Uyanış

630 25 5
                                        

Etraf bulanıklaşmıştı. Karşımda sarışın bir kadın olduğunu farkedebiliyordum. Yerler ıslak ve oda oldukça soğuktu. Haliyle titremiştim. Kafamı yerden kaldırdığımda sarışının bana baktığını farkettim. Bir tepki bekliyordu. Konuşmak gibi. Ne zamandır sesimi kullanmadığım için kısık ve hırıltılı çıkmıştı:

"Sen kimsin?"

"Öğretmenin Elizabeth."

Öğretmenim. Elizabeth. Ne saçmalıyordu bu sarışın. Şu manyak ortamda bana coğrafya -ya da her ne bokumsa- dersi vermeye mi kalkışmıştı? Komik. Çünkü en gerizekalı insan bile buna inanmaz.

"Ha ha."

"Ders vermediğimi düşünüyorsun."

"Buraya kim gelse ders verdiğini düşünmez, sarışın."

"Ha ha." sesimi taklit etmesi hoşuma gitmemişti.

"Cidden burada neler olduğunu anlatmayacak mısın?"

"Ben değil, Robert anlatacak."

"O kim?"

"Patron."

"Ne patronu? Neler oluyor burda adam gibi anlatsana sen şunu."

Bu sırada kapı açılmıştı. İçeri ağır bir parfüm kokusu dolmuştu. Kafamı çevirdiğimde gelenin Robert olduğunu tahmin ettim. Oldukça heybetliydi. Sarı saçları ve mavi gözleri vardı. Çenesi köşeliydi ve yeni tıraş olduğu besbelliydi. Bembeyaz teni vardı. Çok soğuk gözüküyordu. Gelip yattığım yerin ayak ucuna oturdu.

"Merhaba Tyler. Ben Robert. Seni kazada kurtaran kişiyim. Umarım vücudundaki ağrılar azalmıştır."

"Azaldı. Ne kazası?"

"Açıklamam için biraz zaman tanı lütfen. Şu an sana yaşadığın tüm şeyleri anlatırsam kaldıramazsın."

"Bu acılara dayanabiliyorsam, emin ol şimdi anlatacakların benim için bir hiç." Koskoca bir yalan. Şu an anlatacaklarından o kadar korkuyordum ki. Neler olup bittiğini tahmin edemeyecek kadar aciz bir durumdaydım. Beynim sıfırlanmış gibiydi. Hiçbir şey hatırlamıyordum.

"Tyler. Sen.. Değişime uğradın. Seni üç yıldır burada saklıyoruz ve sana birtakım dersler verdik, insan içine çıkabilmen için. Ama bu dersler senin gibi biri için bile çok ağır olduğu için geçici bir hafıza kaybı yaşıyorsun."

"Ne değişimi? Üç yıldır burda mıyım ben? Siz ne tür bir manyaksınız! Beni bırakın!"

"Sakin ol Tyler. Seni ben değiştirdim. Patronuna böyle davranman yapabileceğin en büyük hata. Ama ben çok şefkatli bir patron olduğum için senin durumunu iyi anlıyorum."

"Nasıl değiştirdin? Kollarım neden bağlı benim! Aç şunu!"

İnsan içine çıkabilmen için. Bana ne olmuştu da insan içine çıkamayacak kadar kötüydüm? Çok mu güçlüydüm de testler benim gibi biri için bile ağır gelmişti? Kafamda o kadar çok soru vardı ki. Bu söylenenlerin birine bile inanmak istemiyordum.

"Çok saldırgansın. Şimdi kolunu açamam."

"Aç şunu! Aç!" Sarışın ve Robert bana delirmişim gibi bakıyorlardı.

"Neden bana öyle bakıyorsunuz?"

"Sakinleş. Tyler."

"Neler olup bittiğini anlat."

"Tamam. Ama bir şartla. Cümlem bitene kadar hiçbir şey demeyeceksin."

Çok zordu.

"Tamam."

"2011 yılındayken okulca bir piknik yapıldı. Arkadaşlarınla çok eğleniyordun. Piknik bittiğinde annen ve baban piknik için ormanda seni bekletmişlerdi. Geleceklerini söyleyip duruyorlardı ama işleri oldukça uzun sürmüştü. Ormanda beklerken bir araba geldiğini zannettin tahminimce. Ama gelen tırdı. Yola fırladığında tır seni ezdi. Çok yaralanmıştın. O zaman sadece 13 yaşındaydın Tyler. Seni göz göre ölüme terkedemezdim. Ormana taşıdım ve yaralarını iyileştirmeye çalıştım. Ama sen ölüyordun. Ben de seni değiştirmek zorunda kaldım. Ama değişenlerin de bazı kuralları var. Ders almalılar. Bunun için sana en iyi öğretmeni buldum. Derslerinde oldukça iyisin Tyler. Bir değişene göre oldukça güçlüsün ve önsezilerin oldukça gelişmiş. Ama toplum içinde kendini saklamazsan oldukça tehditkâr insanlar olacak çevrende."

"Bitti mi?"

"Evet."

"Ben neyim?"

"Değişensin."

"Artık insan değil miyim?"

"Hayır, yarı insansın. Toplum içine girdiğinde bu yönünü açığa çıkartacaksın."

"Beni nasıl değiştirdin?"

"Isırarak."

Isırarak mı? Tanrım. Vücudumda kocaman bir ısırık izi mi vardı? Ve neden beni ısırmıştı? Kafam o kadar çok dağılmıştı ki.

"Isırarak?"

"Evet. Karnında."

Üstüm çıplaktı. Baktığımda kocaman bir ısırık izi gördüm. Ama bu kocaman bir ısırıktı. Robert'ın yapabileceği türden bir iz değildi. Avcumun içi kadardı. İnsan yapamazdı bunu. Robert insan mıydı ki?

"Diğer yarım insansa, öteki yarım ne?"

"Kurt."

Kurt. Kurt. Kurt.

Saçma sapan kurtadam hikayeleri okumuştum ve onlara inanmıyordum. Şu an bir kurtadam olduğumu öğrenmek dünyanın en büyük yalanı gibi geliyordu. Buna.. Buna inanamazdım ben.

"Kurtadam?"

"Biz öyle demiyoruz. Değişmiş demek daha iyi."

"Sen de mi değişmişsin?"

"Evet."

"Robert. Kusura bakma ama şu anlattıklarının hiçbirine inanmadım tamam mı? Kurtadam diye birşey olamaz."

"İnanmıyorsun."

"Kim olsa inanmaz. Böyle bir zırvalığa kanacağımı mı zannettin?"

"Sen güçlü birisin Tyler."

"Evet. Yanımda durduğun müddetçe şu salladığın yalanları sesimi çıkarmadan dinledim."

"Madem inanmıyorsun, kendinle yüzleşme vaktin geldi."

Yara İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin