Bölüm 9: Söz I

134 38 7
                                    

Arkadaşlar, merhaba! :)

Yeni bölüm gecikti, özür dilerim. Bu bölüm biraz uzun olacağı için böleyim dedim.
Bu bölümde bana yardımcı olan biricik dostum, (karanlığımdaki umudum), hasta haliyle soğukta beni dinledi, bana akıl verdi. (Canımsın birtanem) Bu bölüm kendisine ithafen yazılmaktadır. Hadi bakalım okuyun ve lütfen beni yorumlarınızla bilgilendirin. Umarım beğenmeden ve yorumlamadan geçmezsiniz. Sevgiler...


Sahra mesajı görünce ne olduğunu anlayamadı önce. Gecenin karanlığında telefonunun ekranı gözlerini kamaştırmıştı. Bir eliyle gözlerini ovuşturdu, telefonun ekranını kıstı, yatağında doğruldu. Çağla'dan gelen mesajı tekrar okudu. Hiç düşünmeden Çiğdem'i aradı, uzun uzun çaldıktan sonra telefon açıldı,

"Hah kanka şükür açtın ya. Ne ağır uykun varmış."

Çiğdem zar zor konuşuyordu, "Kızım ne oldu ya gece gece."

"Acil durum kanka Çağla bana mesaj atmış beni kurtarın diye bak bakayım sana da atmış mı?"

"Dur bi bakayım. Kanka siz haklıydınız. Özür dilerim. Beni affedin. Ne olur gelip beni kurtarın. Atmış vallaha. Ne oluyor ya?"

"Bilmiyorum ki. Ne yapalım?"

"Kanka ben bir ayılayım sen Çağla'yı ara. Neredeymiş bakalım olmadı basıp gideriz."

"İyi tamam. Hazırlanalım bir yandan da bari."

"Tamam. Durumu bana bildir. Hadi görüşürüz."

Çiğdem telefonu kapattı Sahra hemen Çağla'yı aramaya koyuldu. Telefon önce uzun uzun çaldı, daha sonra kapandı. Tekrar aradı bu sefer meşgule atıldı. Peşinden de bir mesaj geldi:

"Şu an telefonu açamam ben sana konum atayım. Tekrardan çok özür dilerim şimdiden de çok teşekkür ederim." Çağla hemen konumunu mesaj olarak atmıştı. Sahra iyice sinir olmaya başlamıştı. Ne olduğuna anlam veremiyordu. Çağla'nın attığı konuma baktı. İlk başta telefonun takıldığını sandı. Haritayı kapatıp Çağla'nın attığı linke tekrar tıkladı. Açılan konum yine aynı yerdi. Sahra üstünü değişti sessizce alt kata inip arabanın anahtarını alıp çıktı. Henüz ehliyetini almamıştı ama bu sefer kaçak kullanmaya mecburdu. Çiğdem'i aradı onunla hemen dışarda buluşmasını söyledi. Çok geçmeden Sahra'nın yanına geldi.

"Kızım acele ettirdin çağırdın geldim ne olduğunu sormadan. Nereye gidiyoruz gece vakti?"

Sahra telefonunu Çiğdem'e uzattı, "Bak bakalım nereye gidiyoruz, bizim kız neredeymiş"
Çiğdem telefona uzun baktı, ekranı büyütüp küçülttü; "Kanka ben yanlış görüyorum galiba. Sığacık ne alaka ya?"

"Bilemem artık gidince soracağız. Bakalım neler oldu ona."

"Bir dakika ya. Kızım telefonu çalınmış filan olmasın. Saf gibi atlamayalım. Gerçi sen arabayı kaçırdığına göre birazcık sazanlık yapmışsın. Dur mesaj atayım şu kıza görüntülü aramazsa gelmeyeceğimizi söyleyeceğim vallaha. Öyle kolay değil bizi rahat yataklarımızdan kaldırmak."

Sahra'nın yüzü ciddileşti, kaşları çatıldı; "At bakalım mesajı. Napalım biz de o ara gezelim madem arabayı kaçırdık. Değil mi?" cümlesinin sonunda Çiğdem'e sırıtmıştı. Babası kızmazdı ama annesi cidden köpürebilirdi duysaydı olanları.

"Aynen kanka. Yolladım mesajı artık bakalım ne zaman cev... Dur! Arıyor. Durdur arabayı." Çiğdem çalan telefona hemen cevap verdi, "Çağla? Neredesin kızım? Ne oluyor ya?"

Çağla'nın yüzü tam seçilmiyordu karanlıktan ama sesi net geliyordu,
"Kanka, hemen gelin tamam benim işte bakın gördünüz beni. Acele edin. Tek başıma kalakaldım. Ne olur gelin ya? Ne olur?"
Çiğdem Sahra'ya 'ne yapalım?' der gibi baktı. Sahra telefonu eline aldı, "Çağla nerede olduğunun farkında değilsin galiba. Sığacık'a ne ara gittin ya? Ayrıca bizim gelmemiz dönmemiz bir iki saati bulur biliyorsun dimi?"

"Kanka biliyorum gelin size her şeyi açıklayacağım nolur gelin ya lütfen. Size ihtiyacım var işte. Tamam özür tamam bir daha burnumun dikine gitmeyeceğim söz."

Sahra omuz silkti, "Tamam yapmışsın bir eşeklik, gelelim alalım ama senin telefonunu hiç kullanmaman şarjını da hiç yememen lazım. Ayrıca bize konum attığın yerde olman gerek. Uzun lafın kısası hiçbir yere ayrılma. Geliyoruz."

"Tamam. Söz. Bekliyorum acele edin."

KARANLIĞIMDAKİ UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin