Bu bölüm 123pln123'e geliyor. Sizde ithaf istiyorsanız yorum yapabilirsiniz : )
SU
Hayat’ın “Yalan olduğunu kim söylemiş” cümlesinden sonra odamdan pek çıkmadım. O da yanıma gelmedi. Arada aklıma gördüğüm rüya, pardon kâbus geldiğinde kendimi odasının kapısında buluyordum. Ama içeriye giremiyordum. Artık ayağımda tamamen iyileştiği için yarın da okula gidecektim. Perşembe ve Cuma Hayat’ta benim yüzümden okula gitmemişti, yeni haftaya okulda başlasak iyi olacaktı. Eminim yine birçok dedikodu yapılmıştır. Ama artık bunları hiç önemsemeyecektim…
Pazartesi sabahı erkenden kalktım ve odamı düzelttim. Çalışanlara sürekli iş çıkarmaktan hoşlanmıyorum. Duşa girdim çıktıktan sonra fuşya mini elbisemi ve yazlık dantelli çizmelerimi giydim ama hala derse gitmemize vardı. Hayat uyandı mı acaba? diye düşündüm ve odasına doğru ilerledim. Kapısını tıklattım ve hiç ses gelmeyince içeri girdim. 2 gündür ondan kaçıyordum. O kadar çok özlemişim ki… Özellikle uyurken onu izlemeye bayılıyordum. Aklıma yataktaki küçük oyunumuz geldi ve kızardığımı hissettim. Ellerimle yüzümü havalandırıp yatağın yanına oturdum ve uyandırmaya çalıştım. Kolunu dürttüm
“Hayat, hadi kalk okula gideceğiz.” Gözlerini açmadan kedi gibi mırıldandı ve uyumaya devam etti. Koluna daha çok bastırıp “Hayatttt, kalk hadi okula gitmemiz lazım.” Gözlerini çok az açtı “5 dakikacık daha Su”
“Hayır olmaz, kalk şimdi” yataktan kalkmadan kolunu boynuma doladı ve beni kendine çekti. Sıcacıktı… “Hadi 5 dakika beraber yatalım”
“Bırak beni Hayat, geç kalacağız”
“Söz 5 dakika, başka yok”
“Tamam, hadi son 5 dakika koca oğlan” kıkırdadığını duydum ve belimden çekerek beni kendine yapıştırdı. Mırıldanarak “Seni çok özledim.” dedi ve derin bir nefes alarak beni kokladı. Gözlerini hala açmamıştı, yüzümü yüzüne yaklaştırdım ve biraz yukarıda kaldığı için yanağı yerine çenesini öptüm. Kirli sakalları vardı ve yüzüme değince içimi ürpertmişti. Gözlerini hızlıca açtı, gülümsüyordu. Gözlerimin içine bakarak çocuk sesiyle “Bende öpebilir miyim, bir tanecik” eliyle bir işareti yaptı. Karşımda 19 yaşında biri değil de 5 yaşında bir çocuk var gibiydi. Gülümsedim “Sadece bir tanecik” aynı şekilde bende elimle gösterdim. Yukarıda kaldığı için sürünerek başı başımın altına gelene kadar indi. Tam çenemden değil, geçen sabah oynadığı boynumla birleşen yere dudaklarını götürdü ve ben yine mideme kramp girmiş gibi hissettim ve kıpırdandım. Bu kez çekilmedi ve dudağını orada gezdirmeye başladı. Durdurmam gerekiyordu ama durduramıyordum, durdurmak istemiyordum. İçimde sanki şimşekler çakıyordu. Nefes alışım hızlandı ve elimi saçlarına götürüp oynamaya başladım. Dudaklarının gerilmesinden gülümsediğini hissedebiliyordum… daha sonra dilini öptüğü yerlerin üzerinde gezdirdi ve tekrar öpmeye başladı. Bu kez sadece dudaklarını sürtmüyordu, derimi ufak ufak dudaklarının arasına alıp bırakıyordu. Ağzımdan istemsizce bir inleme çıktı ve dudaklarını boynumdan çekti. Gülümseyerek yukarı çıktığında amacının bu olduğunu anlamıştım. Yinede yanaklarımın kızarıklığını engelleyemiyordum ve başımı eğdim. Tekrar bana yaklaştı ve yanaklarımın kızaran yerlerine dudaklarını götürdü, kendimi geri çektim ve kaşlarımı çatarak “Bir taneyi çoktan geçtin” gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı,
“İstersen ödeşebiliriz”
“Gerek yok” kendimi yatağın kenarına doğru ittim ve tam kalkacakken arkamdan beni tuttu ve tekrar yatağa çekti.
“Hayat, 5 dakika doldu” hiç cevap vermeden beni tekrar çekti. Sırtım yatmıştı ama ayaklarım dışarıdaydı. O da bunu fark etmiş olacak ki bacağımdan tuttu ve tam çekecekken

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Su ve Hayat
RomanceSu’suz Hayat ne kadar düşünülebilir. Hayat Su’suz olur mu? Üniversiteye yeni başlamış bir Su ve yolunun kesiştiği Hayat. Onlar birlikte olsun ve hiç ayrılmasın isteyeceksiniz. Hayat’ın Su’yla, Su’yun Hayat’la imtihanı. Hiç bitmesini istemeyeceğiniz...