14- Yardım teklifi

2.4K 257 186
                                    

hatalarım varsa kusura bakmayın, iyi okumalar!

Araba yolculuğu Baekhyun'un flörtleri, benim kızarmalarımla geçti. Benimle flört ettiğinde veya bana iltifat ettiğinde ona kızamadığımı fark ettim; hem alışmıştım hemde dürüst olmak gerekirse evet gerçekten hoşuma gidiyordu. Sonuçta annem dışında ilk kez birinden iltifat alıyordum, elbette hoşuma gidecekti... Ve eğer aramızdaki görünmez duvarı yıkmaya başlayacaksam birkaç şeye göz yummaya çalışmalıydım. Mesela bana ettiği iltifatlar gibi... Buna göz yummak biraz zor bir görevdi fakat dayanabileceğimi düşünüyordum, yapabilirdim.

"İnsanın dokunası geliyor ama..." Asansörün içine girerken mırıldandı Baekhyun. Arkamı dönüp 'ne diyor bu manyak' bakışlarımla ona baktığımda tarlası yanmış köylü gibi iç çekerek sırtımda bir yerlere baktığını gördüm. Biraz aptal olduğumdan aslında gerçekte neye baktığını anlamam birkaç saniyemi aldı... Tabii ki sırtımda bir yerlere bakmıyordu pezevenk, popomda bir yerlere bakıyordu olacaktı o!

"Nah dokunursun," dedim kaşlarımı çatarak gideceğimiz katın düğmesine tüm hıncımla basarken. Gülüşü kulaklarıma doldu, bariz bir şekilde belliydi benim sinirlenmemden ne kadar zevk aldığı.

"Şöyle sert çıkışlarına nasıl bayılıyorum, bir bilsen kurabiyem," dedi gülüşünün arasında, ona kötü bir bakış atınca mesajı alarak gülmeyi kesiverdi ama hâlâ dudaklarında şeytani bir sırıtma mevcuttu. Sinir olmakta haklı değil miydim? Aklı fikri alt tarafındaydı, böyle insanlara sinir oluyordum ya da sadece Baekhyun'a sinir de olabiliyor olabilirdim fakat bu aklı fikri alt tarafında olan insanlardan nefret etmiyorum demek değildi çünkü kesinlikle aklı fikri alt tarafında olan insanlardan nefret ediyordum. Bakın, örnek Byun Baekhyun, nasıl da nefret ediyordum ondan, değil mi?

Ancak... aynı zamanda seviyordum da, böyle de dengesizdim.

"Çeneni kapamazsan ben sana göstereceğim sert çıkışı," dedim sesimdeki tehditkar tonla. "Sakın annemin yanında böyle utanç verici şeyler yapma, tamam mı? Çok şey istemiyorum ya, birazcık insan gibi davransan yeter."

Alınmış gibi yaparak elini kalbine götürdü ve "Kalbimi kırdın, kurabiyem. Ben zaten insan değil miyim?" dedi sesine yalandan bir hüzün katarak. Hiç düşünmeden başımı iki yana sallayıp hazır cevabımı pat diye yapıştırdım. "Hayır, değilsin."

Sen insan değilsin hayvanoğlu hayvan!

"Öyle olsun, kurabiyem," dedi bana kedi gibi sırnaşırken, ondan uzaklaşmak için kendimi adeta duvara yapıştırdım fakat şansıma asansör durduğumuzu bildiren bir sesle durup kapılarını açınca zafer kazanmışcasına gülümseyerek kendimi hızla dışarı attım. Hâlâ biraz rahatsız hissetmem doğaldı, yavaş yavaş yıkacaktım duvarları, hemencecik değil ama bana hiç yardımcı olmuyordu... Her fırsatta sırnaşması yok muydu, deli oluyordum.

Baekhyun arkamdan homurdanarak gelmeye başladığında parmağımı zile bastırdım. Şimdi fark ediyordum da, annemi çok ama çok özlemiştim. Ana kuzusu olduğumu kabul ediyordum, tam bir ana kuzusuydum çünkü. Annem her şeyimdi, şu hayatta en çok sevdiğim insandı ve yeri asla değişmeyecekti.

Sadece saniyeler sonra kapı açıldı, annem dudakları kulaklarına varıncaya kadar gülümsüyordu. "Selam-" diye başlamıştım ki sözüm bir çift kolun boynuma dolanıp beni aşağı çektirince kesilmek zorunda kaldı. Annem sıkıca bana sarılırken Baekhyun'un yanımızda olmasını umursamadan ben de ona aynı şekilde karşılık verdim ve sıkı bir kucaklamaya çektim onu. Amma da özlemiştim be... Oysaki sadece yarım gün birbirimizi görmemiştik.

"Benim oğluşum büyümüş de partilere gider, arkadaşlarında kalırmış," diyerek geri çekildi, yüzümü avuçlayıp yanaklarıma sulu öpücükler kondurmaya başladı. Pekala, belki de şimdi Baekhyun'u umursamamın vaktiydi. Anne, beni rezil etmeye geri dönüyorsun...

one and only // sebaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin