni ısırırım fakat doğru cevap verirsen seni öper-" Kaşlarımı çatarak sözünü kestim. "İki türlü de kötü, neden böyle bir şey yapalım ki?"

Gülümsemesi daha çok büyüdü. "Eğlenmek için dedim ya, kurabiyem."

"Bu eğlenceli değil," Homurdanarak söyledim, benim açımdan hiç de eğlenceli değildi çünkü hasta olan bendim, yarına iki tane önemli sınavı olan bendim, platonik olan bendim ve birde, huysuz olan bendim. Yani hiçbir açıdan eğlencesi yoktu bunun, resmen cezaydı yahu bu, istemiyordum.

one and only // sebaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin