6- Sen kimse değilsin

3K 268 200
                                    

hatalarım varsa kusura bakmayın, iyi okumalar xd

Baekhyun'un gidişinden sonra annem odama çıkmış ve neden yanağım ile boynumda morluklar olduğunu sormuştu tam da tahmin ettiğim gibi. Utancımdan cevap verememiştim. Versem bile her türlü yanlış anlaşılacaktı... Böylece annem yüzünde imalı bir gülüşle odamı terk etmiş, ertesi gün ve ondan sonraki günler de bunu hatırlatmaktan büyük bir zevk almıştı. Birlikte olduğumuz her dakika bana bunu hatırlatıp imalı imalı gülmesi katlanılır gibi değildi.

Üstelik morluklar da geçmek bilmiyordu! Nasıl ısırdıysa hayvan herif bir türlü geçmiyordu. Ya da bilmiyorum, benim tenimle alakalı bir durum olabilirdi. Çabuk kızaran ve geçmesi uzun süren hassas bir tenim vardı. Baekhyun'un köpek gibi ısırması da yanında cabasıydı.

Yanağınızda ısırık izi belli olan bir morlukla okula gitmek nasıl bir his, bilir miydiniz? Benimle hayatlarında tek kelime etmeyen sınıf arkadaşlarımın 'yuh, o bile masum değilmiş' adlı bakışları altında kalmak çok utanç vericiydi. Sınıfın sessiz, inek ve soğuk öğrencisinin (bu ben oluyordum) masum olmadığı hakkında dedikodu yaptıklarını duyamıyordum sanki... En azından bunu duyamayacağım bir şekilde yapsalar olmaz mıydı? Eğer konuşkan biri olsaydım onlara bunu köpeğimin yaptığını söyleyebilirdim. Pekala, unutun gitsin, bunun yalan olduğu apaçık ortadaydı ve zaten benim bir köpeğim yoktu. Fakat küçücük bir kısmı doğruydu çünkü Baekhyun bir köpeğe benziyordu, it herif!

Bir haftam böyle geçti: sürekli imalı bakışlar altında, bana bakıp gülenlerle ve annemin Baekhyun'la ilgili dırdırıyla. İkinci hafta neyse ki bana bakışlar biraz daha azalmıştı. Üçüncü haftanın başlangıcında nihayet bitmişti. Annem artık dalga geçmeyi bırakmış, sınıf arkadaşlarım da bakmayı kesmişti. Hayat tekrardan görünmezken güzeldi.

En azından birkaç saniye öncesine kadar öyle düşünüyordum, güzeldi.

Her şey çıkış zilinin çalmasıyla bahçeye çıkıp Baekhyun'u okulun kapısında görmemle son bulmuştu. Sırtını duvara yaslamış parmakları arasında bitmek üzere olan sigarasıyla herkesin ilgisini çekerken görmüştüm onu. Üzerinde her zamanki gibi siyah bir deri ceket, yırtık siyah jean ve ceketin içine de siyah boğazlı bir kazak giymişti. Giydiği postallarının hangi renk olduğunu söylememe gerek var mıydı? Baştan aşağı simsiyahtı. İlk defa onu bu kadar siyahlar içinde görüyordum ve dürüst olmak gerekirse muhteşem görünüyordu. Saçları her zamanki gibi havadaydı. Ve lanet olsun, gerçekten çok yakışıklıydı.

Okuldan çıkan herkes ona dönüp tekrar tekrar bakarken kimseye kızamıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Okuldan çıkan herkes ona dönüp tekrar tekrar bakarken kimseye kızamıyordum. Çünkü bakmakta haklıydılar, okulumuzun önünde bir yunan tanrısı duruyordu. Elbette bakacaktık! Tanrım... Neden buradaydı? Niye gelmişti ki durduk yerde?!

Bir anda Baekhyun'la bakışlarımız kesişince olduğum yerde kalakaldım. Hayır, hayır, beni görmemeliydi. Fakat kısılan gözleri ve hafifçe genişleyen dudakları kesinlikle beni gördüğünü söylüyordu. Şimdi dudaklarındaki küçük sırıtmayla daha çok ilgi çekiyordu! Acilen gülmemesi gerekti, böylece insanlar ona bakmayı kesecekti. Çok ilgi çekiyordu! Olduğum yerde sinirden kuduruyordum. Kıskandığımdan falan değildi!

one and only // sebaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin