29- Yıldızları görmek (M)

2.5K 140 131
                                    

m koydum ama acaba sahiden seviştirdim mi :D

hatalarım varsa öpüşüyoruz, iyi okumalar kurabiyelerim <3

"Dolapta yemek var, Baekhyun'a söylersin. Abur cubur da var yemek isterseniz. Yedikten sonra toplayın ama etrafı, eve geldiğimde her şeyi yerli yerinde görmek istiyorum. En çok da ikinizi sapasağlam bulmak istiyorum. Hırsız filan girerse hemen polisi arıyorsunuz, söyle o erkek arkadaşına sakın artistlik falan yapmasın, tamam mı aşkım? Aman şimdi bu senin yanında hırsıza gövde gösterisi yapmaya kalkışır sen izin verme, polisi ara. Başka ne diyecektim, bak unuttum."

Annem nefes almadan dilinin ucuna gelen her şeyi sıralarken tek düşündüğüm Baekhyun'un bir an önce gelip beni annemin dırdırından kurtarmasıydı yoksa ben daha sevgilimi eve atıp hain planlar gerçekleştiremeden annem yüzünden şuracığa bayılıp gidecektim. Annemi seviyordum, tanrı şahidim annemi her şeyden ve herkesten çok seviyordum, ama şu panikliği beni bitiriyordu yahu. Bir gün onu dinlerken kulaklarımın kanayacağından ya da onun nefessiz durmaktan bayılacağından filan korkmuyor değildim hani. Neden her seferinde sayesinde ezberebildiğim şeyleri tekrar tekrar söylüyordu ki?

"Anne, sen hiç merak etme. Hırsız girmek istese bile bizim kapıdaki kilitler yüzünden kafayı yiyer geri döner, eğer gerçekten girmekte diretirse de olmadı yıkım topuyla kapıyı kırar anca öyle girer içeri." Bakın, hiç abartmıyordum, dediklerim sahiden doğruydu. Hırsız eve girmek istese kapıdaki kilitleri görüp pes ederdi be.

Annem kaşlarını havaya kaldırarak bana 'anneyle öyle konuşulmaz' bakışından fırlattı, onunla dalga geçtiğimi sanıyordu fakat ben yalnızca doğruları söylüyordum.

"Bir de," diye başladı tekrardan, tek parmağını tehdit eder gibi bana doğrulttu. Yine başlıyorduk... "Ben eve varmadan önce ne yaparsanız yapın ama ben eve geldiğimde tek bir kanıt görürsem bir hafta boyunca ikinizin buluşmasına izin vermem ona göre. Odama girmek de yasak. Bu kadar. Güzelce eğlenin, olur mu?" Sanki az önce korkutucu bir şekilde bana bakmıyormuş gibi bir anda yüzüne o bayıldığım tatlı ifadesi yerleşince annemin geri döndüğünü anladım.

Usulca başımı salladığımda ellerini yanaklarıma çıkarıp muhtemelen kızarana dek sıktı. "Seviyorum sizi, akıllı çocuklarım benim."

"Şimdi izninle üstümü değiştirebilir miyim? Baekhyun birazdan burada olur." Yarım saat önce duştan çıktığım gibi annemin bir nevi sorgusuna çekilivermiştim ve işte tam o zamandan beri karşısında bornozumla durmuş aklım Baekhyun'da güya onu dinliyordum. Doğrusu dediklerinin yarısı dahi aklımda kalmamıştı çünkü dürüst olayım: dinlememiştim. Ancak yüzde yüz emindim yine aynı şeyleri söylemişti, bu yüzden sorun etmiyordum.

"Tabii, minik kurabiyem. Baekhyun geldiğinde haber veririm." Son kez yanaklarımı sıktıktan sonra nihayet odama çıkmama izin verdiğinde neredeyse koşar adımlarla merdivenleri çıktım.

Duşa girmeden önce çoktan giyeceğim kıyafetleri yatağımın üzerine dizdiğimden üstümü giyinmekle pek vakit kaybetmemiştim. Günlerdir bu günün gelmesini bekliyordum; sonunda Baekhyun ile evde baş başa kalabileceğimiz, kimsenin bizi rahatsız edemeyeceği günün. Her şeyi ama her şeyi ayrıntısına kadar planlamıştım ve şimdi geriye kalan tek şey onları birer birer gerçekleştirmekti, ki gerçekleşeceğini umuyordum, aksi takdirde bütün hayallerim suya düşerdi. Çok eğlenecektik, çok eğlenmeliydik.

Sabaha kadar uyumayacak bütün güzel şeyleri yapacaktık.

Kendi kendime kıkırdayarak fişe taktığım ama annem yüzünden bir türlü kullanmaya fırsat bulamadığım saç kurutma makinesini çalıştırdım ve nemli saçlarımı kurutmaya başladım. Baekhyun annemle konuşmaya başlamadan önce birazdan evden çıkacağına dair mesaj atmıştı yani gelmesi an meselesiydi, o geldiğinde de annem beni güvenli ellere teslim ettiğinden emin olduktan sonra gidecek, yarın öğlene kadar gelmeyecekti.

one and only // sebaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin