12. Bölüm

535 25 2
                                    

Feedback'ler güzel olunca bende bugün de yeni bölüm yazmalıyım dedim. Artık her bölüm olumlu veya olumsuz yorumlarını benimle paylaşan 1 okuyucuya ithaf edilecektir. Bu bölüm hem arkadaşım hem de okuyucum olan Milda158' e gelsin : ) 

SU

Sabah kalktığımda aslında sabah olmadığını görmek biraz canımı sıksa da dinlemiş olduğumun bilinciyle yinede keyifliydim. Tahmin ettiğiniz gibi öğlen uyandım. Tam 2’de… Yinede yataktan çıkmak istemiyordum ve bu yüzden uyumasam da yatakta kalmaya karar verdim. Hem yere de basamıyorum bahanem de hazır. Bahane bulmanın keyfiyle masadan kitabımı aldım ve kitap okumaya başladım. Yarım saat sonra kapımın tıklanmasıyla kitaptan kafamı kaldırdım.

“Gel” içeriye Nermin teyze girdi.

“Nasılsın kızım iyi misin?” Nermin teyzenin bana kızım demesi yine içimde bir şeyleri uyandırdı. Niye olduğunu bilmiyorum ama bana bu kadar yakın davranması, kızım diye seslenmesi kendimi çok iyi hissettiriyor.

“Ayağım biraz acıyor onun haricinde iyiyim Nermin teyzecim.”

"Ben de o yüzden gelmiştim. Doktorumuzu çağırdık aşağıda, müsaitsen buraya çağıralım. Hem Hatice’ye de söyleyelim sana kahvaltı getirsin ama aşağıya inmek istersen inebilirsin”

“Bugünlük buraya gelse daha iyi olacak sanırım.” Bugün kimseyle yüz yüze gelmek istemiyordum. Hele dün gece olanlardan sonra, zaten Eda’ya da ayrı bir sinir olmuştum.

5 dakika sonra doktor geldi. Ayağımı muayene etti, çevirdi, dokundu ve yan tarafına dokununca küçük bir çığlık attım.

“Kırık yok, gördüğünüz gibi Nermin Hanım şu bölge şişmiş, düşerken burkulmuş sanırım. Biraz ezilmiş ve incinmiş, ağrılarının azalması için ilaç yazıyorum ve birde krem.” Bana bakarak konuşmaya devam etti. “ Sizde mümkün olduğunca ayağa kalkmayın, 2 gün istirahat ederseniz daha iyi olacaksınız.”

“Teşekkür ederim” doktora gülümsedim ve Nermin Hanım’la birlikte dışarı çıkmasını bekledim. Onlar çıkarken Hayat’ın kapıya yaslanmış gözünü kırpmadan bana baktığını gördüm.

“Sana iş çıktı bak, hiç yerimden kıpırdamayacağım ve her şeyi senden isteyeceğim.” Ben en azından gülümsemesini ya da hasta bakacağı için bozulmasını beklerken o

“Canın çok acıyor mu?” diye sordu. Hayatım boyunca hiç kimseye bağlanamadığım için hep karşımdaki kişileri üzdüm. Hayat’la da bu kadar kolay olsun istemiyorum, onu da üzmek istemiyorum. Diğerlerinin üzülmesini umursamıyordum, hiç kimse bana gerçekten beni sevdiğini hissettirememişti ama Hayat hissettiriyor ve korkuyorum ya Hayat’a karşı da bir şey hissedemezsem, ya içimde şimdi olanlarda kaybolup giderse. Gözlerimin dolduğunu hissettim ve başımı eğdim. Bu kadar duygusallaştığıma göre regl olmam yakın demektir.

“Su iyi misin?”

“Evet” geldi yanıma oturdu. Elini çeneme koyup kafamı kaldırdı.

“Neden gözlerin doldu o zaman?” ne diyebilirdim ki. Aklıma ilk gelen saçma bir cevap olsa da onu söyledim.

“Ben şimdi 2 gün sıkıntıdan patlarım. Ne yapacağım yatakta.” Yanımda kıkırdadığını görebiliyordum.

“Ben eğlendiririm seni, merak etme sen”

“Ya tabii, şimdi böyle diyorsun 1 saat durursun sonra dışarı çıkarsın. Ben de burada depresyona girerim.” İçten bir kahkaha attı.

“Sen buradayken benim dışarıda işim neymiş.” Eline telefonu aldı ve bir şeyler yazdı.

Su ve HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin