4- Yeteri kadar eğlendim

2.8K 274 227
                                    

hatalarım varsa kusura bakmayın...

*

"Hyung... Gitmek istemiyorum. Lütfen, eve geri dönelim. Annem öğrenirse ikimize de çok kızar."

Baekhyun hyungun koluna yapışmış bir şekilde ona eve geri dönmemiz için yalvarıyordum. Evden ayrılalı neredeyse on dakika geçmişti ve ben on dakikadır aynı şeyleri tekrar edip duruyordum. Ama hiçbir şekilde Baekhyun hyung beni dinlemiyordu. Bu kaçıncı kez onu eve giden yola geri sürüklemeye çalışım bilmiyordum fakat pes etmeme çok az kalmıştı. Geri dönmemeye kararlıydı, ben de geri dönmeye.

Karanlık caddelerde yürürken korkmamak elimde değildi. Eve geri dönme bahanesiyle Baekhyun hyunga yapışmıştım ve çok emindim bunu anlamıştı ama sesini çıkarmıyordu. İlk defa benimle dalga geçmediği için mutluydum. Fakat evden ayrıldığımız için mutlu değildim. Hemen geri dönmeliydik.

Hem ben o aptal partiye gitmek falan istemiyordum. Umurumda değildi!

"Sehun, çeneni kapamak için hoşuna gitmeyen bir yöntemim var. Susacak mısın yoksa göstermemi ister misin?" Sertçe söyledi. Sesinin tonundan korkarak susmaya karar verdim. Üstelik saftım ama söylediği şeyi anlamayacak kadar da değildim. En iyisi susmaktı. Anlaşılan onu çok kızdırmıştım... Çünkü oldukça öfkeli görünüyordu. Kaşları çatılmış, burnundan hızlı hızlı nefes alıyordu. Bu onu ilk defa böyle görüşümdü. Benim yüzümden böyle olduğu aklıma gelince kendimi suçlu hissettim.

Sadece eve geri dönmek istiyordum...

Benim için kıyafet seçerken yeterince yalvarmıştım ama onu ikna etmek gerçekten çok zordu. Zorla kıyafetlerimi değiştirtmiş ve evden çıkartmıştı. Evin anahtarını da cebine koymuştu ki ben alıp geri kaçamayayım. Ki şu an anahtar bende olsaydı da eve geri dönemezdim. Çünkü evden çok uzaklaşmış, bilmediğim bir yerdeydik ve fazla karanlıktı. Hayatta geri dönemezdim. Bu yüzden uslu bir çocuk olup hyungumun yanından ayrılmamalıydım yoksa öcüler beni yerdi. Şaka yapıyorum, öcü diye bir şey yok. Elbette böyle şeylere inanmıyorum. Kim inanır ki?

"Ahh, hyung önümüzden geçen şey neydi?!" Çığlık atarak koluna daha çok yapıştım. Az önce söylediğim şeyi unutun. Öcüler gerçekti ve az önce bir tanesi önümüzden geçmişti!

Kesin hyungu kızdırdığım için musallat olmuşlardı. Ya da belki onlara inanmadığımı duymuşlardı ve beni korkutmak için gelmişlerdi!

Baekhyun hyung dediğimi kaale almayarak yürümeye devam etti, ben de hemen peşindeydim. "Sadece bir kediydi, Sehun. Korkma. Ben yanındayken kimse sana zarar veremez."

Biraz önceki sinirinden eser kalmayarak bana dönüp gülümsediğinde az kalsın ona sarılacaktım. Bir anda ona olan sinirimi, hayal kırıklığımı, suçluluk hissimi ve korkumu unutturmuştu. Ama kendimi son anda durdurdum. Sırf bunu dedi diye onu affedemezdim! Yumuşadığımı düşünüyorsa çok yanılıyordu demek isterdim ama gerçekten yumuşamıştım ve... Her şey çok zordu! Niye ona karşı gelemiyordum? Neden ona en fazla iki dakika sinirli kalabiliyordum? Hak etmiyordu...

"Kendimi koruyabilirim, sana ihtiyacım yok." dedim kendimden emin bir şekilde ona burun kıvırarak.

Cevap vermesi çok geçmedi. "O zaman önce parmaklarını kolumdan çekerek başlayabilirsin, kurabiyem."

Aklım başına gelince hemen ellerimi kolundan çektim. Tuttuğum yerlerde parmaklarımın izinin çıktığına adım kadar emindim çünkü çok bastırmıştım. Gerginlikten elbette. Ama umarım morarmazdı, kendimi kötü hissederdim. Her ne kadar ondan hiç hoşlanmıyor olsam da benim yüzümden ona zarar gelmesini istemezdim. Tam o anda beynimde az önce dedikleri yankılandı. Ben yanındayken kimse sana zarar veremez.

one and only // sebaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin