11- Ona düşkün değil

2.7K 253 193
                                    

Baekhyun'un gönderdiği mesaj da 'günaydın kurabiyem' mi yazıyordu yoksa ben mi yanlış görüyordum? Bir dakika, gerçekten bana mesaj atmış mıydı? Önce bundan emin olmalıydım.

Uyku serserimi gözlerimi ovuşturarak mesajın gerçek olup olmadığını kontrol ederken bir gülümseme çoktan dudaklarımı işgal etmişti. Sahiden mesaj Baekhyun'dan idi ve günaydın kurabiyem yazıyordu. Birkaç dakika aptal aptal ekrandaki Baekhyun'dan gelen günaydın mesajına baktıktan sonra bir karşılık vermem gerektiği aklıma geldi. Aslında ondan intikam almak ve biraz süründürmek istiyordum, mesajı biraz geç göndermeyi düşünmüştüm fakat bu fikirden vazgeçmem saniyelerimi almıştı. Ben yapamazdım ki. Ayıp olurdu ve zaten bir şeyleri mahvetmeyi de istemiyordum. Yani, karşılık vermeliydim, evet.

Parmaklarımı ekranda hareket ettirerek ben de ona bir günaydın mesajı yazdım ve gönderdim.

"Günaydın, kurabiyem," Baekhyun'a ait olmayan bir ses daha saliseler önce okuduğum mesajda yazan aynı cümleyi mırıldanınca korkarak sesin geldiği yöne döndüm. Annem pijamalarıyla, yüzünde uykudan yeni kalktığını belli eden mahrur bir ifadeyle, bana gülümseyerek merdivenlerden iniyordu. Ona gergin bir gülümseme verdim çünkü bir an mesajı okuduğu gibi aptal bir düşünceye kapılmış ve tırsmıştım. Annemin mesajı gördüğünde vereceği tepkileri tahmin edebiliyordum, bu yüzden gerilmiştim tamam mı? Haklıydım da. Annem çok fenaydı...

"Ben gelmeden önce neye gülüyordun öyle tatlı tatlı?"

Gel de açıkla şimdi. Annemin gözünden hiçbir şey kaçmazdı.

Omuz silkerek Stitch'in karnından kalktım. "Hiç. Hiçbir şeye. Güne kocaman bir Stitch ile uyanmak sevindirdi sadece." Eh, yalan değildi çünkü gözlerimi açar açmaz gördüğüm ilk şey Stitch'in tatlı mı tatlı suratıydı ve telefonuma sarılmadan önce ona gülümsemiş burnuna bir öpücük kondurmuştum. Her yere Stitch'im ile gitmeyi düşünüyordum fakat yadırganacağımdan dolayı öyle bir şey asla yapamayacaktım... Anca evde her yere götürebilirdim.

"Baekhyun çok ince ve tatlı düşünmüş. Ona teşekkür ettin değil mi? Eminim bunu almak için çok para harcamıştır. Sana fazlasıyla değer veriyor olmalı." dediğinde utançla kızardım. Birincisi, ona teşekkür etmeyi unutmuştum. İkincisi, doğruydu, kocaman bir peluş oyuncak pahalıydı ve ona benim için para harcamıştı. Üçüncüsü, annem haklı olabilir miydi? Baekhyun bana değer mi veriyordu? Eğer bana değer vermeseydi böyle bir şeye para harcamazdı... değil mi?

Annem başka bir şey demeden yönünü mutfağa çevirdiğinde telefonu yeniden elime aldım. Acilen teşekkür etmem gereken bir Baekhyun vardı. Nasıl ona teşekkür etmeyi unuturdum? Çok kabaydım... Annem bilecek olsa bana kızmaktan hiç çekinmezdi.

Onun kulağına gitmeden hemen teşekkür etmeliydim.

'Bu arada Stitch için teşekkürler. Dün söylemeyi unuttuğum için kusura bakma.' yazıp gönderdim. Cevap hiç gecikmedi.

'Önemli değil, kurabiyem. Sen istersen ben sana fabrikayı satın alırım.'

Böyle bir mesaj beklemiyordum, bu yüzden biraz şok biraz da iğrentiyle mesajı yeniden okudum. Bu nasıl bir kıroluktu yahu? Buram buram maçoluk akıyordu mesajında. Yüzümü buruşturmadan edemedim. Karşımda olsaydı suratına bir tane yastık fırlatırdım.

'Iyy istemez.'

Baekhyun'dan gelen cevap a ve h harfinin bolca olduğu bir kahkahaydı. Böylece onunla günlük mesaj dozumuzu yeterince doldurduğumuzu düşünerek telefonu kapadım ve kahvaltıyı kurmasında anneme yardım etmeye gittim.

Kahvaltı yaparken her zaman olduğu gibi sohbet esnasında konu birden Baekhyun'a kayıvermişti, hep annem yüzümdendi. Nasıl birden konu Baekhyun'a gelmişti bilmiyordum ama annem şu an ciddi ciddi onu övüyordu ve ben hiçbir şey diyemiyordum.

one and only // sebaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin