Melis
Su gittikten sonra masada çocuklarla kaldım. Burak yandaki masalarla, Güven de telefonuyla ilgilenmeye devam ediyordu. Serdar'ın beni bırakacağına sevinsem de onu mecbur etmek istemiyorum. Onu seviyorum evet ama onun benimle zoraki bir şekilde birlikte olması beni daha çok mutsuz ediyor. Kendi isteğiyle bunu yapmasını isterim Hayat onu buna mecbur etti diye değil."Serdar, beni eve bırakmana gerek yok. Kendim gidebilirim, yinede teşekkürler."
"Hayır ben bırakacağım. Hatta hadi gel bizde kalkalım."
Serdar hemen ayaklandı ve peşine bende kalktım. Burak ve Güven'le vedalaştıktan sonra otoparka doğru gitmeye başladık."Artık sende bizimle takıldığına göre seni de korumamız lazım Melis."
Serdar'ın dediğinden sonra yürümeyi kestim ve şaşırarak ona baktım. Yanında gelmediğimi fark edince arkasını döndü gülümseyerek "Hadi Meliss" diyerek beni çağırdı.
Adımlarımı hızlandırıp Serdar'a yetiştim
"Aklıma hep Su gelmişti. Beni hiç düşünmemiştim."
" Hayat, değer vermediği kimseyi korumaz, bugüne kadar hiçbir kızı korumadı. Su’ya karşı boş değil, bunu bize söylemese konuşmasından, mimiklerinden, bakışlarından anlayabiliyoruz. Hayat, Su’yla mutlu olacak ve biz de Su’yu hayatımız pahasına koruruz. Çünkü Hayat’ın gözlerinde bu güne kadar o ışığı görmemiştim. Neden olduğunu bilmiyorum ama ona birden tutuldu. Belki ilk görüşte aşk dedikleri şey gerçektir.”
Serdar’ın söylediklerini tahmin etsem de en yakın arkadaşından bunları duymak içimi daha rahatlattı ve Su için çok mutlu oldum.
“Melis sen Su’yun çok yakın arkadaşısın. Su’ya bulaşamayanlar onun canını acıtmak için sana sataşmaya başlayacaklar ve hiçbirimiz buna izin vermeyiz. Hayat sürekli Su’yla hatta şansa aynı evdeler bile. O sürekli Hayat’ın kanatlarının altında olacak ama seni de bizim korumamıza izin ver. Bunu gerçekten yapmak istiyoruz mecburiyetten değil. Ama seni Burak’la yalnız başına da bırakamam. Adamı hormonları yönetiyor resmen o da senin için büyük tehlike. Güven desen hep telefon, bilgisayar adı gibi sonsuz Güven bahşeder sana ama kızlarla pek bir ilgisi olmadığı için ne konuşması gerektiğini bilemez. O yüzden sana ben kalıyorum.”
“Serdar senin bir hayatın var. Benimle takılmak zorunda değilsin.”
“Sen yıllardır karşı cinsle arkadaş olamamak nedir biliyor musun? Hayat’ın başından ne geçti bilmiyorum sadece Güven biliyor ve hiçbirimize anlatmadı. Kızları sadece o gözden gördük biz, arkadaşça konuşamadık bile. O yüzden aslında bana iyilik yapmış oluyorsun emin ol. Hadi atla arabaya, gidiyoruz.”
“Bu arada Su’ yu düşünmeni anlıyorum ama kendini de biraz düşün”
“Siz aynı durumda olsaydınız aklına Hayat mı gelirdi, kendin mi?” Serdar’ın yüzünde küçük bir gülümseme belirdi.
“Tamam, söylemedim farzet.” İşte bu cevap bana yeterdi. O nasıl Hayat’ı o kadar seviyorsa, bende Su’yu öyle seviyorum. Daha tanışalı birkaç gün olmuş olabilir ama o duyguları hissediyorum işte. Sanki hiç olmayan kız kardeşim olmuş gibi kendimden önce onu düşünüyorum.
“ Eee, nerede sizin ev ?”
“Cihangir’de”
“Bende Cihangir’de oturuyorum.”
“Evet biliyorum” Ne! İçimden söylemem gereken şeyi dışarıdan söylememişimdir değil mi? İnşallah duymamıştır, inşallah, inşallah.
“Nereden biliyorsun?” Heeeh ne diyeceksin şimdi Melis!!
“Be – ben seni görmüştüm” heyecanlanınca kekeleme işi nereden çıkmış ki!!!
“Heyy kaç gündür evde değildim. Ne zaman gördün de tanıdın?”
“Ben seni önceden tanıyordum, aynı liseden mezunuz. Ama ben bu sene mezun oldum”
“Aaa, işte buna şaşırdım. Hiç hatırlamadım seni.”
“Okulun popüler çocuğunun beni hatırlaması beklenemez tabii ki” Serdar gür bir kahkaha attı.
"O zamanlar daha bencil, daha küstah, daha kendini beğenmiştim.. Ergenlik işte.."
"İnsanın kendini bilmesi de güzel tabi" ben Serdar'ın kızacağını beklerken o tekrardan bir kahkaha attı.
"Su da senin gibi karşısında kim var diye dikkat etmeden cevap verir mi?"
"Genelde.. zaten Hayat'la ilk tanıştığıda nefret etmişti ondan. Ama kinci birisi olmadığından hen unuttu. Niye sordun ki sen bunu?"
"Hayat'a karşı çıkan birisi daha önce hiç olmamıştı.. Sanırım Su'ya vurulmasının sebebi bu."
"Ne yani aynı taksiye bindiler ve Su ona sinir oldu diye mi Hayat Su'yla ilgileniyor."
"Evet, Su işe birçok ilkle başladı. Kimsenin yapamadığını yapıp Hayat'a sinir oldu. Yapışmadı çocuğa.. Tanıdıktan sonra da bütün okulun önünde ona sırtını dönüp gidebildi. Bunu kimse yapamaz belki çok yapmak ister ama cesaret edipte yapamaz."
Konuşurken Cihangir'e gelmiştik. Evin yolunu tarif ettim ve gidene kadar başka bir şey konuşmadık. Evimin önünde arabayı durdurdu.
"Teşekkür ederim"
"Önemli değil... Zaten yolumun üstüymüş. Yarın dersi sabah mı? "
"Evet ama sabahki derse girmeyeceğim, birkaç işim var."
"Tamam o zaman öğlen okulda görüşürüz.. Kendine dikkat et."
"Teşekkür ederim ve sende"
Arabanın kapısını kapadım ve eve doğru yürümeye başladım. Yıllardır aşık olduğum kişi beni arabasına bindirip evime getiriyor, gözlerimin içine bakıp kendine iyi bak diyor.. ben ne hissediyorum?... Bir yandan çok mutluyum, bir yandan mutsuz. Artık konuşuyoruz "ARKADAŞIZ" ama ya bu bana yetmezse ve öğrenince benimle arkadaş bile olmak istemezse... Sonuçta dediği gibi etrafı onlardan birini elde etmek isteyenlerle dolu. Acaba benim öyle olmadığımı, sadece onu istediğimi, hatta onun kim olduğunu bile bilmeden ona aşık olduğuma inanır mı? Konuşmadan önce her şey çok kolaydı. Şimdi hep anlayacak ve benimle hiç konuşmayacak diye korkuyorum.Herkese merhaba... Bu bölüm Melis'in ağzındandı. Melis ve Serdar ikilisini bu bölümde birazcık da olsa görebildiniz.
Bu bölümü telefondan yazmak zorunda kaldım. Hatalar olduysa affedin.
Son olarak çok sevdiğim iki arkadaşım AyeKahraman1 ve ozgeeeeeeeeeee hikayemi okuyup beğendiğiniz için teşekkür ederim. İyiki varsınız :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Su ve Hayat
RomanceSu’suz Hayat ne kadar düşünülebilir. Hayat Su’suz olur mu? Üniversiteye yeni başlamış bir Su ve yolunun kesiştiği Hayat. Onlar birlikte olsun ve hiç ayrılmasın isteyeceksiniz. Hayat’ın Su’yla, Su’yun Hayat’la imtihanı. Hiç bitmesini istemeyeceğiniz...