Bölüm 10: Dost

150 38 19
                                    

Arkadaşlar merhaba! Kusura bakmayın bu hafta gecikme oldu. Merak etmeyin daha titiz davranacağım. İyi eğlenceler. :)

Sahra, yol boyunca arabada yüksek sesli müzik dinleyip karmaşık duygularını içinde tutmaya çalışmış ve başarmıştı. Fakat durakta bekleyen abisini görünce hızlıca arabayı abisinin önünde durdurup koşarak abisine sarılmış göz yaşlarını daha fazla tutamamıştı. Sahra'ya güzelce sarılıp öpen abisi Sahra'nın eve gitmek istemesine anlam veremeyip aç olduğunu düşünüp bir şeyler yemesi için onu Alsancak'ta bir kafeye götürmüş yemek yemesi için de ısrar etmişti, saat daha çok erkendi ve Sahra bu saatlerde her zaman canavar gibi yerdi Sahra tüm ısrarlara rağmen tok olduğunu söyleyip bir lokma yemeden kafeden çıkmışlardı.
Abisi Sahra'nın tuhaf davrandığını düşünüp neler olduğunu sordu, Sahra hiçbir şey demeden deniz kenarına doğru yürüdü, günün erken saatleri olduğundan sahilde işe gitmekte olan ve spor yapan insanlar haricinde kimse yoktu, güneş yeni doğmuş olduğundan hava hala geceden kalma serindi. Sahra derin bir nefes aldıktan sonra karşısında duran abisine olan biteni eksiksiz şekilde tek seferde anlattı. Sırtındaki yükten biraz olsun kurtulmak istiyordu ama anlattıkça içine daha büyük bir sıkıntı doğuyor, aklına saçma sapan sorular geliyor hepsini kafasında bir kenara itmeye çalıştıkça birileri sanki kulağına tekrar tekrar aynı soruları fısıldıyordu. Abisinin olanları duyunca ciddileşen yüzünü gören Sahra endişeye kapılmıştı.

"Anladım" diyebildi abisi kocaman sesli bir nefes verdikten sonra. "Tamam senin yapabileceğin bir şey yok sıkma canını. Hadi eve gidelim. Unutup gideceğiz her şeyi."

Sahra düşünceli şekilde "Tamam abi" dedi. Abisine gelir gelmez böyle kötü haberleri verdiği için suçluluk hissediyor, bir yandan da onu güvenebileceği tutunacak son dalı olarak görüyordu. Arabaya doğru yürürken bir anda durdu ve tekrar abisine sarıldı. "İyi ki varsın abi ben sensiz ne yapardım" dedi. Abisi gülümsedi Sahra'nın başını koklayarak öptü ve kolunu Sahra'nın omzuna attı beraber arabaya geçtiler. Sahra ön koltuğa geçti abisine dönüp, "Abi bana kızmadın dimi? Kötü haber verdim gelir gelmez. Hoş geldin bile demedim sana. Ne olur kızma bana. Ama yine de hoş geldin" dedi. Gülümsedi, abisinin onun için söylediği cümleleri dinlerken kafasını cama yasladı, müzik eşliğinde tekrar düşüncelere daldı. Birlikte yazlığa gitmek için Alaçatı'nın yolunu tuttular.

Eve vardıklarında Sahra'nın annesi Çiğdem'in annesiyle konuşuyordu. Çiğdemler ailecek evlerindeydi. Sahra'yı gören Çiğdem hemen gidip ona sarıldı. Sahra ebeveynlerine bakarak Çiğdem'e "kanka?" dedi şaşkınlığını belli ederek. Çiğdem "Hoş geldiniz kanka. İyi misin?" dedi. Sahra'nın annesi, abisini görünce koşarak oğluna sarıldı. Babası telefonla konuşurken bir anlığına onlara dönüp, "Hoş geldiniz oğlum. Telefondayım hemen geliyorum." Deyip odadan çıktı. Çiğdem Sahra'yı kolundan tuttuğu gibi mutfağa doğru çekti, Sahra da dönüp sakince
"Hoş bulduk kanka. Hayırdır neden geldiniz? Pardon asıl siz hoşgeldiniz" dedi.

"Kanka Çağlalar Ankara'ya dönüyor. Baban, Mustafa Amca'yla konuşuyor şuan zaten. Biz de ne yapacağız diye konuşmak için geldik."

"Nasıl yani? Ne için ne yapacağız? Çağla niye Ankara'ya gidiyor? Öğrendiler mi her şeyi?"

Çiğdem Sahra'ya bir bardak su doldurup verdi, Sahra ne olduğunu anlamaya çalıştı ama iyice aklı karışmıştı, sabırla Çiğdem'in olan biteni anlatmasını bekledi. Çiğdem sandalyelerden birini çekip oturdu,

"Herkes dağılınca, Mert Çağla'yı arayıp Alaçatı'ya geri dönmesini istemiş. Çağla da ailesini arayıp gece arkadaşının birinin denizde kaybolduğunu öğrendiğini ve apar topar Sığacık'a gittiğini anlatmış. Ailesi de hemen Sığacık'a gidip Çağla'yı almış. Daha sonra ailesi olan biteni orada bulunan polislerden öğrenmiş. Çağla da bizimle gittiğini söylemiş ama ailesi öyle kızmış ki kanka hiç bize bir şey sormadan Çağla'yı suçlayıp valizlerini toplayıp apar topar geri dönmüşler. Şu an yoldalarmış Ankara'ya gidiyorlar. Geri de biz kaldığımız için maalesef cenazeye katılacakmışız. Yoksa ayıp olurmuş. Mustafa Amca babana öyle demiş kanka."

KARANLIĞIMDAKİ UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin